Connect with us

Genel

Yöneticilikte delegasyon

Yayın Tarihi:

on

Hepimizin bildiği bir soru vardır: “Balık verip o gün karşındakini doyurmak mı, yoksa karşındakine balık tutmayı öğretip her gün onun kendi karnını doyurmasını sağlamak mı?”

İyi bir yönetici her zaman ekibini geliştirmeye ve onlara koçluk yaparak becerilerini artmasını sağlamaya özen gösterir. İyi bir yönetici; ne kadar yetişmiş ve gelişime açık çalışana sahipse, o kadar başarılı işlere imza atacağını bilir. Bu nedenle hem kendi yerine geçebilecek adayları belirler ve onları yetiştirir; hem de ekibindeki her önemli rol için lider olacak çalışanları seçer ve onları destekler.

Bir yöneticinin çalışanını geliştirmek ve becerilerini artırmak için yaptığı birçok eylem vardır. Çalışanlarının fikirlerini sormak, onları dinlemek, onlara projelerde liderlik vermek, geri bildirim alıp vermek, koçluk yapmak, farklı bölümlerde görevlendirerek bilgi ve bakış açılarının gelişmesini sağlamak, toplantılarda ve grup çalışmalarına dahil ederek tecrübelerinin artmasını sağlamak, sorumluluk ve karar alma konularında cesaretlendirmek, özgüven aşılamak bunlardan birkaç tanesidir.

İyi bir yöneticinin çalışanını geliştirmek için yapması gereken önemli bir eylem de, iş delegasyonu yaparak çalışmasıdır. İş delegasyonu, çalışana ‘’balık tutmayı öğretmektir’’. İş delegasyonu; çalışanın karar verme becerisinin artmasını, sorumluluk almasını, işi öğrenmesini, farklı düşünebilmesini, hatalarından ders çıkarmayı öğrenmesini, öz güveninin yükselmesini, takdir kazanmasını ve kendini değerli hissetmesini sağlar.

İşi iyi delege edebilen bir yönetici çalışana katkı sağlarken, aynı zamanda hem ekip çalışmasını teşvik eder, hem de kendi zamanını ekibinin yapması gereken işlerle değil, daha yönetsel ve stratejik planlamaya yönelik konulara fazlasıyla odaklanacak fırsat bulur.

Ancak bazı yöneticiler iş delegasyonundan hoşlanmaz veya yapmak istemezler. Bu nedenle iş delegasyonu açısından bakıldığında dört farklı tip yönetici karşımıza çıkar. Bunlar:

  • Delegasyonu bilmeyen,
  • Delegasyonu bilen ve uygulayan,
  • Delegasyonu bilen fakat sevmeyen / istemeyen,
  • Delegasyonu bilen fakat yapamayan.

Delegasyonu yapamayan yönetici, ekip üyelerine güvenmediğinden, ekipte iş vereceği iş arkadaşlarının yeterli tecrübeye sahip olmadığı endişesi taşımasından dolayı işlerin hatalı geleceğine inanır. Onun için delege edilecek her iş çok önemlidir ve kesinlikle hata yapılmamalıdır. Hata yapılırsa o işi tekrar kendisinin yapacağını ve düzeltmek için çok zaman harcayacağına inanır. Bu nedenle madem eninde sonunda iş bana geri gelecek, o halde hiç işi delege etmeyeyim ve ben yapayım moduna girer. Her işi kendisi üstlenir, kendisini çok önemli bir konuma konumlandırır ve kendi egosunu tatmin ederek mutlu olur. Sonra da ‘’her işi ben yapıyorum, bu kadar çalışan ne işe yarıyor ki?’’ diyerek kendini överken şikayet de eder. Her işi kendisi yapan yönetici, zaten yönetici değildir.

Delegasyonu sevmeyen / istemeyen yönetici ise kendisini değerli hissetmek, iş yapıyor havasını vermek için çoğu kez üst yönetime kendi eksikliklerini göstermemek için bunu uygular. Başka bir gizli nedeni de; iyi ve nitelikli çalışanına iş öğretirse bir gün onun rakibi olacağından korkar. Kendi koltuğunu sağlama almak için iş öğretmemek ve bilginin hep kendisinde kalmasını sağlamak ister. Bu tür yöneticiler, yetkinliklerinin oturduğu koltuğun gerektirdiği bilgi, beceri ve tecrübeye yetmediğinin farkındadır ve hep koltuğunu savunma derdindedir. Kendi ekibindeki iyi elemanları rakibi görür ve hata yapmaktan çok korkar; çünkü hata onu koltuğundan edebilir. O yüzden delegasyonu sevmez. Bu tür yöneticiler aslında bir ofis idare amiridir ama farkında değillerdir.

Delegasyonu bilen ve yapmayan yönetici de, kendi egosunun yüksekliğinden kimseye iş delege etmez, biatı ve hükmetmeyi sevdiği için her işin kendi bilgisi ve kontrolünde yapılmasını ister. Her işi kendisi tamamlamak ve o olmaz ise ekibinin bir işi tamamlayamayacağı algısını da üst yönetime sıklıkla iletir. Kesinlikle kendi yerine bir adayın oluşmasını istemez ve bu tür çalışanlarla mutlaka huzursuzluk yaşar.

Delegasyonu bilmeyen ya da bildiği halde uygulamayan tüm yöneticiler mutlaka eğitime alınmalıdır. Aksi takdirde hem iyi çalışanın kaybı çok olur, hem de yöneticiler çalışanlarının işini yaptığı için asıl değer katmaları gereken strateji, analiz, yenilikçilik ve müşteri odaklılık gibi konulara hiç zaman bulamadıkları için şirkete değer katamazlar. Zamanlarının %60’nı ekibinin yapması gereken isleri yaparak geçirdiği için çoğu zaman boş ve gereksiz çalışır.

Yetersiz veya doğru yapılmayan bir delegasyon, hayal kırıklığına sebep olur, çalışanların aklını karıştırır, demotive eder ve görevin yerine getirilmemiş olması ile sonuçlanabilir. Bu sebeplerden dolayı, delegasyon yönetiminin önemsenmesi gereklidir.

Doğru delegasyonun çok önemli faydaları vardır. Bu faydalar hem çalışanlara, hem de şirkete değer katar. Delegasyonun önemli faydalarına göz atacak olursak:

  • Zaman kazandırır,
  • Çalışanların yetkinliklerini artırır, özgüven kazandırır,
  • Yöneticinin kendisinden sonra gelecek kişilerin yetiştirilmesini sağlar,
  • Çalışanları cesaretlendirerek motive eder,
  • Takım çalışması ve sorumluluk almayı güçlendirir,
  • Yöneticinin aynı zamanda birçok farklı işi yapabilmesini ve sonuçlandırmasını sağlar

Delegasyon hem size yönetici olarak daha fazla yetkin ve yetişmiş çalışanla başarılı olmanıza olanak tanır; hem de çalışanlarınızın balık tutmayı öğrenmesini sağlayarak size ve şirketinize bağlı olmasına olanak tanır. Eğer delegasyondan korkan bir yöneticiyseniz; ya koltuğunuzdan korkan, özgüveni eksik ve yetkinliğinizin yeterli olmadığının farkında olan bir durumdasınızdır; ya da ekip çalışmasından uzak, çalışana değer vermeyen ve güvenmeyen, biatı ve hükmetmeyi seven, bilgisizliğinizi çok ama gereksiz çalışarak kapatmaya çalışan, koltuğunun gücünden kaynaklanan egosu yüksek bir yönetim tarzını gittiği yere kadar benimsemişsinizdir.

Yönetmek öncelikle kendini yönetmek ve başkalarına örnek olmak demektir. Başkalarına güvenmeyen, çalışanını rakip gören, çalışanlarının gelişmesini tehlike gören ve her şeyin kendi kontrolünde olmasını isteyen bir yönetici; huzur vermeyen, saygı duyulmayan ve çalışan için ıstırap veren bir yöneticidir.

İş delegasyonu; yöneticinin liderliği, çalışanına duyduğu güven ve saygı, çalışana verilen değer, çalışanla birlikte sorumluluk alıp birlikte iş yapma kültürü, rol model olmak, kendine duyulan özgüven, çalışana rehberlik etmek ve ona işi öğretmek, çalışanın gelişimine destek olmak demektir.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Genel

SMS TORK’a, TİM’in İnovaLİG yarışmasında ödül

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin ilk inovasyon geliştirme programı olan İnovaLİG yarışmasında, SMS TORK çalışma kültürü inovasyonu “Yalın Üretim” ile “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü-KOBİ” kategorisinde ikinci oldu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin bu yıl 10’uncusunu düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında yer alan, Türkiye’nin inovasyon şampiyonlarının belirlendiği İnovaLİG’te iş dünyasındaki yenilikçi yaklaşımları ve başarıları ile öne çıkan şirketler ödüllerini aldı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ödül töreninde SMS TORK adına ödülü Yönetim Kurulu Başkanı Enver Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe’den aldı.

“Türkiye’nin ilk yerli solenoid valf, pnömatik aktüatör, pnömatik pistonlu valf, patlaç valf ve elektrikli aktüatör üreticisi olarak sektörümüzde öncülük eden SMS TORK’un böylesi anlamlı bir ödüle layık görülmesinden büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz” diyen Enver Kaya, “Sms Tork, İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü- KOBİ kategorisinde, kurum içinde ürün inovasyonu dışında pazarlama, süreç, hizmet, iş modeli, çalışma kültürü, sürdürülebilirlik ve sosyal alanlarda inovatif fikirleri merkeze alan yaklaşımı ile ödüle layık görüldü. Cumhuriyetimizin 100. yılında böyle bir ödülü kazanmak bizim için ayrı bir öneme sahip. 1985 yılından beri sektörümüzün Türkiye’de öncüsü konumundayız. Bugün ürettiğimiz ürünleri 85’ten fazla ülkeye ulaştırarak Türkiye’nin adını dünyanın dört bir yanına taşıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de inovasyonu merkezine koyan yaklaşımımızla müşterilerimizin ihtiyaçlarını öngörerek, yerli üretimimizle rekabette öne çıkan ve sürdürülebilir büyüme sağlayan ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Şirketlerde inovasyon bilincinin geliştirilmesi ve inovasyona dayalı ihracat artışının desteklenmesi amacıyla başlatılan İnovaLİG, Avrupa’da 17 ülkede uygulanan ve IMP3rove metodolojisiyle, Türkiye’deki firmalara ciddi bir fikri sermaye kazandırmayı amaçlıyor. İnovaLİG, her yılın inovasyon liderlerini belirleyerek firmaların inovasyon karnelerini oluşturarak organizasyonlarına ve günlük operasyonlarına inovasyon kültürünü yerleştirmeleri için önemli bir fırsat sunuyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

2023’ün doğal kaynakları 214 günde tükendi

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

İnsanlığın ekolojik kaynaklara ve hizmetlere belirli bir yıl içindeki talebinin, dünyanın üretebileceği miktarı aştığı tarih olarak tanımlanan Dünya Limit Aşımı Günü, bu yıl 2 Ağustos olarak belirlendi. Dünya, 2023’ün doğal kaynaklarını 214 günde tüketirken, Türkiye’nin aşım tarihi 22 Haziran olarak kayıtlara geçti.

Küresel ölçekte 1 yıllık yenilenebilir kaynağın insanlar tarafından kullanımını ölçerek o yıla ait Dünya Limit Aşım Günü’nü hesaplayan Küresel Ayak İzi Ağı – Global Footprint Network (GFN), 2023 yılına ait kaynakların 2 Ağustos itibarıyla tükendiğini açıkladı. 2023 yılının kaynaklarını 214 günde tüketen dünya, 3 Ağustos’tan itibaren 2024’ün kaynaklarını tüketirken; Türkiye limit aşımını 22 Haziran’da gerçekleştirdi.

Küresel Ayak İzi Ağı tarafından 1961 yılından bu yana araştırılarak ilk kez 1971 yılında saptanan küresel aşım, pandemi nedeniyle 2020 yılı hariç her yıl daha erken bir tarihe geriledi. Küresel Ayak İzi Ağı’nın verilerine göre dünya genelinde 1971 yılında 25 Aralık’ta tükenen kaynaklar, 2023 yılında 2 Ağustos’a kadar geriledi. Verilere göre 2023 yılında insanlık, 8 ay gibi kısa bir süre içinde dünyanın 1 yıllık bütçesini tüketti.

Küresel Ayak İzi Ağı tarafından farkındalık oluşturulmak için hesaplanan Limit Aşım Günü; dünyanın o yıl üretebildiği ekolojik kaynak miktarını, insanlığın o yıl içindeki talebine bölerek, ardından da 1 yıl içindeki gün sayısı olan 365 ile çarparak hesaplıyor.

Ülkelerin Limit Aşım Günü ise, GFN tarafından ülke bazında tüketilen kaynaklara göre ele alınıyor. Her yıl en erken limit aşımına ulaşan ülkeler arasında; Amerika, Avustralya, Güney Kore, Rusya, Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere, Japonya, İtalya gibi ülkeler yer alırken; 2023’ün doğal kaynaklarını 10 Şubat’ta tüketerek en erken limit aşımına ulaşan ülkeyi bu yıl Katar oluşturuyor. Listenin devamını ise kaynaklarını 14 Şubat’ta tüketen Lüksemburg, 13 Mart’ta tüketen Kanada, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD, 23 Mart’ta tüketen Avustralya ve ardından daha yılın ilk yarısı tamamlanmadan gelecek yıldan borçlanmaya başlayan birçok ülke oluşturuyor. Türkiye doğal kaynaklarını 22 Haziran itibarıyla tüketirken, listenin son sırasında kaynaklarını 20 Aralık’ta tüketmesi öngörülen Jamaika yer alıyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Genel

Türkiye’nin ve dünyanın en iyileri için köklü deneyim ve yenilenen teknolojiyle “terzi usulü” pompacılık!

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Pompa üretimindeki 40 yılı aşan uzmanlığıyla katma değeri yüksek pompalar tasarlayan ve üreten Göksan Pompa, müşteri ihtiyaçlarına özel, terzi usulü mühendislik hizmeti veriyor. Ekonomik, uzun ömürlü ve sektöre ilham veren öncü ürünleriyle öne çıkan Göksan, Türkiye’de ve dünyanın 61 ülkesinde kamu ve özel sektörün devleriyle çalışıyor. Kamu ve özel sektörde Türkiye’nin en önde gelen tesislerine ve kurumlarına hizmet veren firma, tasarımlarını dünyaya taşıyarak 61’den fazla ülkeye ihracat yapıyor.

Şirketin ortaklarından Efe Çıtak, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajda firmanın faaliyetleri ve çözümleri üzerine görüşlerini Pompa&Vana Dergisi ile paylaşıyor.

Göksan Pompa’yı tanıyabilir miyiz?

Göksan Pompa, 1982 senesinde Sabri Çıtak tarafından İzmir’de küçük bir atölye olarak kuruldu. Tarımsal sulama pompalarıyla başladığı serüvene, dalgıç pompa ve motorları ve son 20 senedir de, ağır hizmet endüstriyel pompa tasarımı ve üretimiyle devam ediyor.  Atatürk Organize Bölgesinde yer alan fabrikamız, 6000 m2 alana sahip.

Göksan Pompa’nın ürün yelpazesi ve üretim kapasitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Enerjiden kâğıda, kimyadan gıdaya, madenden sulamaya kadar oldukça geniş bir alana hitap eden üretme yeteneğimiz ve kapasitemiz var. En büyük gücümüz, katma değerli, gereksinime odaklı ürünler sunabilmemiz. Bu yüzden, yeniden üretmekten öte, yenisini üretmenin heyecanıyla çalışıyor, hevesimizi çoğaltan müşterilerimize kusursuz ve nokta atışı çözümlerle geri dönüşler sağlıyoruz. Tasarlayıp ürettiklerimiz, tesislere ve proseslere özel, terzi usulü mühendislik ürünleridir. Ekibimizin, sektördeki tüm gelişmeleri takip etmesi, kurum içi eğitimler ve sektöre ilham veren fikirlerle çalışması, yüksek verimli ürünlere ve akılcı çözüm önerilerine dönüşüyor ve müşteriye sunuluyor.

Pompa teknolojilerinizle hangi sektörlere çözüm sunuyorsunuz? Ön plana çıkan bir ürün/çözüm/uygulama alanı var mı?

Şirketimiz, rafta hayata katılmayı bekleyen standart ürünler yerine, ülkemizde üretilmeyen ve yurtdışından tedarik edilen katma değeri yüksek ürünlere odaklanıyor. Ağırlıklı olarak demir-çelik, maden, gıda, enerji ve kâğıt sektörü için çalışıyoruz. Bu sektörler, kusursuzluğu talep eden önemli sektörlerdir. Bu yüzden, tüm ayrıntıları ustalıkla, deneyimle, bilimle, teknolojiyle ve hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan baştan sona müşteriyle temas halinde çalışıyoruz. Kurumlarla, tesislerle direkt çalışmanın yanında, anahtar teslim iş yapan EPC, proje firmaları ve yüklenici firmalar müşteri portföyümüzde ağırlıkla yer almaktadır. Müşterinin anlık değil, uzun vadeli memnuniyetini ve güvenini sağlamak, temel politikamızdır.

Enerji ve kaynak kullanımının önemi her geçen artıyor. Bu alanda yürüttüğünüz Ar- Ge çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bahsetmiş olduğumuz gibi zaten bütün ürünlerimiz terzi usulü üretildiği için pompa ve sistem verimliliği en yüksek seviyelerde müşteriye sunuluyor. Bu da, kaynaklarımızın israfından kaçınarak, geleceğe daha yeşil, daha temiz bir dünya bırakma hedefiyle mümkün. Mühendislerimiz pompalarımızın tasarımlarını her yeni projede daha da geliştiriyor, sanal ve fiziksel saha testleri yürütüyor ve olası verim kayıplarını ürün daha tasarım aşamasındayken önlüyor. Modüler yapıda tasarlanmış ürün grupları hem imalata hem de müşteriye zaman ve para kazandırıyor, hem de kaynakların en iyi şekilde kullanılmasına olanak sağlıyor.

Ürünlerinizle hem yurt içine hem de yurt dışına çözümler sunuyorsunuz. Göksan Pompa’nın iç pazar ve ihracat faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? Hangi ülke ya da bölgelere ürün satışı gerçekleştiriyorsunuz?

İnsanın su ihtiyacı hayat devam ettikçe hiçbir zaman bitmeyecek. Bu sebeple, iç ve dış pazarlarda uzun süredir devam eden ve çoğalan müşteri ilişkilerimiz, dolayısıyla büyüyen bir portföyümüz bulunuyor. Sektördeki ve dünyadaki bilinirliğimizi anahtar çözümler ürettiğimiz müşterilerimize ve onların bizi önermesine borçluyuz diyebilirim. Mesela örnek verecek olursak firmamız Siemens Enerji grubunun Türkiye’deki tek pompa tedarikçisidir. Bunun gibi birçok global firma ile çalışmakta olup, 61’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Yani dünyanın her yerindeyiz.

2022 yılını nasıl geçirdiğinizi ve 2023 yılının nasıl devam ettiğini aktarır mısınız? Üretim, ihracat ve sunduğunuz çözümlerde rakamlar ne gösteriyor?

Pandemi ile birlikte Avrupa’da ve Amerika’da üretimin aşırı derecede yavaşlaması Türkiye’ye artan üretim miktarı olarak yansıdı. Açıkçası bizi de olumlu yönde etkiledi. Dünyanın önde gelen markaları, Türkiye’de dünya kalitesinde üretimler gerçekleştiren, bizim gibi firmalarla tanışma fırsatı buldu. Her geçen yıl bir önceki yıla göre büyüme ve gelişme kat ediyoruz. Yeni çözüm ortaklarımız artıyor. Güncel müşterilerimizle de sürekli irtibat halindeyiz. Biz hep uzun soluklu birliktelikler arayışındayız. Hedefimiz müşterilerimizi sadece satış anında mutlu etmek değil, satış sonrası saha ve mühendislik hizmetlerimizle 360 derece bir çözüm ortaklığı sunmak. Zaten bunu sağladıktan sonra büyümemek mümkün değil…

Göksan Pompa’nın gelecek dönem hedef ve beklentilerini iletir misiniz? Yeni proje, yatırım çalışmaları ya da gelecek dönem piyasaya sunacağınız yeni bir ürününüz var mı?

Mühendislik çalışmalarımız hiçbir zaman bitmiyor. Kendimizi ve ürünlerimizi sürekli güncelliyoruz. Yeni ürün tasarımlarıyla müşterilerimize güncel çözüm önerileri sunuyoruz. Tabii ki hedefte yeni projelerimiz de var. Bu yıl Ekim ayında, Sodex’te ürüne dönüşmüş yeni fikirlerimizi de sergileyeceğiz, bekleriz. Ayrıca şimdiden katılımcı olarak bulunacağımız 2024 yılında yurt dışında gerçekleşecek sektörümüzün en büyük iki fuarı için hazırlıklara bugünden başladık. Durmak yok, yola devam.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com