Connect with us

Genel

Dev makinelere hayat veren Tüfekçioğlu, patentli ürünüyle dünya markası olma yolunda

Yayın Tarihi:

on

68 yıllık tecrübesiyle madencilik, cevher zenginleştirme ve seramik sanayi başta olmak üzere birçok sektöre eşsiz çözümler sunan Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi; flotasyon makinelerinden çamur pompalarına, hidrosiklonlardan kondisyoner tanklara, vanalardan yedek parçalara kadar geniş bir yelpazede üretim yapıyor. Türkiye’deki ilk kauçuk değirmen astarını üreterek ilke imza atan Tüfekçioğlu, ürettiği patentli tank tipi flotasyon hücresi ile küresel ölçekte de adından söz ettiriyor. Başta Arnavutluk, Kazakistan, Avustralya ve İtalya gibi ülkeler olmak üzere yurt dışına ciddi miktarlarda yedek parça ve makine ihraç eden firma, Rusya ve Kanada gibi yeni pazarlardaki temaslarını da sürdürüyor. 

Yıllık ortalama 150’nin üzerinde hidrosiklon, 300‘ün üzerinde çamur pompası, 100’e yakın flotasyon makinesi üretimi ve makine iç aksamlarının kauçuk kaplamasında kullanılan 250 tonun üzerinde kauçuk ürün imal eden Tüfekçioğlu, TÜBİTAK ve üniversiteler ile yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarıyla da sektöre yön veriyor. Firmanın üretim, Ar-Ge, satış ve ürünleri üzerine röportaj gerçekleştirdiğimiz Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi’nin Fabrika Müdürü Aylin Karabulut, ayrıntıları dergimizle paylaşıyor.

68 yıllık köklü bir firma olan Tüfekçioğlu’nu tanıyabilir miyiz?

Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi, 1954 yılında Kadir Tüfekçioğlu tarafından kauçuk ayakkabı, yedek parçalar vb. üretimler gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş bir imalathane olarak ticaret hayatına girmiştir. Endüstriyel anlamda ilk olarak maden öğütme değirmenlerinin iç kısımlarında kullanılan kauçuk astarların üretimine başlamıştır. 1978 yılında Tüfekçioğlu tarafından üretilmeye başlanan değirmen astarları o yıla kadar Türkiye’de üretilen ilk kauçuk değirmen astarı olmuş ve sektöre bu alanda öncülük etmiştir.  Bunu takip eden yıllarda özellikle madencilik, cevher hazırlama, seramik sanayi ve bazı endüstriyel ham madde üretimi yapan tesislere kauçuk ağırlıklı yedek parçalar, çamur karıştırıcılar, açıcılar, pompalar, vanalar gibi makinelerin iç kaplamaları üretilmeye başlanmıştır. Daha sonra yedek parça temin edilen firmalara makine üretimi de yapılmaya başlanmış, bu alandaki başarımızla kauçuk yedek parça yanında makine üretimi de gelişmiştir. Önce büyük sanayide bulunan firmamız daha sonra şimdiki yeri olan Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınmış ve birisi kauçuk diğer ikisi makine üretimi olmak üzere 3 ana binada faaliyetlerini sürdürmektedir. 

Geniş bir yelpazede üretim gücünüz var. Ürünlerinizden bahsedebilir misiniz?

Firmamız ana faaliyet alanlarından birisi kuruluşundan beri devam etmekte olan kauçuk yedek parça ve aşınma direnci gerektiren yerler için iç kaplamalardır. Buna yönelik olarak maden ve cevher öğütmek amacıyla kullanılan öğütme değirmenlerinin kauçuk iç astarları, bu tür değirmenlerin kauçuktan imal kaldırıcı ve taşıyıcı barları, yine aşınma direnci gerektiren yüksek yoğunluklu çamur pompaları için iç kaplamalar, hidrosiklonların iç kaplamaları ağırlıklı olarak üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünler arasındadır. Diğer taraftan cevher zenginleştirme, seramik ve endüstriyel ham madde üretimi yapan fabrikalarda kullanılmakta olan flotasyon hücreleri, flotasyon devreleri için kondüsyoner tankları, hidrosiklonlar, çamur pompaları ve kil açma tankları üretimini yapmakta olduğumuz ana makinelerdir. Farklı özelliklerde çamur akış kontrolü sağlayan vana (pinch, dart, bıçaklı vb.) üretimlerimiz de bulunmaktadır. Ayrıca üretilen bu makinelerin aşınmaya dayanıklı olması gerektiği için iç kaplamalarını da kendi imkanlarımızla kauçuk birimimizde yapabilmemiz ürünlerimizin satış ve pazarlamasında önemli avantajlar sağlamaktadır.  

Hangi sektörlere çözüm sunduğunuz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu açıdan bakıldığında Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi’nin temel hedef alanlarının madencilik, cevher hazırlama ve seramik sanayi olduğunu söyleyebiliriz. Ürünlerimiz; metalik madenler, endüstriyel ham maddeler, çimento, seramik, kum ve inşaat alanına hitap etmektedir. Bununla birlikte ağırlıklı olarak da madencilik sektörlerine hem makine hem de yedek parça temini yapmaktayız. Firmamızın kuruluşundan bu yana faaliyet alanı olan kauçuk yedek parça üretimi, özellikle de değirmen astarları üretimi yalnızca ülkemizde değil, yurt dışında da satış imkanı bulduğumuz alanlardan bir tanesidir. Kaliteli ve uzun dayanma ömrüne sahip bu ürün, ülkemizdeki önemli maden öğütme değirmeni üreten firmaların tercih ettiği bir ürün niteliği kazanmıştır. Bu firmaların üretim detaylarına bağlı olarak her tip ve ebatta değirmen astarı ve gerekli tüm iç kaplamalarının üretimini gerçekleştirebilecek kapasitede olduğumuzu belirtmek isterim. Sadece yerli üreticilere değil, yabancı markaların ürettiği ekipmanlara da kauçuk astar teminini başarılı bir şekilde sürdürmekteyiz. Bunun yanında hem kendi üretimimiz olan çamur pompaları hem de diğer yerli ve yabancı markaların üretmekte olduğu çamur pompaları için kauçuk iç astarların da üretimini yapmaktayız. Mekanik aşınmaya karşı dayanım gerektiren makine iç aksamlarının kauçuk kaplamasında sahip olduğumuz geniş deneyimle, bu alandaki birçok makine üreticisine yedek parça temini önemli faaliyet alanlarımızdan birisini oluşturmaktadır. Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi olarak yıllık ortalama 250 tonun üzerinde bu tür kauçuk ürünlerin üretimi gerçekleştirmekteyiz.

Diğer önemli bir faaliyet alanımız olan cevher zenginleştirme makineleri üretiminde ise başta patentli üretimimiz olan flotasyon hücreleri öne çıkmaktadır. Bununla birlikte hidrosiklonlar, çamur ve flotasyon köpük pompaları, kil açma makineleri önemli makine üretimlerimiz arasında yer alıyor. Özellikle Tüfekçioğlu Tank Tipi Flotasyon Hücresi ve diğer flotasyon hücreleri ana makine üretim grubumuzu oluşturmaktadır. Bu ekipmanların sadece üretimi değil, talebe bağlı olarak malzeme akış şemalarının hazırlanması ve ekipmanların bu akış şemasına göre boyutlandırılması, yerleşimleri, gerekli projelendirme çalışmaları da yine firmamız bünyesinde yapılabilmektedir. Üretilen flotasyon makineleri birim bazında 50 metreküp gibi yüksek kapasitelere ulaşmış olup, 100 ve 300 metreküp kapasiteli makinelerin tasarımı da tamamlanmış ve üretime hazır hale gelmiştir. Fabrikamızda yıllık 100’e yakın flotasyon makinesi üretimi yapılmaktadır. Üretim kapasitemiz bunun çok üzerinde olmakla birlikte, talebe bağlı üretim yapıldığından üretimimiz şu anda bu seviyede bulunmaktadır.  Üretmekte olduğumuz patentli tank tipi flotasyon hücremiz yurt dışında da tanınmaya başlanmış ve artık bir dünya markası olma eğilimindedir. Bu nedenle bu makinenin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir.

Firmanızın üretim kapasitesi ve miktarı, istihdam kapasitesi gibi bilgilerden söz ederek; Tüfekçioğlu’nu farklı kılan özelliklerden bahsedebilir misiniz?

Çok geniş kapasite ve işlem aralığına sahip yine kendi tasarımımız olan hidrosiklon ve farklı ebatlardaki çamur pompası makine üretimi alanında öne çıkan önemli üretim faaliyetlerimiz arasında yer alıyor. Yıllık ortalama 150’nin üzerinde hidrosiklon, 300‘ün üzerinde çamur pompası üretimi yapıyoruz. Bunlara yönelik yedek parçalar talep dışında da üretilerek depolanmakta ve bu sayede müşterinin acil talepleri de hızla karşılanabilmektedir. Yine çok farklı özellik ve ebatlardaki vanaların üretimi ile çamur akış kontrolü gerektiren tüm faaliyet alanlarına destek vermeye devam etmekteyiz. 

Üretimimizle ilgili en önemli konulardan birisi ürünümüzü talep eden müşterilerimizin kendi işlerine uygun olan makinenin hangisi olacağı konusunda yeterli teknik bilgiye sahip olmamalarıdır. Faaliyet göstermekte olduğumuz alanda gerekli makinelerin seçimi ve boyutlandırılması detaylı laboratuvar çalışması gerektirmektedir. Çoğunlukla müşterilerimiz bu aşamayı atlayarak makine temin etmeye çalışmaktalar. Bu durumda onlara uygun olan makinenin seçimi ve boyutlandırmalarını da yapmak durumunda kalmaktayız. Firmamız bunu yapabilecek kabiliyete sahip olmakla birlikte, müşterimizin talep ettiği ürünle ilgili olarak gerekli parametreleri tarafımıza sağlaması gerekmektedir. Aksi takdirde müşterinin talebine uygun makine temini mümkün olmamaktadır. Bu bağlamda hedefimizin makine satmak değil, müşterimize uygun olan makineyi satmak olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda da müşterimize uygun ekipmanı sağlayabilmek amacıyla gerekli test çalışmalarını laboratuvar imkanlarımız dahilinde yapabilmekte ve böylece müşterimize teknik destek de sağlamaktayız. 

Bu üretim kapasitesine ulaşmakta en büyük desteği çalışanlarımızdan alıyoruz. Fabrikamızda şu anda beyaz ve mavi yaka olarak toplam 80’in üzerinde kişiyi istihdam ediyoruz. Ayrıca 20 civarında da akademisyen ve tecrübeli endüstriyel uzmandan danışmanlık alıyoruz. 

Tüfekçioğlu olarak, Tübitak-üniversite iş birliği ile Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen projeleriniz bulunuyor. Bu iş birliklerinden ve Tüfekçioğlu’nun Ar-Ge faaliyetlerinden söz edebilir misiniz?

Özellikle ekipman üretiminde üniversitelerden ciddi destekler alınmış ve alınmaya devam etmektedir. Patentli flotasyon makinesi tasarımı, pompa tasarımı gibi konularda hem üniversitelerden hem de tecrübeli teknik uzmanlardan destekler alınmıştır. Flatasyon makinemizin geliştirilmesinde üniversitelerce desteklenen bir ekip kurulmuş, bu alanda rekabet edebilecek özelliklere sahip bir makine üretilmiş, patenti firmamıza kazandırılmıştır. Pompa ve hidrosiklon üretimlerinde de tasarım aşamalarında yine akademisyenlerden destek alınmıştır.  Bazı projelerimiz TÜBİTAK tarafından da desteklenmiştir.  

Çamur pompaları için test ünitemiz sayesinde hem kendi pompalarımızı hem de diğer firmaların ürettiği pompaların testleri yapılabilmekteyiz. Bununla birlikte kauçuk kalite kontrol laboratuvarımızda üretime geçen tüm kauçuk ham maddeleri kalite kontrolden geçirebilmekteyiz. 

Cevher zenginleştirme laboratuvarımızda müşterilerimizin ekipman seçimlerine yardımcı olabilecek düzeyde mineral zenginleştirme flotasyon testleri yapabilmekteyiz.  

Ar-Ge çalışmaları, akademik destekler, uzman destekleri yalnızca ürün kalitesindeki artışa değil; aynı zamanda faaliyet alanında yurt içi ve yurt dışı rekabette de önemli avantajlar sağlamaktadır. Bunun firmamıza katkısı çok iyi idrak edilmiş olup, bu alandaki araştırma projelerimiz her yıl çeşitlenerek artmaktadır. Buna yönelik olarak da önemli harcamalar yapılmaktadır. 

Küresel ölçekte tanınan bir marka olarak ihracat faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?

Bugün yurt dışına ciddi miktarlarda yedek parça ve makine temini yapabiliyoruz. Arnavutluk, Kazakistan, Avustralya, İtalya makine ve yedek parça temini yaptığımız önemli ülkeler arasında yer alıyor. Rusya, Kanada gibi ülkelerle de temaslarımız devam etmektedir.

2021 yılını nasıl geçirdiğinizi aktarır mısınız?

Sadece makine üretimi olmayıp aynı zamanda yedek parça üretimi yapabilme kapasitemiz sayesinde zaman zaman karşılaşılan kriz durumlarından daha az etkilendiğimizi söyleyebilirim. Her ne kadar pandemi döneminde bizim alanımızda da bazı sıkıntılar oluşmuş olsa da özellikle yurt dışı ekipman talepleri sayesinde geçtiğimiz dönemi önemli sorunlar yaşamadan atlatmayı başarmış durumdayız.  Günümüzü değerlendirdiğimizde metal fiyatlarındaki ciddi artışlar nedeniyle madencilik sektöründe yatırımlarda önemli bir artış olduğunu söyleyebilirim.  Buna bağlı olarak da madencilik firmalarına makine temin eden Tüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi için önümüzdeki dönemde yukarı yönde bir ivmelenme olacağı görüşündeyim. Zira madencilik yatırımları yapma eğiliminde olan çok sayıda firma ile proje bazlı görüşmelerimiz başlamış durumda.

Tüfekçioğlu’nun gelecek dönem hedef ve beklentilerini iletir misiniz?

Hem yeni projeler hem de mevcut üretimlerimizle birlikte Ar-Ge faliyetlerimizi de artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. Üretime yönelik olarak alanımızda yeni bir makine üretiminden ve yeni bir alana yönelmekten çok, üretmekte olduğumuz makinelerin geliştirilmesi ve modernizasyonu üzerinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu bize oldukça sıkı rekabetçi bir ortamda yerini koruma ve geliştirme şansı vermektedir. Ayrıca yurt dışı satışlarımızda ülkeler bazındaki yeni standartlar ve sınırlara bağlı olarak makinelerimizin ve imalatlarımızın revizyonu üzerinde de yenilikçi çalışmalarımız devam etmektedir. 

Üretimde çevre bilinci ile kalitemizi artırma ve güvenilir bir marka olmamızı koruma yolundaki çalışmalarımıza ara vermeden devam etmekteyiz. Bu sayede daha çok ülkeye açılabilmek ve ürünlerimizi zor bir rekabet ortamında daha kolay pazarlayabilmek amacıyla tüm gücümüzle araştırma, geliştirme ve üretim faaliyetlerine devam etmekteyiz.

 

Aylin Karabulut kimdir?
1966 yılında memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak Bursa’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi İstanbul’da tamamladım. 1988 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. İş hayatıma; SEL hortumlarında laboratuvarda görev alarak başladım ve ardındanTüfekçioğlu Kauçuk ve Makina Sanayi DERİMOD firmasında imalat sorumlusu olarak 5 yıl çalıştım. Daha sonra İstanbul dışına çıkarak 1995 yılında Tüfekçioğlu firmasında işe başladım. İlk yıllardan itibaren pek çok sorumluluğu üstlenerek bugünkü konumuma çok sıkı bir şekilde çalışarak geldim. Edindiğim tecrübe ve bilgi birikime bağlı olarak şu anda Tüfekçioğlu Fabrika Müdürü olarak görev yapmaktayım. Çalışmamın ilk yılllarında erkek işçilerin çalıştığı bir fabrika olması nedeniyle kendimi kabul ettirmekte zaman zaman zorluklar yaşadığımı da vurgulamak isterim. Bu konuda patronlarımın çok desteğini gördüm. Aynı şekilde hizmet verdiğimiz sektör de erkek egemen bir sektör ve ben bu sektörde olmayı çok seviyorum. 27 yıl gibi uzun bir süre için de hem fabrikadaki iş arkadaşlarım hem de müşterilerimizle oldukça iyi ilişkiler geliştirerek, tüm olumsuzlukların üstesinden gelmeye çalıştım. Bugün görevim gereği; yeni bir iş için sipariş alınmasından, alınan siparişin üretimi ve müşteriye hazır hale getirilmesinden, sonunda da işin teslimine kadar her aşamada yer almak bana ayrı bir keyif veriyor. Bu arada bu kadar yoğun ve stresli bir yük altında çalışmamın yanı sıra 2 çocuk annesi olduğumu da belirtmek isterim. Onların gözünde tam anlamıyla bir işkoliğim.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

Dünya, yaşamın temel kaynağını hızla tüketiyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihinde kutlanan; küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilikle, diğer yandan vahşi sulama ve bilinçsiz su tüketimiyle anlamı her yıl artan Dünya Su Günü, 2024 yılında “Barış için sudan faydalanmak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki hayati rolünü öne çıkaran tema, aynı zamanda su kıtlığı, kirliliği ve suya eşit olmayan erişim gibi sorunların toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimleri artırabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili küresel araştırmalar ise dünyada 785 milyon insanın suya erişemediğini ortaya koyarken, 2050′ye kadar her 4 kişiden en az birinin kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını öngörüyor. Farklı bir araştırmada ise, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su kıtlığı çektiği, bu durumun önümüzdeki yıllarda artarak 2050 yılında 4 milyar insanı etkileyeceğini bildiriyor. 2023 yılının Kasım ayında yayınlanan son UNICEF raporuna göre, her 3 çocuktan 1’i (739 milyon) şiddetli veya çok şiddetli su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor ve iklim değişikliği bu durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.

Küresel su tüketimi sektör bazında incelendiğinde temiz suyun;

  • %69’u gıda ve tarım,
  • %21’i enerji ve endüstriyel,
  • %12’si içme suyu ve evsel tüketimde kullanılıyor.

Türkiye’de durum ne?

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. World Rescue Institute’nin (WRI) 2040 yılına dair oluşturduğu Su Stresi Haritası’na bakıldığında ise, ülkemizin su stresi seviyesinin artarak, 2040 yılında büyük bir bölümünün Yüksek Su Stresi ve Su Kıtlığı kategorilerinde yer aldığı görülüyor. Haritaya göre, Türkiye dünyada su stresi yaşayan 50 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.

Yetkililer ise, son yıllarda bu duruma ilişkin önlemler almaya çalışıyor. 2023 yılının Kasım ayında su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımı amacıyla üst düzeyde koordinasyon ve iş birliği sağlaması için oluşturulan Ulusal Su Kurulu, 2024 yılının Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kullanımı ve iklim değişikliği etkilerinin bu şekilde artarak giderse; 6 yıl sonra nüfusun yüzde 49’unun, tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su yetersizliği riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, “Bu durumla yüzleşmemek için riski krize dönüşmeden yönetmemiz gerekiyor” açıklamasında bulunuyor.

Su Verimliliği Seferberliği başta olmak üzere, son yıllarda su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı için birçok yatırım ve önemli düzenlemeleri hayata geçiren Türkiye, Ulusal Su Kurulu ile sektörel su tahsislerinin de değerlendirileceği su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturmayı hedefliyor.

“Su vatandır” vizyonu ve sloganıyla yürütülen bilinçlendirme çalışmalarını destekliyor, geleceğimiz için bu denli önemli bir alanda faaliyet gösteren tüm sektör paydaşlarımızın Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.

Devamını Oku

Genel

Çevre ve Bütçe Dostu Isı Pompasına Talep Artıyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Baymak Isı Pompası

İklim krizinin etkileri ve pahalı enerji tüketimine alternatif çözüm sunan Isı Pompası, Türkiye pazarında yoğun ilgi görüyor. İklimlendirme sektörünün öncü markası Baymak, tek ürünle ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacına cevap veren ısı pompası pazarında yüzde 50 büyümeyle, sektöre yön vermeye devam ediyor.

Dünyanın sürdürülebilirliğini tehdit eden tehlikeler arasında ilk sıraya yükselen çevre kirliliği ve iklim krizi ile pahalı enerji tüketimine alternatif çözüm sunan Baymak Isı Pompası, hem teknolojisi ve konforu hem de çevre dostu özellikleriyle tüketicide tam karşılık buldu. Enerjinin 80’ini doğadan yüzde 20’sini ise elektrikten sağlayan Baymak Isı Pompası, düşük enerji tüketimi ile dikkat çekiyor.

Yüksek Verimle Enerji Tasarrufu Sağlıyor

2030 dünya vizyonunda diğer elektrikli ısıtma sistemleri ile fosil yakıtlı kazanları geride bırakacağı öngörülen ısı pompalarında Baymak, Türkiye’de öncü rol üstleniyor. Enerji dönüşümünü temel alan vizyonuyla, hava kaynaklı ısı pompası ürünleriyle yüzde 80’e varan enerji tasarrufuna katkı sağlıyor. Doğa dostu, “Yenilenebilir Enerji Grubu”nun bir üyesi olan ısı pompası ailesi, evlerdeki iklim konforunu sağlamak için kullanılan “Split ve Monoblok Inverter” ayrıca yüksek kapasite Monoblok plus, havuz suyunu ısıtmak için kullanılan “Monoblok Havuz, evsel ve ticari işletmelerde sıcak su ihtiyacını gidermek için kullanılan “Monoblok Sıcak Su” ürünlerinden oluşuyor.

Isı pompası ile ısıtma-soğutma yapılabilirken, aynı zamanda bir boyler veya termoboyler ilavesiyle kullanılabilir sıcak su da elde edilebiliyor. Geleneksel ısıtma cihazlarından farklı olarak dış ortamın havasından aldığı enerji ile yüksek verim sağlayan ısı pompalarının bir PV sistemi ve güneş kolektörüyle birlikte kullanılmasıyla çok daha verimli bir sistem kurmak da mümkün. Isı pompası ürünleri uluslararası standartlarda da en yüksek puanla derecelendirildi. Gelecekte en etkin iklimlendirme teknolojilerinden biri olacağı öngörülen ısı pompasında Baymak, Avrupa ve uluslararası standartlara göre performans derecelendirmelerini onaylayan Eurovent tarafından, en yüksek verimlilik derecesi olan A+++ sertifikasyonuna sahip.

5 Kata Ulaşan Enerji Üretimi Sağlıyor

Baymak ısı pompaları, ısı enerjisini bir ortamdan diğer bir ortama taşıma prensibi ve elektrikle beslenen sistemiyle, 1 kW enerji harcayıp 5 kata ulaşan enerji üretimi sağlıyor. Ayrıca inverter olması sayesinde, üzerindeki sıcaklık sensörlerinden aldığı bilgiyle mekânın anlık ihtiyaç duyduğu ısıtmayı veya soğutmayı da sağlayarak, sadece ihtiyaç kadar elektrik tüketiyor. Elektrikle çalışması nedeniyle gazlı cihazlardaki riskleri de önlerken, kış aylarında split ve monoblok modellerde 65°C çıkış suyu sıcaklığı ve yaz aylarında soğutma özelliğiyle dört mevsim konfor sağlıyor. Fosil yakıt tüketimi olmadığı için gaz, duman, koku salınımı yapmayan ısı pompalarında baca gereksinimi de yok.

Bakteri Oluşumunu Engelliyor

Baymak IOTherm yeni nesil ısı pompaları, lejyonella fonksiyonu sayesinde, durgun suda oluşabilecek bakterilerin oluşmasını suyun sıcaklığını çok kısa süre içinde 60°C seviyelerine çıkararak engelliyor. Sıcak suyun uzun süre temiz ve sağlıklı bir şekilde muhafaza edilebilmesine katkı sunuyor. Sessiz çalışma seçeneğine sahip IOTherm ısı pompaları, haftalık ve günlük olarak da programlanabiliyor.

Kurulum ve Kullanım Kolaylığı

Baymak yeni nesil ısı pompaları, kurulum ve kullanım kolaylığı da sağlıyor. LCD ekranlı kontrol paneline sahip yeni nesil IOTherm ısı pompaları, tercihe göre bulunduğu odanın ortam sıcaklığına göre ‘oda termostatı’ olarak da çalışabiliyor. Özel tesisat ekipmanlarıyla kullanıldığında daha verimli bir şekilde çalışıyor. Buffer Tank anlık sıcaklık taleplerini içerisinde depoladığı sıcak sudan karşılayarak sistemin rahatlamasını sağlıyor. Aynı zamanda ısı pompasının devreye girme sürelerini
azaltıp, elektrik tüketimini de düşürüyor.

Devamını Oku

Genel

Güngör Terzi Çok Amaçlı Kültür Merkezi açıldı

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Eğitim, sağlık ve sosyal yardımlaşma konularında faaliyet göstermek üzere Standart Pompa tarafından 2019 yılında kurulan El Ele Yarınlar Vakfı, sürdürülebilir yarınlar için çalışmalarına devam ediyor.

Bunlardan bir yenisi ise vakfın destekleriyle ve Şile Kaymakamı Mehmet Nebi Kaya, Şile Belediye Başkanı İlhan Ocaklı, değerli kamu kurum yöneticileri, STK başkanları ve bölge halkının katılımıyla açılışı gerçekleşen, Şile Belediyesi Güngör Terzi Çok Amaçlı Kültür Merkezi.

Bölge için çok önemli katma değer sağlayacak olan kültür merkezi, sağlık taramaları ile eğitim ve öğretim konularında Şile ve çevresine hizmetlerine başlayacak.

Yardımlaşma ve dayanışma kültürünün bir aynası olarak görülen El Ele Yarınlar Vakfı, açılışı gerçekleşen kültür merkezinin, Standart Pompa ikinci jenerasyon ortaklarından Güngör Terzi’nin adı ile anılmasından duydukları mutluluğu ifade ederek buna vesile olan Şile Belediyesi’ne ve katkı sağlayan tüm kamu kuruluşlarına teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Trendler

Pompa Vana ve Sistemleri Dergisi - Pump Valve and Systems Magazine sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et