Liderlik iş hayatında önemli bir beceridir. Lider bir yönetici olabilmek, iş hayatında fark yaratır; fark yaratan bir işletme ise rekabette öne çıkar, sürdürülebilir bir başarı sağlar, memnun personel ve bağlı müşteriler yaratır. Böylece karlı bir büyüme sağlar.
İş yaşamında liderlik başarıyla eş değerdir ancak başarı sadece lidere bağlı değildir. Onun orkestrayı, yani ekibini nasıl yönettiğine de bağlıdır. Ekibiniz size saygı duyarsa ve kendisini önemli hissederse sizi takip eder. Müşterileriniz ise motiveli bir ekipten pozitif enerji alır. Dinlenen ve fikirlerine değer verilen bir ekip, motivasyonu yüksek bir ekiptir.
İyi bir lider; en iyilerle çalışmayı ve onları yönetebilmeyi bilen kişidir. İyi bir lider biat beklemez, tam tersine ekibiyle iş birliği ve görüş alışverişi içerisinde çalışır.
Başarının ve fark yaratmanın ana kaynağı önce farklı karakter, beceri, yetkinlik ve görüşteki kişilerden oluşan bir ekiple çalışmaktan gelir. Doğru ekip, bir orkestra gibi çok sesli olmalıdır. Herkesin birbirini tamamladığı farklı görüşlerle değerlendirme ve analiz becerisi olmalı ki doğru analiz ve kararlar için temel sağlam olabilsin.
Günümüzde teknolojinin ilerlediği, robotların insanın yaptığını daha kısa sürede ve daha nitelikli yaptığı; dijitalleşmenin her alanda yaygınlaşıp artık akıllı teknolojilerle her şeyin kontrolünün parmak ucumuzda olduğu, rekabetin ve karlılığın gittikçe arttığı bir dönemde liderlik ve yönetim anlayışı da değişmiştir.
Artık biat isteyen, ‘’hep benim dediğim olmalı, her şeyi ben bilirim’’ diyen ve geri bildirimden bile hoşlanmayan; aşırı egolu, kavgacı, çabuk motivasyonunu kaybeden, kendisine yapılan bir eleştiriyi bile saygısızlık gören; çok çalışmayı ve ofiste bedenen kalmayı başarı ve işe bağlılık olarak gören yönetici tipi tarihe karışmıştır.
İyi bir yöneticinin en önemli yetkinliği, dinlemek ve doğru sorular sormaktır. İyi bir yönetici karşı tarafı ve ekibini konuşturur; yüzeysel konuların değil, detayın ve konunun özünün anlatmasını sağlar. Bu detaya inebilmek için doğru zamanda, doğru sorular sorar. Bu sorularla ekip arkadaşlarına yol çizer, düşünmelerini sağlar. İletişim kurar, iç dünyalarındaki duvarları yıkar. Onları konuya dâhil eder, fikirlerini alır, çözümlere katkısı olan ekip üyelerinin otomatikman çözümlerde sorumluluk almalarını sağlar.
Fikri alınan ekip üyesi üretmeye, çözüm bulmaya ve inisiyatif kullanmaya karşı daha cesurdur. Bu da çalışanların kişisel gelişimlerini hızlandırırken, şirkette daha yetenekli, özgüvenli ve çözüm odaklı çalışanların oluşumunu sağlar.
Birlikte çalışmaktan zevk alınan yöneticiler, ekip arkadaşlarına saygı gösteren, karşısındakinin fikirlerini dinleyen ve değer veren, onlara örnek olacak tutum ve davranış sergileyen, alçak gönüllü, sabırlı, eğitici, yol gösterici, bilgi ve tecrübesiyle takdir edilen kişilerdir. Bu tarz yöneticiler, davranışlarıyla hem saygı ve güven duyulan hem de sevilen bir pozisyona konumlanmıştır. Mütevazi olmak önemlidir. Her şeyi ben bilirim edası, ekip ruhuna ve ekip olmaya zarar verir. Bu nedenle egoyu kontrol etmek; alçak gönüllü olmak, çalışanların fikirlerini almak, onların görüşlerini dinlemek ve yapıcı ilişkiler kurmak yöneticilikte önemli bir beceridir. Bunun için özgüven gerekir, bilgi gerekir, saygılı ve dürüst olmak gerekir.
Başarı için ekibinizi önemseyin. Onların fikirlerine değer verin.
Sözün özü: Ekibinize, “benim yerimde olsaydın sen nasıl düşünürdün” diye sorarak onların fikirlerini alıp, bu fikirlerinden yararlanmalısınız. Kendi fikrinizi dikte etmek yerine, beyin fırtınası yaparak kendi fikrinizi de onların fikirleri arasına koyarak; soru sorarak ortak fikirlerin oluşmasına olanak tanımalısınız.