Connect with us

Vanalar

Vana seçimini etkileyen faktörler

Yayın Tarihi:

on

 

Vana seçimi endüstriyel proseslerin verimliliğine doğrudan etki eten faktörlerin başında gelmektedir.Bu sebeple, eskiden sarf malzemesi olarak kabul edilen vanalar; artık performansı, çalışma ömrü, tasarımı, prosese katkısı, enerji sarfiyatı gibi faktörler ölçülerek değerlendirilen ve sistemin optimizasyonunda önemli bir etken olan birer ekipman haline gelmiştir. Dolayısıyla da günümüzde “ürettiğini satmaya çalışan” değil; prosesi ve prosesin ihtiyaçlarını bilerek “prosese özel çözümler sunabilen” vana üreticileri tercih edilmektedir.

 

Özellikle kronik sorunlarda çözüm olarak sunulan vanaların , sorun yaşanılan standart vanalara oranla ilk yatırım maliyeti daha yüksek olabilmektedir. Fakat, unutulmamalıdır ki sorun yaşanılan vanaların periyodik değişimleri öngörülemeyen işçilik, bakım-onarım maliyetlerini , ürün, ham madde  ve üretim kayıplarını, üretim planında aksamaları vs  beraberinde getirerek toplam verimliliği düşürmekte ve görülmeyen/ölçülemeyen bu ilave maliyetleri ile birlikte çok daha pahalıya gelmektedir.

 

Vana seçimi pek çok faktöre bağlı olmak ile birlikte, temel olarak prosese, çalışma şartlarına ve akışkanın kimyasal özelliklerine göre farklılık göstermektedir. İstenilen performansı ve çalışma ömrünü sağlayacak “optimum” bir vana seçimi aşamasında dikkate alınması gereken faktörler aşağıda başlıklar halinde sunulmaktadır.

 

Akışkanın Niteliği: 

Vanalarda akışkan ile tamas edecek olan gövde, disk/küre/plug ,mil,yay, üst kapak gibi parçaların malzeme seçimini yapmak için öncelikle akışkanın niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Akışkanın korozif ya da abrasif nitelikle olması malzeme seçimindeki temel faktördür. Bu sebeple akışkanın kimyasal içeriği, pH değeri, viskozitesi,  var ise katı partikül oranı ve tane boyutu göz önünde bulundurulmalıdır.

Katı partikül oranı yüksek olan akışkanların aşındırıcı etkisi vana tipinin belirlenmesinde yardımcı olacaktır. Örneğin; katı partikül oranı düşük olan akışkanlarda Tümsek Geçişli (Weir Type ) Diyafram vanalar kullanılmakta iken, oran yükseldiğinde Düz Geçişli (Straight Through Type ) Diyafram vanaların kullanılması gerekmektedir ya da polimerize olan akışkanlarda Plug Vanalar Küresel Vanalara göre çok daha iyi performans göstermektedir.

Akışkanın Sıcaklığı:  

Sıcaklık akışkanın niteliği ile birlikte değerlendirmeye alınarak uygun materyal seçimine yön vermektedir. Özellikle yüksek sıcaklık söz konusu ise bu etkinin akışkanın daha agresif bir yapıya geçmesine sebep olacağı için kimyasal dayanım tablolarının referans alınması gerekir. Kimi akışkanlar ortam şartlarında stabil ve etkisi düşük bir karakterde iken, yüksek sıcaklıkta çok daha etkili ve korozif bir yapıya geçebilmektedir. Diğer taraftan, yüksek sıcaklık özellikle buhar uygulamalarında beraberinde yüksek basıncı da getireceği için vananın basınç/sıcaklık tablolarınındaki limit değelerinin dikkate alınması önem arz etmektedir.

 

Örneğin;  şeker fabrikalarındaki buhar uygulamalarında 140⁰C’ye kadar Kauçuk Yataklı (Resillient Seat) Kelebek Vanalar , 250⁰C’ye kadar Çift Eksen Kaçıklığı olan (Double Eccentric) Kelebek Vanalar,  250⁰C – 550⁰C sıcaklık aralığında ise Üçlü Eksen Kaçıklığı olan (Triple Eccentric) Kelebek Vanalar kullanılabilmektedir. Bu öreneği dikkate aldığımızda vana tipini belirleyen temel faktör sıcaklıktır.

 

Akışkanın Basıncı :

Vanalar için basınç değerini “tasarım basıncı” (nominal basınç = anma basıncı ) ve “çalışma basıncı” (operasyonel basınç) olarak ikiye ayırmak mümkündür. Tasarım basıncı vananın çalışma limitini ve  flanş normunu tayin etmektedir. Çalışma basıncı ise prosesin işlevine göre optimize edilmiş minimum, normal ve maksimum çalışma basınçlarını, giriş-çıkış basınçlarını kapsamaktadır. Çalışma basınçları vananın seçiminde etkili olduğu gibi aktüatör modelinin ve kontrol açıklığının belirlenmesinde de etkili olan temel faktörlerdir.

Örneğin; bir maden prosesinde HPAL (High Pressure Acid Leaching) uygulamasında Küresel Vanalar yüksek basınçtaki ve katı partiküllü akışkana karşı yeterli performansı ve güveni sağlayamadığı için Sleeved Plug Vanalar kullanılmaktadır.

Diğer taraftan, basıncın değil, vakumun söz konusu olduğu proseslerde ise sistemin ihtiyacı olan izolasyonu ve %100 sızdırmazlığı sağlayan Vaccuum-Proof tasarımdaki Kelebek Vanalar ya da Plug Vanalar kullanılmaktadır.

Akışkanın Hızı:

Vana seçiminde genellikle göz ardı edilen akış hızı, vananın çalışma ömrünü doğrudan etkileyen bir faktördür. Akış hızının yüksek olduğu ve özellikle katı partikül içeren bir akışkanların hatlarında kullanılan vanalar çok yüksek bir aşındırıcı etkiye maruz kalırlar. Vana içerisinde hızdan kaynaklanan türbulans sebebi ile etkisi daha da artan aşınma vana gövde ve sızdırmazlık yüzeyinde kısa sürede deformasyona sebep olabilmektedir.

Örneğin; Diyafram vanalar için,

Gaz ya da basınçlı hava hatlarındaki hız limiti 100m/s,

Katı partikül içermeyen bir Sülfürik Asit Hattındaki hız limiti 6m/s,

Kristalize içeriği olan bir Amonyum Sülfat Çözeltisindeki hız limiti 2,5m/s’dir.

Bu limitler, üretici firmalara göre farklılık göstermekle birlikte akışkanın içeriğine göre ne denli farklı değerler alabildiğine dikkat edilmelidir.

Materyal Seçimi:

Akışkanın nitelikleri ve vananın prosesteki görevi dikkate alınarak, vanayı oluşturan ve özellikle de akışkanla temas halinde olan parçalar için en ideal malzemenin seçilmesi gerekmektedir. Bu malzemeler standart  GGG40- Sfero Döküm , WCB-Karbon Çelik,  AISI 316-Paslanmaz Çelik olabileceği gibi kimi zaman da ağır proses şartlarından dolayı AISI 904L,Nickel, Alloy 20, Super Duplex, Incoloy, Monel, Inconel, Hastelloy,  Zirconium, Titanium gibi exotic materyaller olabilir.

ExoticMateryallerin seçimi beraberinde yüksek maliyet de getireceği için kaplı vanakullanımının da bir opsiyon olarak değerlendirilmesi gerekir.

Örneğin;termik santrallerde Baca Gazı Arıtma Ünitesinde (BGA=FGD) akışkanın yüksek kloriçeriğinden dolayı kullanılacak olan KauçukYataklı Kelebek Vananın disk malzemesi Hastelloy C olarak da seçilebilir ya da çalışma sıcaklığı elverdiğitakdirde “Hostalen-GUR”  Kaplı bir diskseçilebilir. Aynı performansı sağlamasına rağmen Hostalen-GUR  kaplı diskin maliyeti, Hastelloy C disktenyaklaşık %30 daha ekonomiktir.

Bir SülfürikAsit hattında ya da Klor Alkali Prosesinde kullanılan Teflon Kaplı Küresel Vanalar, 904L materyalden üretilen KüreselVanalara göre çok daha ekonomik ve uzun ömürlü çözümlerdir.

Vananın Uzunluk ve Flanş Normu Seçimi:

İşletmelerde kullanılmakta olan vanaların uzunluk ve flanş normları mühendislik aşamasnda borulama için belirlenmiş olan değerlerdir. Bir vananın uzunluk normu (L Boyu = Face to Face ) ve flanş normu  DIN, BS, ASME ya da JIS Normlarında olabilir. Pek çok vana üreticisi bu alternatif normları birer opsiyon olarak sunmaktadır. Prosesteki mecut bir vananın değişimi gerekiyor ise bu L Boyu ölçüsünün ya da Flanş Normunun üretici firmaya bildirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan özellikle kuruluşu çok eskiye dayanan işletmelerde farklı proseslerde alt yükleniciler tarafından farklı normlarda vanalar kullanılmış olabilir. Hatta aynı hattaki iki vananın farklı normlara sahip olabilmektedir. Bu gibi durumlardan dolayı bazı vana üreticileri örneğin uzunluk normu DIN fakat flanş normu ASME olan vanalar da üreterek pratik çözümler sunabilmektedir. Bu sebeple, proseste standardizasyonun ve yedeklemenin sağlanabilmesi, vana değişimlerinde hatta işlem süresinin ve bakım duruşlarının kısaltılabilmesi için tüm vanaların aynı normda olması gerekmektedir.

Vananın Kumanda Şekli:

Manuel Çalıştırma;  10 Pozisyonlu Kollu, Dişli Kutulu, Zincirli Dişli Kutulu ya da Ağırlık Kollu olabilmektedir. Manuel kullanılacak olan vanalarda açma-kapama anındaki torkun dikkate alınarak kumanda şeklinin belirlenmesi önemlidir.

Örneğin, Kelebek Vanalarda Manuel Kollu kumanda genellikle max.DN200 çapa kadar kullanılmakta, daha büyük çaplarda ise tork yükseldiği için dişli kutulu kumanda kullanılmaktadır. Fakat, Plug vanalarda tasarım gereği tork değerleri daha yüksel olduğu için max. DN100 Çapa kadar kollu kumanda kullanılabilmektedir. Operatörün çalışma ergonomisi dikkate alınarak işletmede kullanılacak olan manuel vanaların kumanda şekli tespit edilmelidir.

Otomatik Çalıştırma: Pnömatik Aktüatörlü, Elektrik Aktüatörlü, Hidrolik Aktüatörlü,  Ağırlıklı Aktüatörlü ya da bunların bir kombinasyonu şeklideki özel tasarımlar ile otomatik operasyon sağlanabilir. Bu noktada önemli olan prosesin gereksinimi doğrultusunda, vananın görevi, günlük açma-kapama sayısı, operasyon süresi , kontrol şekli (On/Off ya da Oransal ), emniyet pozisyonu (Çift Etkili, Normalde Açık ya da Normalde Kapalı ), iletişim arayüzü (Profibus, Hart, FieldBUS)  gibi etkenler dikkate alınarak enerji tüketimi optimum olan kumanda şeklinin seçilmesidir. Örneğin; bazı pozisyonerler sürekli hava tüketimine sebep olmakta iken bazı üreticiler yalnızca operasyon alında hava kullanan modellere sahiptir.

 

Otomatik çalıştırmada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise aktüatör modelinin ve gerekli ise Limit Switch, Solenoid Valf, Pozisyoner gibi ilave aksesuarların seçimidir. Aksesuar seçiminde işletmede mevcut voltaj değerleri ve koruma sınıfı belirtilmelidir. Aktütör modeli işletmede sağlanacak minimum hava basıncı ve vananın açma-kapama tork değeri ve %20 ile %30 arasında değişebilen güvenlik faktörü dikkate alarak seçilmelidir.

Özetle prosese uygun vana seçimi, akışkanın niteliği bilindiği, gerekli proses değerlerinin sağlandığı ve değerlerin doğru analiz edildiği takdirde mümkündür.

Hazırlayan:

Bahadır TAŞDEMİR

Endüstriyel Projeler Şefi

LEON TEKNİK – Leontek Dış Tic. Ltd. Şti. 

e-mail: bahadir@leonteknik.com  

web: www.leonteknik.com 

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Vanalar

Elektronik tahrikli küresel su vanası

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Elektronik olarak çalıştırılan yeni bir küresel su vanası tasarlayan firma, uygun bir redüktörlü motorun tasarımı ve özellikleri konusunda desteğe ihtiyaç duyduğu için Precision Microdrives’a başvurdu. Precision Microdrives’a inşa edilmiş bir prototip ile başvuran firmanın, dişli motorunun maruz kalacağı eksenel ve radyal yük konusunda endişeleri vardı. Çok çeşitli ortamlarda ve zorlu konumlarda kullanılacağı için dişli motorunun güçlü, sağlam ve güvenilir olması gerekiyordu. Bunlardan bazıları aşırı hava koşullarına maruz kalacaktı. Motorun pille çalışan bir cihaz olduğu göz önüne alındığında, orta düzeyde güç tüketirken valfi çalıştırmak için yeterli torka sahip olması gerekiyordu.

Precision Microdrives’ın Birleşik Krallık merkezli uygulama mühendislerinden oluşan ekibi, müşterinin prototipini inceledi. Daha sonra teknoloji seçeneklerini ve sahip oldukları performans taleplerini tam olarak anlamak için onlarla beraber çalıştı. Hong Kong merkezli üretim mühendisleri, çeşitli çevre koşullarında yeterli torka, yeterince düşük güç tüketimine ve uzun ömürlülüğe sahip olduklarından emin olmak için önerilen redüktörlü motorlar üzerinde ayrıntılı şirket içi testler gerçekleştirdi.

Precision Microdrives’ın müşterisi ayrıca, sahada güvenilir performans göstermelerini sağlamak için redüktörlü motorları hem kuru, ıslak, sıcak hem de soğuk ortamlarda kapsamlı bir şekilde test etti. Ayrıca uygulamada toza, neme ve uzun ömürlülüğe karşı çevre, IP kontrol etmek için testler yaptı. Müşteri bu testlerde beklenenden daha erken motor arızaları yaşadığı için Precision Microdrives, motorun sert bir uç noktasına gitmesini önlemek için müşterisinin tasarımlarında değişiklikler araştırdı ve önerdi.

Ürün başarılı bir şekilde pazara sunuldu

Precision Microdrives mühendislik ekibinin, müşterinin kullandığı teknolojiyi tam olarak anlamak için zaman harcaması sayesinde, firma geliştirme sürecindeki sorunları hızlı bir şekilde teşhis edip çözebildi. Müşterisine yüksek düzeyde destek sağlayan Precision Microdrives, yeni bir akış ölçüm su sayacı geliştirme konusunda da firma ile anlaştı. Precision Microdrives’ın müşterisi, artık iki proje için aynı motor çözümünü kullandığından, hacim ve sevkiyatları birleştirerek üretim maliyetlerini daha da azaltabilecek.

 Kaynak: www.precisionmicrodrives.com

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

SU VE ATIKSU YÖNETİMİ

Kayar sürgülü vanalar ile içme suyu tesisinde basınç ve akış hızının düzenlenmesi

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Ostend Kanalı suyu, bölgenin boru ağına temiz su olarakgönderilmeden önce 8 aşamada işlem görür

Veolia Water Technologies, Belçika Oostende’de içme suyu üretimi için ultra modern bir tesis inşa etti. Bu tesis ile yerel su tedarikçisi FARYS, çok aşamalı filtrasyon işlemiyle yönerge gerekliliklerinin çok üzerinde bir kalitede içme suyu temin edebiliyor. Ters osmoz, aktif karbonla filtrasyon ve suyun yeniden mineralleştirilmesi gibi prosesin kritik aşamalarında Schubert & Salzer Control Systems tarafından üretilen kayar sürgülü vanalar, tesiste basınç ve akış hızının düzenlenmesini sağlıyor. Su tedarikçisi FARYS, Bruges-Ostend Kanalı’ndaki sudan Oostende şehri ve civarı için içme suyu üretiyor. Veolia Water Technologies tarafından inşa edilen su tesisatının mevcut geliştirme aşamasında, saatte 1.200 m3’e kadar içme suyu doğrudan boru şebekesine gönderilebiliyor. Profesyonel bir su arıtma uzmanı tarafından inşa edilen tesis, ters ozmoz teknolojisi kullanan Belçika’nın en büyük içme suyu üretim tesisi olma özelliğine sahip ve üretim hızı bakımından dünyada üst sıralarda yer alıyor.

Kullanımı ve tüm prosesteki enerji maliyetlerinin azaltılmış olması önem taşıyor. İşlemle ilgili açıklama yapan bu projeden sorumlu Veolia Water Technologies Belçika Proje Yöneticisi Frederik Debaillie, “Kanal suyu 8 aşamada arıtılıyor. İlk olarak filtrasyonda tüm asılı partiküller, mikrobiyolojik maddeler ve patojenik mikroorganizmalar uzaklaştırılıyor. Sonraki ters ozmoz sırasında ince gözenekli, yarı geçirgen membranlar, mineraller ve tuzların yanı sıra 0.1 nanometre partikül boyutlarına kadar olan mikro kirleticileri filtreliyor. Geriye sadece su molekülleri kalıyor. Bu su, aktif karbon filtrelerden geçirilerek gönderiliyor ve karbondioksit enjeksiyonundan sonra kireç taşı ile remineralize ediliyor. Son olarak su UV ışığı ile dezenfekte ediliyor ve ardından klorlama yapılıyor. Sonuç olarak elde edilen en yüksek kalitede içme suyu ile tampon depolama tankları aracılığıyla boru şebekesine besleme yapılıyor” ifadelerini kullanıyor. Schubert & Salzer Control Systems Uluslararası Satış Müdürü Tristan Lejeune, “Su işletmecisi, uygun maliyetli çalışan bir tesis istiyordu. Kontrol vanalarında bile her yerde maksimum enerji verimliliği gerekiyordu. Aynı şekilde, ters osmoz ve sonraki proses aşamaları da zorlu uygulamalardır. Burada kullanılan valflerin kontrol hassasiyeti ve reaksiyon hızı açısından özel gereksinimler mevcuttur” diye açıklıyor.

Sürgülü vanalar, hasara karşı etkili koruma sağlıyor

Ters ozmoz işlemi sırasında, hassas ve hızlı basınç düzenlemesinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Veolia Proje Yöneticisi Debaillie, “Son derece hassas filtrasyon katmanları, basınçlı borulara sarılıyor. Basınç şokları ve aşırı debi miktarlarının önüne güvenilir bir şekilde geçilmelidir. Kontrol aşamasındaki en ufak aşımlar bile pahalı membranlara zarar verebilir. Bu nedenle on iki ters osmoz ünitesinin her birinde Schubert & Salzer Control Systems tarafından üretilmiş birer adet DN 125 ve bir adet DN50 sürgülü vana kullanıyoruz. İşlenmemiş suyun ozmotik basıncını dengelemek ve ters ozmozu devam ettirmek için gerekli olan yüksek proses basınçlarının tam olarak ayarlanmasını sağlarlar” açıklamasında bulunuyor. Sürgülü vanaların yüksek hassasiyeti ve son derece kısa tepki süresi için belirleyici faktör, özel tasarım ilkeleridir. Sürgülü teknoloji, birbiri üzerinde hareket eden akış yönüne dikey olarak yerleştirilmiş iki yarıklı sızdırmazlık diski ile akış hızını milisaniye cinsinden kontrol eder. Pnömatik aktüatörün yalnızca iki disk arasındaki kayma sürtünmesini aşması gerekir. Bu, çalıştırma için gereken kuvvetin diğer valf tiplerine göre yüzde 90’a kadar daha az olduğu anlamına gelir. Aktüatörler daha küçük biçimde boyutlandırılabilirler ve kontrol ihtiyacı azaltılabilir. Eş zamanlı olarak, yalnızca birkaç milimetrelik kısa stroklar ve kısma elemanının azaltılmış kinetik kütleleri, aktüatörü ve mil contasını korur.

Bir DN 125 ve bir DN50 kayar kapaklı vana 12 ters ozmos ünitelerinin her birinde kullanılır

Bir DN 125 ve bir DN50 kayar kapaklı vana 12 ters ozmos ünitelerinin her birinde kullanılır

Malzeme ve enerji verimliliği ile genel maliyette azalma

Proseste kullanılan sürgülü vanalarla ilgili bilgiler aktaran Schubert & Salzer Control Systems Uluslararası Satış Müdürü Tristan Lejeune, “Sürgülü vanaların özel tasarım prensibi, ağırlık ve boyutlar üzerinde çifte pozitif etkiye sahiptir. Bir yandan ara flanş tasarımı ve daha küçük aktüatörler nedeniyle vanalar daha küçük hafiftir. Öte yandan, özellikle yüksek KVS değerleri sayesinde önemli ölçüde daha iyi olan akış özellikleri aynı zamanda daha küçük nominal boyutların kullanılmasına imkan tanır. Bu da valfleri yaygın alternatif çözümlere göre daha kompakt ve daha hafif hale getirir” şeklinde konuştu. Bu nedenle tesisteki 45 sürgülü vananın toplam ağırlığı yalnızca 1.100 kg’dır. Karşılaştırıldığında yatak valfleri yaklaşık 5 ton ağırlığındadır. Bu fark dikkate değerdir. CO2 üzerindeki tasarruf nedeniyle, üretimden nakliyeye ve fabrikada çalıştırılmasına kadar valfin tüm yaşam döngüsü üzerinde olumlu etkiler ortaya çıkar. Daha kompakt boyutlar ve düşük ağırlık nedeniyle bakım ve dolayısıyla işletme maliyetleri de azalır.

Schubert & Salze vanası ve normal vana arasında boyut karşılaştırması. Boyutlar benzerdir.

Schubert & Salze vanası ve normal vana arasında boyut karşılaştırması. Boyutlar benzerdir.

Sürgülü vanaların uzun hizmet ömürlerinin de belirleyici bir noktada olduğunu belirten Lejeune, “Bunlar, diğer şeylerin yanı sıra, kavitasyonun zararlı etkilerini etkisiz hale getirmelerinden kaynaklanmaktadır” dedi. Hepsinde alternatif glob vanalar, patlayan kavitasyon kabarcıkları genellikle erozyon nedeniyle yüksek maliyetli aşınmaya neden olur. Debi sapması oluşmayan kayar sürgülü vanaların özel tasarımı nedeniyle boru hattında kavitasyon kabarcıkları, vananın 1-2 m arkasında patlar. Bu, kavitasyondan zarar verici bir etki oluşmayacak şekilde kolayca tasarlanabilir. Projeden sorumlu Schubert & Salzer Control Systems’in Mühendisi Berdien Uytterhaegen, boruyu vanadan sonra kısa bir mesafe boyunca düz olarak döşenmesini tavsiye etti. Debaillie, “Kontrol valfleri, su şoku durumunda bile çok etkilenmezler. Boru tesisatında meydana gelen herhangi bir su şokunun kuvveti, kayar sürgülü vanalarda aktüatöre aktarılmaz, bu da ani basınç artışlarından zarar görmeyeceği anlamına gelir” diye konuştu.

Yüksek hassasiyetli konumlayıcılarla kullanımın eşitlenmesi

İşleyiş hakkında bilgiler veren Debaillie, “Arıtılmış su bölgenin boru ağına gönderilmeden önce, aktif karbon filtrasyonu ve kireçtaşı ve CO2 ile yeniden mineralizasyon sırasında DN150 kayar kapaklı vanalar kullanıyoruz” diye ekledi. Burada da yüksek hassasiyetli Schubert & Salzer konumlayıcılar, kayar sürgülü vanalarla birleşerek son derece hassas akış kontrolünü güvence altına alır; öyle ki 8 aktif karbon filtresi ve 13 remineralizasyon tankı eşit şekilde kullanılır. Bu uygulamada, lineer bir akış karakteristik eğrisinin, prosesi sabit tutmaya, özellikle de debi miktarlarının düzenlenmesine uygun olduğu kanıtlanmıştır.

Güvenilir, bölgesel su tedariki güvencesi

Günlük ortalama 24.000 m³ üretim ile tesis, bölgede güvenilir ve uygun maliyetli su arzına önemli bir katkı sağlıyor. Belçika’nın geçtiğimiz yıllarda yaşadığı ve iklim değişikliği nedeniyle daha da artabilecek olan su kıtlığı ihtimalinin de gelecekte önüne geçilmesi bekleniyor. Bu ihtimalden yola çıkan FARYS, Nieuwpoort’ta benzeri ikinci bir tesis planlıyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Vanalar

GEMÜ Kelebek Vanaları’na oksijen onayı

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Ingelfingen merkezli vana uzmanı GEMÜ’nün R480 Victoria Kelebek Vana Serisi’nin özel bir versiyonu, oksijen ortamı için anında etkili olacak şekilde onaylandı.

Oksijen ortamına yönelik tasarımda, GEMÜ’nü Victoria Kelebek Vana Serisi’nden ortamla ıslanan tüm sızdırmazlık malzemeleri ve yardımcı malzemeler (yağlayıcılar ve vida kilitleme maddeleri), Federal Malzeme Araştırma ve Test Enstitüsü (BAM) tarafından test edildi ve onaylandı. Uygun olmayan yağlar ve gresler yangınlara yol açabiliyor, bu nedenle ortamla ıslanan tüm bileşenlerin uygun şekilde temizlenmesi gerekiyor.

BAM onayı için yapılan incelemede DIN EN 1797 ve ISO 21010 standardı esas alındı. Onay, maksimum 60 °C çalışma sıcaklığında ve 15 Bar basınçta gaz halindeki oksijenin kullanımıyla sınırlı kaldı. Oksijen uygulamaları için onaylanan GEMÜ R480 Victoria Serisi Kelebek Vanalar, ‘O’ özel fonksiyonu ile tanınıyor. Onay, EPDM conta malzemesi kodu E ve paslanmaz çelik disk malzemesi kodu A’yı kapsıyor.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com