Connect with us

Etkinlikler

“Projeler doğru yerlere planlandığı takdirde çevreye duyarlı santraller yapılabilir”

Yayın Tarihi:

on

 

 

Sevgili okurlarımız, Siemens Türkiye HES ve Okyanus Teknolojileri Satış ve Proje Yöneticisi Emine Uzun ile yaptığımız güzel sohbeti sizlerle paylaşmak isteriz.

Yenilenebilir enerjiler bağlamında Türkiye hidroelektrik sektörünü değerlendirir misiniz? Sektörün işleyişini; yasal düzenlemeler, pazar dinamikleri, mevcut ve uygulamaya geçirilmekte olan projeler bakımından nasıl buluyorsunuz? 

Bildiğiniz gibi Türkiye’de hidroelektrik enerji santrali sektörü DSI ve EPDK tarafından mevcut su rezervleri göz önüne alınarak belirlenmekte. HES’lerle ilgili yasal düzenlemeler tamamen devlet kontrolünde gerçekleştiriliyor. 2000’li yılların başında Türkiye’de hidroelektrik enerjisi çok aktif bir pazar haline geldi. Bu nedenle, pazara hızlı giriş yapan ama  doğru fizibilitesi yapılmamış pek çok proje ile karşılaşıldı.

Dolayısıyla hesapladıkları üretim değerlerine ulaşamayan yatırımcılar oldu. Bazı projelerin lisansları ikinci, hatta üçüncü kişilere satıldı ve bazı yatırım-cılar ise finansal kaynak bulamadıkları için projelerini tamamlayamadılar.  Bu sebeplerden dolayı yarıda bırakılan ve tamamlanamayan çok sayıda HES projesi bulunuyor. Bununla birlikte bilinçli olan enerji firmaları, projelerinin fizibilitesini çok iyi yaparak doğru mühendislik firmalarıyla çalıştılar ve doğaya hiç zarar vermeden çok güzel projelerin ortaya çıkmasını sağladılar.

 

Sektörün zorlukları var mı? Değişmesini ya da olmasını istediğiniz şeyler var mı? 

Az önce de değindiğim gibi sektördeki  enerji yatırımcılarının  doğru projeleri hayata geçirmesi çok önemli. Bunun yanı sıra HES sektöründe karşılaşılan en büyük problemlerden biri de finansal sorunlar. Projeler yapım aşamasında 1-2 yılda bitecek gibi tasarlanıyor ama inşaat işleri başladıktan sonra çok farklı ve beklenmeyen engeller çıkıyor. Örneğin iletim tünelleri yapımında karşılaşılan zeminin yapısı çok farklı olabiliyor ve bu nedenle  proje zamanında tamamlanamıyor ya da hesaplanan rakamın çok üzerinde bir maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Siemens Türkiye olarak, biz bu projelerin sadece elektrik ve mekanik sistem ve çözümlerini tasarlayıp temin ediyoruz. Elektrik ve otomasyon sistemlerinin yanı sıra tesise en çok verimi sağlayabilecek türbin ve jeneratör tipini de belirliyoruz. Yüksek gerilim konusundaki küresel Siemens tecrübemizi de tesislere sunuyoruz.

Bizim sorumlu olduğumuz alanlarda çok zorluk çıkmıyor; projeler doğru tasarlanıyor, ürünler zamanında teslim ediliyor ancak inşaatta yaşanan zorluklardan dolayı projelerde zaman zaman gecikmeler olduğu görülüyor. HES yapımlarında en zor aşama inşaat, çünkü su ile mücadele etmek, mevcut durumdaki  yatağını değiştirmek gerekebilyor, ayrıca suyu belirli bir yerde toplamak, taşımak, iletmek için zorlu aşamalar gerekiyor, bu konuda inşaatçı firmalar çok büyük zorluklarla karşılaşabiliyor.

 

HES karşıtlarına neler söylemek istersiniz?

Her projeyi eşit değerlendirmemek gerekiyor, ülkemizde ve dünyada enerji ihtiyacı var ve bu doğrultuda temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları çok önemli. Projeler doğru değerlendirilip doğru tasarlanırsa doğaya zarardan çok fayda getirecektir. Projeler bilinçli ve doğaya saygılı yatırımcılar ile yapılmalı. İnşaat ve mimari projelerde cihaz yerleşimlerinin en minimize edilmiş ölçülerde ve doğru alanlara yapılmasını öneriyor ve bu konuda katkıda bulunuyoruz. Ayrıca sularda yasayan balık ve diğer canlıların yaşamını devam ettirmesi için gereken şartların sağlanması yönünde fikir ve önerilerimizi mutlaka belirtiyoruz.

 

 

HES’ler yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Projeler doğru yerlere planlandığı takdirde çevreye duyarlı santraller yapılabilir. Özellikle Dere tipi Projeler doğru planlandığı ve santraller birbirlerinin bıraktıkları kuyruk sularını kullandıkları takdirde çevreye verdikleri zarar en düşük seviyeye indirgenmiş oluyor.

Burada planlama yapılırken özellikle can suyu denilen suyun bırakılması gerekiyor. Suda yaşayan canlılar için balık geçitlerinin projelendirilmesi, ona göre balıkların gecisini saglayan türbinlerin ve kuyruk su cıkışlarının  tasarlanması gerekiyor.

HES’lerde kullanılan türbin ve jeneratörler çalıştığında karbon salımı diğer teknolojilere kıyasla oldukça düşük, minimum seviyede kalıyor. Gürültü seviyeleri de düşük. Sadece projeler yanlış planlama ile doğru olmayan yere yapılırsa veya su kaynakları yanlış kullanılırsa o zaman doğaya zarar verebilir. Suyun taşındığı iletim hatları, tüneller ile doğru şekilde yapıldığında yine doğaya bir zararı yok.

Bazı projelerde açık su kanalları yapılıyor ve üzeri kapatılmıyor. Örneğin, onlar doğaya ve canlılara zarar verebilir. Bu su kanalları köylülerin arazisinden geçebiliyor ya da geçtikleri yerlerde ağaçlar kesilebiliyor, açık kanallara hayvanlar düşebiliyor bu durumda çevreciler doğal olarak tepki gösteriyor.

Bizim yaptığımız birçok projede su, tünellerden ve kapalı cebri boru dediğimiz borularla taşınıyor ve çevreye duyarlı oldukları için etkinleri en aza indirgenmiş oluyor. Bununla birlikte HES’lerde kullanılan teknolojide sularda kesinlikle ekstra bir kirlenme olmuyor.

Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Sektörde büyük projelerin bir kısmı tamamlandı. DSİ’nin belirttiğine göre 2020 yılına kadar 30 GW’lık bir pazar payı planlanmış. Türkiye’deki su kaynakları bu doğrultuda belli, şu an devam eden ve lisansı verilmiş projeler tamamlandığında pazar belli bir doyuma ulaşacaktır. Ancak çok küçük mikro HES projeleri geliştirilebilir. 2020 yılına kadar sektörde projeler devam edecek ve tamamlanmış işletmeye alınmış projelerin servis, bakım, yenileme projeleri gündeme gelecek ve sektörde servis ihtiyacı artacak.

Bunun dışında dalga enerjisiyle ilgili çalışmalar yapılabilir ve Türkiye denizlerindeki dalga enerjisine yönelik ürünler geliştirilebilir. 2023’ten sonra dalga teknolojisine doğru bir gidişat olabileceğini düşünüyorum. Çünkü çevreye duyarlı ve yenilenebilir bir kaynak. Siemens’in de portföyünde bulunan okyanus teknolojisi ve denizler için yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla denizlerdeki potansiyel enerjinin kullanımı ön plana çıkabilir.

Burada Siemens’in yürüttüğü farklı bir çalışma da var. Örneğin Tuzla ve Ataköy’de biyolojik arıtma yapan tesisler var ve burada nerdeyse safa yakın su çıkarılıyor. Biz, buralara uygun çözümlerle HES projeleri önerdik, şu anda altyapı çalışmalarını yapıyoruz. Bundan sonra arıtma tesislerine, çok küçük su birikintilerine, derelere mikro HES’ler yapılabilir.

 

Önümüzdeki yaz kuraklık nedeniyle üretimin düşeceği ve elektrik fiyatlarının artacağı konuşuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz? 

2013 yılı da aslında önceki yıllara göre kurak geçti, DSI verilerine göre belli yıllar kurak geçeceğine dair öngörüler bildiriliyor, birkaç yıldır da zaten kurak tabir edilen dönemdeyiz. Bu durumda elektrik fiyatlarına yansıma olabilir. Firma olarak hidroelektrik sektöründeki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? (Elektrik üretim portföyünüz, yatırımlarınız, ekipman üretimleriniz vb.)

 

 

Siemens olarak ünite başı 30 MW’a kadar inşaat işleri hariç Elektro-Mekanik bölümleri için (türbin-jeneratör, elektrik, otomasyon) anahtar teslimi EPC mantığıyla çözümler sunuyoruz. Orta gerilim sistemlerinde az bakım gerektiren vakumlu ürünler sunuyoruz. Yakında gaz izoleli ürünlerle komple bakımsız çözümler de sunmaya başlayacağız. Siemens HES projelerinde ‘Small Hydro’ çözümleriyle öne çıkıyor. Büyük çaplı hidroelektrik santraller için VOITH’le kurduğumuz iş birliği çer çevesinde çalışıyoruz.

 

Bu tür projelerde VOITH türbin ve jeneratörü temin ediyor. Küçük HES’lerde ise Siemens Avusturya ekibiyle birlikte hareket ediyoruz. Small Hydro sistemlere yönelik Uzmanlık Merkezi’miz Avusturya’da bulunuyor. Avrupa ve Avusturya’da kullanılmış çok uygun çözümleri Türkiye’ye adapte ettik. Bu konuda yüksek teknolojili otomasyon, koruma ve senkronizasyon sistemlerimizi çok daha uygun maliyetle pazara sunuyoruz. Bu üstün teknolojili ürünleri çok uygun maliyetlerle sunduğumuz içinde müşterilerimize rekabet avantajı sağlıyoruz. Siemens Ar-Ge ekipleri daha yüksek teknolojiyle daha uygun fiyata çözümler üretmek için çalışıyor.

 

30 MW’a kadar olan sistemlerde ise Siemens elektrik ve mekanik tüm ürünlerin sorumluluğunu alarak EPC mantığıyla çözüm getiriyor. Yani bir HES’in türbini ve jeneratörü dahil olmak üzere içerisinde bulunan tüm mekanik ekipmanların ve elektrik ekipmanlarının projelendirilmesi, temini, yerinde montajının yapılması, devreye alınması hatta işletmede çalışacak personelin eğitilmesi ve komple santral devreye alınıp işletmeye başladıktan sonra da servis hizmetlerini kapsıyor. Komple santralin elektrik üretim aşamasında kullanılan elektrik ekipmanları, enerjinin iletiminde kullanılan yüksek veya orta gerilim seviyesindeki elektrik ekipmanlarıyla sistemlere komple çözüm sunuyoruz.

 

Burada Siemens’in güçlü olduğu ürünler; özellikle iletim, dağıtımda kullandığımız orta ve yüksek gerilim ekipmanlarımız, koruma, senkronlama ve otomasyon sistemlerinde kullanılan tüm cihaz ve komple çözümler. Şu an özellikle orta gerilim sistemlerinde sunduğumuz vakum kesicili pano çözümü çok az bakım gerektirmesiyle oldukça avantajlı bir çözüm. Ar-Ge çalışması devam eden ve Almanya’da üretilen gaz izoleli orta gerilim hücrelerimiz var, onları piyasaya sunduğumuz zaman; onlar da minimum bakım gerektiren ürünler olarak piyasada yerini alacak.

 

Varsa, rakiplerinizden üstün olduğunuz teknolojiler veya müşteriye sunduğunuz farklı hizmetler/ürünler nelerdir?

Anahtar teslimi çözümler sunabildiğimiz gibi tek tek ürün ve/veya montaj, devreye alma, servis gibi hizmetler de sunabiliyoruz. Özelikle komple elektrik ve otomasyon sistem çözümlerinde çok üst teknoloji kullanıyoruz. Bu yüsek teknolojinin özelliklerine değinmek gerekirse; orta gerilim sistemlerinde vakum kesicilerle az bakım ve yakında gaz izoleli ürünlerle bakım gerektirmeyen ürünler sunuyoruz. Ayrıca otomasyon, koruma ve senkron sistemlerimiz ile üstün teknolojik çözümler ile farklı ve üstünüz. Türk mühendis ve servis elemanlarımızla 7/24 servis hizmeti verebiliyoruz.

Elektrik ve otomasyondaki lider konumumuzla rakiplerimizden farklılaşıyoruz. Siemens, Türkiye’ye ilk giren elektrik ve otomasyon sistemleri sunan firma ve Türkiye’deki elektrik ve elektronik pazar payı çok yüksek. Ayrıca oldukça yüksek teknoloji ve sorunsuz ve kolay çözümler sunuyoruz. Projeler bittikten sonra müşterilerimize hızlı ve kolay servis hizmeti sağlayabiliyoruz. Siemens olarak Türkiye ve Avrupa menşeli ürünler kullanıyor ve Türkiye’de hemen hemen her yerde 7/24 servis hizmeti sunuyoruz. Bu yüzden pazardaki payımızın büyüklüğünü koruyacağını düşünüyorum.

 

Siemens elektrik ve otomasyona yönelik tüm ürünlerini Türkiye’de dizayn ediyor. Mühendisliği ve proje yönetimi Türkiye’de yapılıyor. Pazara yönelik ürünlerimiz bir kısmı Gebze, bir kısmı Kartal fabrikalarımızda üretiliyor. Mühendislik, devreye alma ve montaj ekibimiz, servisimiz ve proje yönetimimiz Türk yerli elemanlardan oluşuyor. Ürünlerde ise, yüzde 80-90 oranlarında yerli üretim yapıyoruz. Küçük HES’ler için Avusturya merkezinin sadece uzmanlığından ve Ar-Ge çalışmalarından destek alıyoruz.

Elektrik ve Otomasyon Sistemleri Siemens tarafından tamamlanan bazı  projelerimiz şöyle:

BERKE HES ADANA   510 MW TAHTA HES ADANA  15 MW BAĞIŞLI HES (Hakkari Yüksekova Zap Suyu) 3X10 MW

UZUNDERE HES RİZE: 2X35 MW UZUNÇAYIR HES TUNCE-Lİ:3X35MW

KAYABÜKÜ HES BOLU :3X4,5MW BAĞIŞTAŞ II HES ERZİNCAN: 3X16 MW

YEDİGÖZE HES ADANA: 3X105 MW

ARAKLI 1-2-3-4 HES TRABZON: 20 MW

KARGI HES  ÇORUM: 102 MW ÇAMBAŞI HES RİZE 45 MW

 

SIEMENS

 

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

TUBE & STEEL İstanbul ve WIRE TECH İstanbul’un katılımcı ve ziyaretçi sayılarında büyük artış

Yayın Tarihi:

on

Boru, profil, tel ve çelik üretim sektörlerinin liderleri Tube & Steel İstanbul ve Wire Tech İstanbul fuarlarında bir araya geldi. 24 – 27 Mayıs 2023 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarlar, 19 ülkeden 322 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile katılımcı sayısını bir önceki edisyona göre %119 artırarak başarısını kanıtladı.

Ziyaretçi sayılarında rekor artış

Yerli ve yabancı sektör profesyonellerinin önemli bir satış ve pazarlama platformu olarak tercih ettiği Tube & Steel İstanbul ve Wire Tech İstanbul fuarlarında özellikle Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak gibi birçok ülkeden gelen profesyonel ziyaretçiyi ağırladı. 74 ülkeden 10.513 sektör profesyoneli fuarı ziyaret ederek yeni iş birlikleri kurdu. Ziyaretçi sayısında bir önceki edisyona göre yabancı ziyaretçi oranında %80, toplam profesyonel ziyaretçi oranında %40’lık artış hem katılımcıların hem de ziyaretçilerin memnun olarak fuardan ayrılmasını sağladı.

Devlerin iş birliği ile sektörün dev fuarına büyük katkı 

Fuarcılık sektörünün Türkiye’deki lider firması TÜYAP, Tube & Steel ve Wire Tech fuarları kapsamında Messe Düsseldorf ile yaptığı iş birliğiyle fuarların uluslararası niteliğini çok daha farklı bir boyuta taşıdı. Uluslararası arenada fuarların tanıtımına çok ciddi bir katkı sağlayan TÜYAP ve Messe Düsseldorf iş birliği ile boru, profil, tel ve çelik sektörlerinde ülkemizin tek ihtisas fuarı olan TUBE & STEEL ve tel, kablo, çivi üretimi ve teknolojileri ihtisas fuarı WIRE TECH, bu yıl daha güçlü olarak kapılarını katılımcı ve ziyaretçilerine açtı. Bu iş birliğinin getirdiği sinerji hem katılımcıların hem de ziyaretçilerin memnuniyet oranlarında önemli bir artışı sağladı. 

Sektördeki tüm gelişmelerin ve yeniliklerin Türkiye ve Avrasya coğrafyasındaki en büyük adresi olan Tube & Steel İstanbul ve Wire Tech İstanbul Fuarları dünyanın lider üreticilerini karar alma konusunda yetkili alıcılar ile buluşturarak sektöre güç kattı. Fuarlardan memnun ayrılan katılımcı ve ziyaretçilerimiz bir sonraki edisyonu sabırsızlıkla beklediklerini ifade etti.

Sektöre yön veren dernek iş birlikleri

Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) ve Çelik Dış Ticaret Derneği iş birlikleri, Çelik İhracatçılar Birliği (ÇİB), Steel Orbis, Soğuk Haddeleme, Galvanizli ve Boyalı Sac Üreticileri Derneği (SOGAD), Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) ve Yassı Çelik İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD) destekleriyle marka değerini daha da güçlendiren fuarlar hem katılımcıların hem de ziyaretçilerin dikkatlerini üzerine çekti.

Uluslararası alım heyeti organizasyonu katılımcıların ticaretine büyük katkı sağladı

TÜYAP’ın uluslararası satış ve pazarlama merkezleri olan Rusya, Gürcistan, İran, Sırbistan, Slovenya ve Kuzey Makedonya ofisleri tarafından bölge pazarlarında tanıtım çalışmaları aktif bir şekilde sürdürüldü.

Yurt dışından gelen profesyonel alım heyetleri ve katılımcılar arasında yapılan ikili görüşmeler, sektörün ticaret hacmine önemli katkılar sağladı. Fuarları ziyaret eden yabancı ziyaretçiler, önemli iş ortaklıkları kurarak Türkiye ihracatına katkı sağladı. Türkiye, çelik sektöründeki başarısını yerli ve yabancı sektör profesyonellerinin bir araya geldiği fuarlarda bir kez daha kanıtladı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Etkinlikler

SMS-TORK, IF DESIGN AWARD 2023’te ‘Industry’ ödülünün kazananı oldu

Yayın Tarihi:

on

SMS-TORK, dünyaca ünlü tasarım ödülü olan IF DESIGN AWARD’ın 2023 kazananları arasında yer aldı. Hannover merkezli iF International Forum Design GmbH tarafından her yıl düzenlenen dünyanın en eski bağımsız tasarım organizasyonu iF DESIGN AWARD 2023’te ödüle layık görülen SMS-TORK, TMEA Multiturn Aktüatör tasarımıyla “Industry” kategorisinin kazananı oldu.

On-off ve oransal özelliğiyle yerli olarak üretilip, tasarlanan TMEA Serisi Multiturn Elektrikli Aktüatör, dünyanın her yerinden bağımsız uzmanlardan oluşan 133 üyeli jürinin beğenisini kazandı. Ödüllerin seçimi yoğun ve kritik karar vermek adına zorlayıcıydı. 133 uzman profesyonelden oluşan uluslararası jüri, 56 ülkeden 11.000’den fazla başvuruyu 2 aşamalı olarak değerlendirdi. Jüri başvuruları “fikir”, “form”, “işlev”, “farklılaşma” ve “etki” alt başlıkları altında puanladı ve SMS-TORK’un TMEA Multiturn Aktüatör tasarımı “Industry” kategorisinde ödüle layık görüldü. 

TMEA Multiturn Elektrikli Aktüatör, çeşitli endüstrilerde güvenilir ve verimli akışkan kontrol çözümleri sağlamak için tasarlanmış yapısıyla dikkat çekiyor. İyi planlanmış mühendislik ve işlevsellik ile uyum içinde olan ayırt edici tasarımı, TMEA’yı sağlam ve güvenilir bir aktüatör olarak ayırıyor. Kontrol panelinin parlak siyah yüzeyi ile alüminyum kapakların mat grisi dikkat çekici bir kontrast oluşturuyor. Kullanıcı dostu arayüz, IP68 koruma seviyesi ve ergonomik kullanım sağlamak için ürüne özel geliştirilmiş manyetik butonlar ve manyetik kalem ile kontrol ediliyor.

Lansman tanıtımı bu sene ilk defa WIN Eurasia 2023’te yapılacak TMEA Multiturn Elektrikli Aktüatör için SMS-TORK’u Hol:4, C350 no’lu stantta ziyaret edebilirsiniz.

TMEA Serisi Multiturn Eektrikli Aktüatör hakkında daha fazla bilgiyi www.ifdesign.com https://ifdesign.com/en/winner-ranking/project/tmea/553057  adresindeki “Kazananlar” (ALL Winners) seçeneğinden ulaşabilirsiniz.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Etkinlikler

WIN EURASIA endüstriyi gelecekle buluşturuyor; imalat sanayi 29’uncu kez bir araya geliyor

Yayın Tarihi:

on

“Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla İstanbul Fuar Merkezi’nde 29’uncu kez imalat sanayisini aynı çatı altında buluşturacak WIN EURASIA – World of Industry Fuarı, 7 Haziran’da kapılarını açıyor.

WIN EURASIA 2023 Fuarı Basın Toplantısı, Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Annika Klar ve Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın’ın ev sahipliğinde; sektörün önde gelen sivil toplum örgütleri MAKFED – Türkiye Makina Federasyonu,  ROBODER-Robotik ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistem Entegratörleri Derneği, TÜYİDER – Tüm Yüzey İşlemler Derneği, ENOSAD – Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği, AKDER – Akışkan Gücü Derneğİ,  ve ETMD – Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği ile sektör temsilcileri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti. Toplantı Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Annika Klar’ın açılış konuşması ile başladı. Klar, “WIN EURASIA, imalat sanayinin geleceğine yön veren, belirleyen bir fuar. Bu nedenle bu yılki mottomuzu “Endüstri gelecekle buluşuyor” olarak belirledik. Çünkü dünya kısaca ikiz dönüşüm olarak da niteleyebileceğimiz yeşil ve dijital dönüşüm sürecine girmiş durumda. İmalat sanayinin otomasyona ve robot kullanımına geçişi artık bir tercih değil gereklilik haline gelmiş durumda. HANNOVER MESSE’nin bölge pazarındaki temsilcisi olan WIN EURASIA olarak biz işletmelere bu geçişle ilgili her türlü deneyimi sunmaya ve firmalarımız aracılığıyla tüm ihtiyaçlarını 360 derece karşılamaya hazırız” dedi. 

Dönüşüm süreci Türkiye için önemli bir fırsat

Halihazırda ağırlıklı olarak geleneksel üretim modellerini kullanmakta olan Türkiye’nin, Endüstri 4.0 teknolojilerini üretim süreçlerine dahil etmede önemli bir fırsat yakalamış durumda olduğuna dikkat çeken Annika Klar şöyle devam etti: “Türkiye kendi imalat sanayisinde dönüşümü sağlayacak teknolojileri geliştiren, üreten çok başarılı firmalara sahip. Dolayısıyla büyük çoğunluğu WIN EURASIA katılımcısı, ziyaretçisi olan firmalarımız açısından yeni ufuklar açabilecek büyük potansiyel bir pazar. Rakamlar da buna işaret ediyor. Endüstri 4.0 sürecine dahil etmek için Türkiye’deki üreticilerin, 10 yıllık süreçte yılda yaklaşık 10 ila 15 milyar liralık yatırım yapması gerektiği öngörülüyor. Bu dönüşümün üretim verimliliğine tahmini katkısı ise 50 milyar lira civarında.”

500’ü aşkın katılımcı, 39 bini aşkın ziyaretçiyle buluşacak

7-10 Haziran’da İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak WIN EURASIA’da katılımcı ve ziyaretçileri neler beklediğini aktaran Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın ise WIN EURASIA’nın imalat sanayi için bu yıl milyonlarca dolarlık ticaret hacmi sağlamayı hedeflediğini söyledi. Ertaşkın, “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosu ile imalat sanayinin tüm paydaşlarını 4 gün süreyle aynı çatı altında buluşturacağız. Fuarımız Avrasya bölgesinde imalat sanayisini bir araya getiren tek fuar olma ayrıcalığına sahip. Fuar alanı büyüklüğümüz net olarak 27 bin m2 ve toplam 6 salonda Türkiye, Avrupa, Asya ve Orta-Doğu bölgelerinden 500’ün üzerinde katılımcı firmamız ve Almanya, Tayvan, Çin ve Kore pavilyonlarımız bulunuyor. Dünya genelinden ortalama 100 ülkeden 39 binin üzerinde sektör profesyonelinin WIN EURASIA’yı ziyaret etmesini bekliyoruz” dedi. Ertaşkın, ihracat odaklı bir fuar olarak her yıl olduğu gibi Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) iş birliği ile Alım Heyeti Programı’na ev sahipliği yapılacağını belirtti ve Alım Heyeti Programımız kapsamında İran, İtalya, Cezayir başta olmak üzere 10 hedef ülkeden 200 satın almacının WIN EURASIA’da üretici ve ithalatçı firma yetkilileri ile bir araya geleceğini ifade etti. 

WIN EURASIA’ya tam destek 

Sektöründe bölgenin en büyük ve en uzun soluklu uluslararası sanayi fuarı olan WIN EURASIA, bu yıl çatısı altındaki tüm sektörlerin evrimleşmesinde kritik rol üstlenen ve dijitalizasyonun geleceği olan Endüstri 4.0 ile Robotik Otomasyon için gelecek 3 mega trend olan; Metaverse, Endüstri 4.0 ve Hiper-Otomasyona odaklandı. Açılış konuşmalarının ardından bu kapsamda WIN EURASIA Özel Etkinlikler ve Teknoloji İçerik Yöneticisi Murat Bayazıt’ın moderatörlüğünde WIN EURASIA 2023 “Endüstri Gelecekle Buluşuyor” Oturumu’na geçildi.  WIN EURASIA’nın stratejik partnerleri MAKFED, ROBODER, TÜYİDER, ENOSAD, AKDER ve ETMD başkan ve üst düzey yöneticilerinin söz aldığı oturumda, WIN EURASIA’nın imalat sektörüne katkısı konuşuldu. 

“Makine sektörü ekonomimiz için stratejik öneme sahip”

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, “Makine sektörünün dünya ticaretine olan katkısına dikkat çekti. Bakır, “2021 kesinleşmiş rakamlarına göre; dünyada 22 trilyon ihracat yapıldı. Bunun 2,5 trilyonu doğrudan makinelerden oluşuyor, ondan daha fazlası yüzde 15’in üzerindeki bir rakam ise elektrikli teçhizatlar ve makineler. Motorlu kara taşıtlar içerisinde traktörleri de aldığınız zaman dünya ticaretinin yüzde 30’unu merkezinde makineler olan teknoloji endüstrileri oluşturuyor. Makine sektörü ekonomimiz için stratejik öneme sahip. 2022 yılında makine ihracatında 25,5 milyar dolarla rekor kırıldı, fakat ithalat da aynı hızla büyüyor. Yatırımlar çok önemli. Dünyada her sene 5 trilyon dolar civarında makine teçhizat yatırımı oluyor. Pandemiye rağmen 2019’un son çeyreğinden bugüne kadar makine teçhizat yatırımları hep yukarıda. 3 çeyrek süresince yüzde 30’un üzerinde büyüme gördük” dedi. WIN EURASIA’nın sektöre katkısına değinen Bakır, “WIN EURASIA’yı dünyanın teknoloji arenası HANNOVER MESSE’nin Türkiye yansıması olarak görüyor ve makine sektörünün gelişimi için destekliyoruz” dedi. 

“Otomasyoncular olarak makineye hayat veren bir grubuz” 

Endüstri otomasyonunun çok önemli olduğuna dikkat çeken Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Kayakıran, “Otomasyonun Türkiye’nin büyümesine çok önemli katkıları var. Mesela pandemi döneminde işler biraz kötüye gittiğinde bile otomasyon sektörü ciddi oranda büyüdü. Otomasyon pazarının verdiği rakamlara göre 2027 yılına kadar 8,8 büyüme oranı gösteriyor ki bu değerin bize çok ciddi ilave imkânlar ortaya çıkardığını öngörüyoruz. Otomasyoncular olarak makineye hayat veren bir grubuz. Diğer kardeş STK’larla da birlikte; Türkiye’yi daha üst seviyelere çıkarma imkânı yakaladık. Hep beraber olduğumuzda Türkiye’yi daha ileriye götüreceğimize ben inanıyorum.” şeklinde konuştu. Fuarları işin özünde dünyanın en temiz ortaklığı olarak gördüğünü ifade eden Kayakıran, WIN EURASIA’nın Türkiye’de sektörünün en köklü fuarı olduğunu belirtti ve ENOSAD olarak desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

WIN EURASIA uluslararası arenada Türkiye’nin en önemli endüstri fuarı

Endüstriyel robot pazarında, Türkiye’nin konumunu değerlendiren Robotik ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistem Entegratörleri Derneği (ROBODER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yarış, “Endüstriyel robot pazarında 2021 yılı verilerine bakılarak Türkiye’nin ihracatı göz önüne alındığında %0.4’lük payıyla 24. büyük ülke, ithalatına bakıldığında ise yüzde 1.7’lik pay ile 17. büyük ülke olduğu görülüyor. 25 milyon doları geçen 2022 yılı ihracatımız ile toplamda 138 milyon doların hemen altındaki ithalatımıza bakıldığında yurtiçi pazar büyüklüğünün toplamda 200 milyon dolar seviyesine eriştiğini söylemek mümkün. 2021 yılına bakarak pazar büyüklüğünün 2022 yılında yüzde 30’dan fazla arttığını söylememiz gerek.” dedi. Yarış şöyle devam etti: “Uluslararası arenada Türkiye’nin en önemli endüstri fuarı olan WIN EURASIA’nın bu senenin en önemli sektör buluşmalarından biri olacağını düşünüyoruz. Değişen ve gelişen dünya düzeni içinde ticaretin hiç olmadığı kadar zorlaştığı batı ile doğu arasında önemli bir köprü konumunda olan ülkemizin marka şehri İstanbul’da düzenlenecek fuarın, önemli sayıda yerli ve yurt dışı ziyaretçi çekmesini ve son teknoloji ile imal edilmiş üretim ekipmanlarının tamamını sergilemesi açısından önemli bir merkez olduğunu düşünüyoruz.”

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com