Duyar Vana 67 ülkeye ihracat yapan ve sektöre yön veren firmalardan. Geçtiğimiz yılın sonunda Duyar Vana A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine getirilen Faruk Çizmecioğlu’yla bir söyleşi gerçekleştirdik. Faruk Çizmecioğlu, yeni görevi ve Duyar Vana firmasıyla ilgili pek çok önemli açıklamada bulundu.
Öncelikle sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?
1966 doğumluyum. 1987 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldum, Londra ve Paris’te dil eğitimlerini tamamlayarak meslek hayatıma başladım.
Altı yıl boyunca Oyak Renault Firması lojistik departmanında farklı pozisyonlarda görev aldıktan sonra Uluslararası Dış Ticaret alanında çalıştım.
2004 yılında Türk Hava Yolları’nda göreve başladım, 2004-2009 tarihleri arasında Pazarlama ve Satış Başkanlığı görevini üstlendim, ardından 2010 yılında Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildim.
Üretim Planlama, Gelir Yönetimi, Kurumsal İletişim, Kurumsal Anlaşmalar ve tüm dünyadaki Türk Havayolları ofislerinin yönetiminden sorumlu olarak yaptığım çalışmalar neticesinde 2011 yılında yapılan bir araştırmada yılın en iyi 25 pazarlama yöneticisi içinde birinci seçildim, Türk Havayolları’ndaki pazarlama ve satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevinden 30 Nisan 2014 tarihinde ayrılarak, Lufthansa ve THY ortaklığı olan Sunexpress havayolunun Türkiye Genel Müdürlüğüne atandım. Yapılan çalışmalar neticesinde THY 2004 cirosu 1 milyar USD iken 2014’te 10 milyar USD’ye gelmiş, Sunexpress şirketinde ise 2015 yılında tarihinin en yüksek ciro ve kârlılık oranına ulaşılmıştır. 2015 Mayıs ayında THY’deki görevlerimden emekli olarak ayrıldım. THY Teknik, Turkbine, Sunexpress, TGS, Aslan Çimento, Oyak Yatırım Menkul Kıymetler şirketlerinde yönetim ve denetim kurullarında da çalıştım. 01.11.2017 tarihi itibariyle de Duyar Vana A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine atandım.
Duyar Vana’nın hikâyesi ülkemiz adına birçok başarı hikâyesini içerisinde barındırması açısından oldukça kayda değerdir.
1965 yılında zor şartlar altında Karaköy’de küçük bir atölyede faaliyetlerine başlayan Duyar Vana, Turquality programına seçilmiş sektöründeki tek firma olarak dünya markası olma yolunda gerekli adımları atmaktadır. Halihazırda dünyanın 67 farklı ülkesine ihracat yapan ve sektörüne yön veren önemli bir firma haline gelmiştir.
Vana üretimimizin büyük bir kısmını İstanbul Esenyurt’ta, 16 bin metrekarelik alan üzerine kurulu yeni fabrikamızda gerçekleştirmekteyiz. Üretim aşamalarımızın tamamı tesis içerisinde yerleşik olan 5 bin metrekarelik talaşlı imalat sahasında, CNC kontrollü yatay işleme, dikey işleme ve torna tezgâhlarında gerçekleştirerek müşterilerimize sunulmaktadır.
Üretimin en önemli bölümlerinden biri olan modelleme işlemi de yine kendi bünyemizde bulunan kalıphane bölümünde, güncel dizayn programları ile CNC tezgâhlardan oluşan makine parkında yapılmaktadır.
Kıraç Fabrikamıza ek olarak, Gürpınar’da 8 bin metrekare alan üzerine yerleşik Döküm fabrikamız, Ataşehir’de 1.000 metrekare alan üzerine kurulu Sprinkler Üretim Tesisimiz, yine Dilovası Mermerciler Sanayi Sitesi’nde 2.800 metrekaresi kapalı olmak üzere, toplam 3.500 metrekare alan üzerine kurulmuş Gebze döküm fabrikamız bulunmaktadır.
Son olarak Çerkezköy’de İtalyan T.İ.S. Group firmasıyla ortaklaşa kurduğumuz ve özellikle çift flanşlı çifözel kelebek vana imalatı yaptığımız bir fabrikamız daha bulunmaktadır.
Bu anlamda yatırımlarımız tüm hızıyla devam edecektir.
Piyasaya sunduğunuz ürün grupları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yangın grubunda yerli üretici olarak ıslak alarm vanası, sprinkler, test ve drenaj vanası, izlenebilir kelebek vana, NRS ve OS&Y sürgülü vanaları, biz UL/FM Belgeli ve ilk yerli üretici olarak üretiyoruz. Bunun yanında bu sene kuru alarm vanası, farklı tip sprinklerler ve akış anahtarı gibi ürünleri pazara süreceğimiz bir sene olacak.
Çok geniş bir ürün gamına sahibiz. Yangın kısmının dışında HVAC kısmında da yenilikçi ürünler piyasaya sunmaya çalışıyoruz. Var olan ürünlerin yanı sıra yeni geliştirdiğimiz kompakt grup dediğimiz pislik tutucular, kelebek-küresel karışımlı dediğimiz LUG küresel vanalar, seri imalatına başladığımız komple kauçuk kaplı kelebek vanalar ve vulkanize kelebek vanalar mevcut.
Ağırlıklı olarak hangi sektörlere çözüm üretiyorsunuz?
Daha çok AVM, hastane, konut, okul, havaalanı, otel, fabrika ve devlet yatırımlarında çözüm üretiyoruz. Yangın ve HVAC olmak üzere iki ana başlıkta bu projelere değer katıyoruz.
Kuvvetli bir bayi ağınız olduğunu biliyoruz. Satış ve satış sonrası hizmetleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Yurtiçinde 65’e yakın bayi ağımız ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bayi dışı satış kesinlikle yapmıyor ve bayilerimizi iş ortaklarımız olarak görüyoruz. Bayilerimizin çoğuyla uzun yıllar süren iş ortaklığımız var. Satış sonrası kısmından bahsedecek olursak müşterilerimizle karşılıklı iş birliği ve alışverişimiz devam ettiği sürece müşterilerimizin bizimle ilgili algılarını izlemek, ölçmek ve değerlendirmek için kuruluşumuz, verdiğimiz hizmetler, yaklaşımlarımız, ürünlerimizin kalitesi ve diğer unsurlar açısından memnuniyet derecelerini tespit etmek üzere etkin ve çift yönlü iletişim açısından satış sonrasını fırsat olarak görüyoruz. Bu kapsamda sektörde ISO10002 müşteri memnuniyet yönetimi belgesine sahip tek firmayız.
Sayılı yerli vana üreticilerinden biri olarak Duyar Vana, Ar-Ge çalışmaları kapsamında neler yapıyor?
Tüm teknik hacmimiz ile yeni yatırımlara ve yeni ürünlere odaklandık. Duyar Vana’nın Turquality teşvik programında yer aldığını tekrar vurgulamak istiyorum. Bünyemizde toplamda 6 adet üretim tesisi ve her birine ait bir Ar-Ge yapılanması mevcut. Mevcut halde İstanbul’da Esenyurt Vana, Ataşehir Sprinkler, Gürpınar Dökümhane, Gebze Dökümhane tesislerinin yanı sıra İtalyan T.İ.S. markası ortaklığı ile T.İ.S.-Duyar olarak Çerkezköy bölgesinde özel grup endüstriyel vana üretimi gerçekleştiren bir tesise sahibiz. Buna ek olarak ozon mühendisliği üzerine faaliyet gösteren, sanitasyon ve sterilizasyon konularında hizmet veren bir iştirakimiz daha mevcut.
Sprinkler ve yangın grubu vanaları konusunda Türkiye’nin tek belgeli üreticisiyiz. Ürün kalitemizi tarafsız olarak belgelemek ve kalite/güvenlik standartlarımızı yakalamak için dünyaca ünlü onay kuruluşları ile birlikte çalışıp bu alanda ciddi belgelendirme çalışmaları ya da diğer tabirle yatırımlar gerçekleştirdik.
Şimdiye kadar çok önemli bir bütçe ile ürünlerimizin özellikle yangın fazındaki UL/FM/LPCB gibi belgelendirme süreçlerini tamamlayarak dünya pazarında rekabet açısından ciddi bir avantaj yakaladık.
Bu dinamizmle, son dönemde geliştirdiğimiz ve üretimine başladığımız Islak Alarm Vanaları, Kuru Alarm Vanaları, OS&Y Yükselen Milli Vanalar, NRS Gate Vanalar, Sprinkler, Test ve Drenaj Vanaları’na ek olarak Sanayi Bakanlığı tarafından da verimlilik ödülüne layık görülen Lug tipi pislik tutucularımızın da içerisinde olduğu kompakt ürünlerimizin tasarım ve imalatlarını gerçekleştirdik. 2018 yılı içerisinde de yerli izleme anahtarlı kelebek vanalarımızı ve akış anahtarını piyasaya sürmeye amaçlıyoruz.
Özet halinde Duyar Vana bünyesinde, bütün yeni ürün tasarımı, özel ürün uygulamaları, sertifikasyon çalışmaları ile Ar-Ge politikamızı diri tutarak sektörümüze ve ülkemiz ekonomisine katma değer sağlamaya devam ediyoruz.
Verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramları Duyar Vana için ne ifade ediyor?
Verimlilik ve sürdürülebilirlik birbirini tamamlayan ve net olarak birbirine bağlı olan olgulardır.
Bu iki olgu arasında denge kurulamadığında markanız, tesisiniz, çalışanlarınız ya da paydaşlarınız üzerinde kontrolünüzü kaybedersiniz. Ülkemiz de son 20 yılı yüzeysel olarak incelediğimizde bile, bu döngü üzerinde hâkimiyetini kaybetmiş nice dev markaların hüzünlü hikâyesi ile karşılaşıyoruz.
Özellikle günümüzde rekabetin yoğunlaşması, dünyanın her yerinden mal temininin kolaylaşması ile kâr marjlarının iyice daralması neticesinde mevcut kaynakları verimli kullanmak, kaynak ve para israfına mahal vermeden üretimi devam ettirebilmek tüm sanayi şirketleri için özel bir önem taşıyor. Operasyonel mükemmellik ve etkinlik konusu, üretim yapan şirketler için sürdürülebilir kârlılık hususunda artık birinci sıraya yerleşmiştir. Zaten bu konuyu ıskalayan veya gerekli önemi vermeyen şirketlerin önümüzdeki yıllarda ayakta kalma şansı da kalmayacaktır.
Temel ilkemiz sektörde liderliğimizi sürdürmek ve hem Türkiye için hem de sektör adına sürdürülebilir değer üretirken Pazar üretici marka olmaktır.
Sektörün Endüstri 4.0 kapsamındaki gelişimini değerlendirir misiniz?
Dördüncü Endüstri Devrimi, buhardan elektriğe ve dijitalleşmeye sarf edilen yolun son etabı diyebiliriz. Muhakkak elektronik sistemlerin manuel iş gücünün yerini alacağı bir geleceğe yürüyoruz. Sadece içinde bulunduğumuz sektör için değil tüm sektörlerde artık sistemleşme ve standartlaşma beraberinde rekabet gücünü getiriyor.
Büyük dünya devi üreticilerin sektörel inovasyon hamlelerinin bu çağın başlangıcı olduğunu düşünüyorum. Sektörlerin %80’i şu anda tarif edildiği anlamda Endüstri 4.0’ın gerisinde. Kalan %20’lik pay ise lokal olarak bu çerçeve içerisinde. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde lokal adaptasyonların devam edeceğini fakat biraz önce de bahsettiğim anlamıyla Endüstri 4.0 uyumunun sağlanabilmesi için önümüzde birkaç yıla daha ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Duyar Akademi çalışmasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Duyar Akademi, Duyar Vana markasının en önemli projelerinden bir tanesidir. Bu vesile ile gerek müşterilerin gerek paydaşlarımızın gerekse de öğrencilerin mühendislik görgülerini artırmaya yönelik paylaşımları bu projeyle gerçekleştiriyoruz.
Bu halihazırda ISO 10002 müşteri memnuniyeti yönetim sistemi belgesine sahip olan markamızın, öğretici kanadında bulunduğu, teknik ve görsel öğeler ile ürünlerini desteklediği bir platform. Gerek ürünlerimize ait detaylı animasyonları gerek ürünlerimize ait montaj videolarını gerekse de yine ürünlerimize ait revit çizimleri bu platformda paylaşmak suretiyle sektörümüzdeki duyarlılığı arttırmayı amaçlıyoruz. 2018 yılı içerisinde Duyar Akademi platformunu daha canlı ve verimli hale getirebilmek için projeler üretmeye devam ediyoruz. Bu projelerden bir tanesi de vana seçim programı olacaktır. Yıl sonuna yetiştirmeye çalıştığımız bu proje üzerinde ciddi emek sarf ediyoruz şu anda.
Piyasadaki rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rekabet tüm sektörler için var olma kuralıdır. Bir marka rekabet sağlayamadığı her platformda silinmeye mahkûmdur, karşıtında ise rekabet edebildiği her alan kendi gelişimini sağlar. Bu, literatür araştırmalarında 10 yıllık azami bir süre şeklinde tariflenir.
Sektör bazında değerlendirecek olursak, yerli üreticilerin bu konuda daha avantajlı olduğunu düşünüyoruz. Fakat bazı hallerde ise sektör dinamikleri bizi tam ters istikamette düşünmeye zorlayabiliyor.
Özellikle bizim gibi yerli üreticileri, kol kola girerek kendi standartlarımızı oluşturma konusunda teşvik etmeye çalışıyor ve dost firmalar olarak görüyoruz. Bu konuda STK’larda, üniversitelerde yani kısaca kendimizi ifade edebildiğimiz tüm platformlarda pek çok çağrımız mevcut bu konuyla ilgili.
Genel olarak sektörümüzde adil olmayan, etik dışı rekabet durumları ile karşılaşıyor muyuz? Evet, karşılaştığımızı söyleyebiliriz fakat bu bizim politikalarımızı, değerlerimize olan bağlılığımızı ve rekabet gücümüzü sekteye uğratmayacak kadar zayıf. “Dünya için Türkiye’de üretiyoruz” sloganımız gün geçtikçe daha da anlam kazanıyor ve bizi motive ediyor. Globalleşen dünyada, rekabetin had safhada olduğu bir süreçte kaliteden taviz vermeden, dünya standartlarında ürünler üretmek ve bu ürünleri tüm dünyaya satabilmek ciddi bir meziyet gerektiriyor.
Diğer yandan özellikle son yıllarda petrol fiyatlarının düşmesi ile Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan gibi ülkeler ile güvenlik sorunları olan Kuzey Afrika, Irak, Suriye vb. gibi ülkelerde iş yapan Türk inşaat firmaları ve mekanik taşeronları yurtiçine döndüler. Bu sebeple yurt içindeki işlerdeki rekabet bu firmalar ile birlikte çok daha zor koşullara geldi. Fiyat odaklı pazarda ürün kalitesine dikkat etmek artık çok daha büyük önem arz ediyor.
Dünya markası olma yolunda başka ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? İhracatın cironuz içindeki payı nedir? İhracat için odaklandığınız pazarlar nerelerdir?
Bildiğiniz gibi TURQUALITY® Programı’nın amacı, 2023 yılına kadar Türkiye’den 10 firmayı dünyada marka yapmak. Bu bağlamda yaklaşık 2 yıldır tam marka destekte olan Duyar Vana A.Ş. sektörde tek firma olarak faaliyetlerine devam ediyor.
Tüm bunlara ek olarak dünyanın çeşitli yerlerinde fuarlara katılıyoruz. Bunların içinde Amerika’daki NFPA Conference & Expo, Çin’de ve Rusya’da düzenlenen yangın fuarlarıyla Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde düzenlenen fuarlar da var. Dünyanın tüm coğrafyasındaki ilgili fuarlarımıza katılıyoruz.
Duyar Vana’nın ihracat oranları sürekli artış göstermekle birlikte hedefimiz 2020’de yüzde 50 ihracat oranına ulaşmak. Şu anda üretimimizin yüzde 25’ini ihraç ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de bunun artacağını düşünüyoruz.
2017 yılında tüm iklimlendirme sektöründe en fazla ülkeye ihracat yapan firma ödülü ve vana sektöründe en yüksek ciro yapan ihracat firması olduk.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projelerinizi bizlerle paylaşır mısınız?
Kısa vadede elimizdeki Ar-Ge ve üretim hacmini kullanarak teknolojik ürünler konusundaki gelişimimize pazarımızı ve satış ağımızı büyüterek devam edeceğiz. Bunun getirisi olarak kısa-orta ve uzun dönemde ihracat konusunda sektörümüzde dünya markası olmak en önemli kurumsal hedefimizdir.