Connect with us

SU VE ATIKSU YÖNETİMİ

Su kalitesini artıran teknolojik çözümler sürdürülebilir geleceği destekliyor

Yayın Tarihi:

on

xylem-türkiye

Türkiye’de ve dünyada giderek artan nüfus ve sanayi faaliyetleri, sürdürülebilir su yönetimi çözümlerini her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Türkiye’nin coğrafi konumu itibarıyla su kıtlığına yatkın bir bölgede yer alması, su kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesini zorunlu kılıyor. Türkiye’de başta tarım ve sulama olmak üzere endüstriyel su arıtma, belediye su temini ve dağıtımı alanlarında, petrol ve gaz, madencilik ve elektrik endüstrilerinde su kalitesini artıran teknolojik çözümlere ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç, “Bu çözümler başta verimli su kullanımı, çevrenin ve kaynakların korunması, maliyet tasarrufu, mevzuata uygunluk olmak üzere sürdürülebilir gelecek hedefine rehberlik ediyor” dedi.

Su kalitesini artıran teknolojik çözümler, endüstrilere gelecekte suyun daha iyi kullanılması, korunması ve yeniden kullanılması açısından oldukça kapsamlı bir yol haritası çiziyor. Sürdürülebilir kaynak yönetimini teşvik ederek çevresel etkiyi en aza indiren bu çözümler, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesinde kritik bir konumda bulunuyor. Su kalitesini artıran teknolojik çözümlerin, giderek artan küresel ısınmanın; su kıtlığı, olağanüstü hava olayları, su kirliliği, enerji verimliliği ve veriye dayalı karar alma üzerindeki etkilerine odaklanılması gerektiğini kaydeden Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç, “Bu alanlara öncelik vererek sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarını teşvik edebilir, gelecek nesillerin temiz suya erişimini sağlayabilir, sürdürülebilir gelecek hedefine emin adımlarla ilerleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

Farkındalık düzeyi artırılmalı

Türkiye’de su kalitesini iyileştiren teknolojilere yönelik farkındalık düzeyinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Altuğ Bilgiç, “Sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarının önemi giderek daha fazla kabul görse de birçok paydaş, ileri su arıtma teknolojilerinin potansiyel faydalarının henüz tam olarak farkında değil. Etkili bir farkındalık yaratmak için Türkiye’deki su kalitesinin mevcut durumundan hareketle temel zorlukları ve iyileştirme fırsatlarını belirlememiz gerekiyor. Böylece ileri su arıtma teknolojilerine yatırım yapmanın önemi konusunda politikacılar, endüstri liderleri ve genel halk da dahil olmak üzere tüm paydaşlar arasında farkındalığın artırabiliriz. Xylem olarak yenilikçi çözümlerimiz ve savunuculuk çabalarımızla farkındalığın yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütüyoruz” diye belirtti.

 

Devlet kurumları, STK ve derneklerle iş birliği yapıyor

Dünyanın en büyük su ve atık su arıtma çözümleri sağlayıcısı olarak Türkiye’de su kalitesini artırmak ve su kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde yönetmek için bir dizi yenilikçi çözüm sunan güçlü bir varlığa sahip olduklarını vurgulayan Bilgiç, “Bu yönde geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojileri; su arıtma, kirlilik kontrolü, mevzuata uygunluk ve sürdürülebilir kaynak yönetimi ile ilgili belirli zorlukların üstesinden gelmek üzere tasarlıyor, sürdürülebilir su yönetimi uygulama- larının önemi konusunda farkındalığın artırılmasında aktif rol oynuyoruz. Bu uygulamaları teşvik etmek ve gelişmiş su arıtma teknolojilerinin benimsenmesini destekleyen politikaları savunmak için devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sektör dernekleri dahil olmak üzere çeşitli paydaşlarla iş birliği yapıyoruz. Geliştirdiğimiz yeni teknolojiler ve bilinçlendirme faaliyetlerimizle ülkemizde su kalitesini artıran teknolojik çözümleri teşvik etmeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Yüzde 90’a varan su ve enerji tasarrufu

Su kalitesini iyileştiren çözümlerle sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarını mümkün kıldıklarının altını çizen Bilgiç, şöyle devam etti: “Xylem olarak mevzuata uyumluluğu teşvik edip işletme maliyetlerini azaltıyor, su kullanımını optimize ederken, çevresel etkiyi en aza indirgiyoruz. Böylece çeşitli sektörlere katma değer sağlıyoruz. Suyun yeniden kullanımına yönelik çözümlerimizle su kullanımında yüzde 90’a kadar tasarruf sağlarken, düşük basınçlı membran (LPM) teknolojimizle işletme maliyetlerine yüzde 50’ye varan tasarruf getiriyoruz. Endüstriyel üretime yönelik çözümlerimizle su kullanımını optimize ederek ve ekipman arızasından kaynaklanan duruş süresini azaltarak üretim verimliliğini artırıyoruz. Akıllı izleme ve kontrol sistemlerimiz potansiyel ekipman arızaları oluşmadan önce tespit ederek duruş süresini yüzde 30’a kadar azaltabiliyor. Tüm çözümlerimizle su arıtma sırasında enerji tüketimini en aza indirmek için yenilikçi teknolojiler ve süreçler kullanarak enerji verimliliğine öncelik veriyoruz. Wedeco ultraviyole (UV) dezenfeksiyon sistemlerimizle geleneksel dezenfeksiyon yöntemlerine kıyasla yüzde 90’a varan enerji tasarrufu sağlıyoruz.”

Yapay zekâ ve nesnelerin internetinin sesi yükselecek

Yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi yeni nesil teknolojilerin su kalitesini artıran çözümlerde yerini almaya başlayacağını belirten Bilgiç, “Gelecekteki çözümler, su kalitesindeki değişiklikleri gerçek zamanlı olarak tespit etmek ve bunlara yanıt vermek için yapay zekâ ve nesnelerin interneti temelli akıllı izleme ve kontrol sistemlerini kullanacak. Bu sistemler proaktif bakım sağlarken, çalışmayı optimize edip duruş süresini azaltacak. Gelecekteki çözümler, sistem performansını optimize etmek ve arıza riskini ve operasyonel maliyetleri azaltmak için tahmine dayalı analitiği içerecek. Bu çözümler, belirli ihtiyaçlara ve gerekliliklere dayalı olarak esnek uygulamaya izin verecek şekilde modüler ve ölçeklenebilir olacak biçimde tasarlanacak. Mevcut teknolojilerden daha verimli, dayanıklı ve uygun maliyetli gelişmiş membran teknolojileri kullanacak. Bu teknolojiler, enerji tüketimini ve işletme maliyetlerini en aza indirirken yüksek kalitede su arıtımı sağlayacak. Sistem performansını artırmak, enerji tüketimini azaltmak ve israfı en aza indirmek için yapay zekâ ve makine öğrenimini, sistem performansını artırmak, operasyonel maliyetleri azaltmak ve sürdürülebilirliği artırmak için nesnelerin internetinden yararlanılacak” dedi.

“Endüstrileri gelecek hedeflerine taşımayı sürdüreceğiz”

Endüstrilerin verimlilik, tasarruf ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik teknoloji geliştirmeye devam ettiklerini kaydeden Bilgiç, “Yüksek maliyetler, uzmanlık eksikliği, çeşitli mevzuat engelleri ve altyapı sınırlamaları nedeniyle su kalitesini artıran çözümlere ulaşamayanlara rehberlik ediyoruz. Halk sağlığını koruyan, sürdürülebilir kaynak yönetimini teşvik eden, çevresel etkiyi en aza indiren, karbon ayak izimizi azaltan ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen etkili çözümler sunarak sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarını teşvik etmeyi hedefliyoruz. Modüler ve ölçeklenebilir, enerji verimli, akıllı izleme ve kontrol yeteneğine sahip, endüstrilerin su kalitesine ilişkin düzenleyici gereksinimleri ve standartları karşılamalarına yardımcı olan çözümlerimizle endüstrileri gelecek hedeflerine taşımayı sürdüreceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

Türkiye, suyun yüzde 40’ını şebekelerde kaybediyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı kullanıcılara ulaşmadan şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke. Pompa sektörünün yarım asırlık lider firması Masdaf’ın Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması konusunda yapılması gerekenleri açıkladı:

Suyun yüzde 40’ı şebekelerde kaybediliyor

“Barajlarda bulunan ham su, iletim hattıyla arıtma tesislerine oradan haznelere ve şebekeler yardımıyla da evlerimize ulaşıyor. Ancak Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Su kaynaklarını doğru yönetmek ve suyun kullanıcılara ulaşmadan kaybolmasını önlemek konusunda yerel yönetimlere önemli roller düşüyor. Çünkü yerel yönetimler, suyu evlere taşıyan şehir şebekelerini doğru sistemler ile yöneterek bu kayıpların önüne geçebilir. Bu kapsamda şebeke suyunu basınçlandırmak için kullanılan pompalar ile suyu taşıyan boruları doğru seçmek ve bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor.

Eski pompalar yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor

İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış pompalar su israfının yanı sıra enerji israfına da neden oluyor. Çünkü aynı hacimde su pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle eski pompa sistemlerini, yüksek verimli ve elektronik olarak kontrol edilen yeni pompalarla değiştirmek gerekiyor. Yenilenen sistem hem iki yıl içinde kendini amorti ediyor hem de yüzde 40 daha az enerji tüketiyor.

Şehir şebekelerinde kullanılan borulara dikkat!

Şehir şebekelerindeki kayıpları önlemek için yalnızca akıllı pompa teknolojileri ile suyu basınçlandırmak da yeterli değil, bir diğer önemli parametrenin de şehir şebekelerinde kullanılan borular olduğunu söyleyebiliriz. Eğer sistemdeki borular eski ve yıpranmış ise patlama veya delinme gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Akıllı pompa teknolojileri ile doğru basınçlandırma yapılmalı

Borularda yaşanan patlama veya delinmenin nedenlerinden bir diğeri ise uzun boru hatlarındaki kayıpları karşılamak amacıyla şebekenin çıkış noktalarına yerleştirilen pompalardaki basınçların yüksek tutulması oluyor. Bu nedenle alt yapı sistemlerini bir bütün olarak değerlendirip, mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak gerekiyor.

Kullanım ömrü 10 yılı aşan pompaları, akıllı pompa teknolojileri ile yenileyerek doğru basınçlandırma yapmak, kaçakları tesit edip boruları yenilemek şebekelerden kaynaklı su israfını önleyecek bir çözüm olacaktır.” dedi.

Devamını Oku

Etkinlikler

Dünya, yaşamın temel kaynağını hızla tüketiyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihinde kutlanan; küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilikle, diğer yandan vahşi sulama ve bilinçsiz su tüketimiyle anlamı her yıl artan Dünya Su Günü, 2024 yılında “Barış için sudan faydalanmak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki hayati rolünü öne çıkaran tema, aynı zamanda su kıtlığı, kirliliği ve suya eşit olmayan erişim gibi sorunların toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimleri artırabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili küresel araştırmalar ise dünyada 785 milyon insanın suya erişemediğini ortaya koyarken, 2050′ye kadar her 4 kişiden en az birinin kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını öngörüyor. Farklı bir araştırmada ise, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su kıtlığı çektiği, bu durumun önümüzdeki yıllarda artarak 2050 yılında 4 milyar insanı etkileyeceğini bildiriyor. 2023 yılının Kasım ayında yayınlanan son UNICEF raporuna göre, her 3 çocuktan 1’i (739 milyon) şiddetli veya çok şiddetli su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor ve iklim değişikliği bu durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.

Küresel su tüketimi sektör bazında incelendiğinde temiz suyun;

  • %69’u gıda ve tarım,
  • %21’i enerji ve endüstriyel,
  • %12’si içme suyu ve evsel tüketimde kullanılıyor.

Türkiye’de durum ne?

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. World Rescue Institute’nin (WRI) 2040 yılına dair oluşturduğu Su Stresi Haritası’na bakıldığında ise, ülkemizin su stresi seviyesinin artarak, 2040 yılında büyük bir bölümünün Yüksek Su Stresi ve Su Kıtlığı kategorilerinde yer aldığı görülüyor. Haritaya göre, Türkiye dünyada su stresi yaşayan 50 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.

Yetkililer ise, son yıllarda bu duruma ilişkin önlemler almaya çalışıyor. 2023 yılının Kasım ayında su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımı amacıyla üst düzeyde koordinasyon ve iş birliği sağlaması için oluşturulan Ulusal Su Kurulu, 2024 yılının Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kullanımı ve iklim değişikliği etkilerinin bu şekilde artarak giderse; 6 yıl sonra nüfusun yüzde 49’unun, tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su yetersizliği riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, “Bu durumla yüzleşmemek için riski krize dönüşmeden yönetmemiz gerekiyor” açıklamasında bulunuyor.

Su Verimliliği Seferberliği başta olmak üzere, son yıllarda su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı için birçok yatırım ve önemli düzenlemeleri hayata geçiren Türkiye, Ulusal Su Kurulu ile sektörel su tahsislerinin de değerlendirileceği su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturmayı hedefliyor.

“Su vatandır” vizyonu ve sloganıyla yürütülen bilinçlendirme çalışmalarını destekliyor, geleceğimiz için bu denli önemli bir alanda faaliyet gösteren tüm sektör paydaşlarımızın Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.

Devamını Oku

Sızan Su / Kullanım Verimliliği

TIS çözümleri: SCADA ve DMA Yönetimi

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

“Merkezi Denetleme Kontrol ve Veri Toplama Sistemi” olarak adlandırılan SCADA sistemleri, su ve kanalizasyon idareleri tarafından şehir merkezi, ilçeleri, köy ve mahallelerde bulunan tüm içme suyu şebekesine bağlı; depolar, terfi istasyonları, kontrol noktaları, vana ve basınç odaları dahil tüm noktalarda anlık veri takibi, kontrol ve geçmiş verilerin analiz edilmesi amacıyla kullanılmaktadır.

SCADA sisteminin geliştirilmesi ve yeni basınç noktalarının eklenmesi ile birlikte; 

• Su nakil hatlarının en uygun basınçlarda çalışması, 

• Su depolarının en uygun seviyelerde çalışmaları, 

• Su kalitesinin online takibi, 

• Oluşabilecek olumsuzluklara online müdahale, 

• Sistemin merkezden en uzak noktaya kadar anlık olarak kontrol edilmesi sağlanmaktadır.

Aşağıdaki tesislerde; 

• İçme suyu depoları, 

• Depo-terfi ve terfi istasyonları, 

• Kuyular, 

• DMA, 

• Ölçüm noktaları (Debi, basınç), 

• Atıksu arıtma tesisleri, 

• Kanalizasyon terfi istasyonları, 

• Enerji yönetimi merkezi yazılımları, uygulamaları, orta gerilim tesislerini, alçak gerilim tesislerini, ölçüm ve kontrol ekipmanları ve otomasyonu, tek bir çatıda enerji yönetimine bağlanabilir. 

• Binlerce tesis 24 saat izlenebilir.

İl-ilçe genelinde bölgelere ayrılan içme suyu şebekesinde gece saatlerinde akustik dinleme işlemleri aktif bir şekilde yapılarak, rapor edilemeyen ve yeri belirlenemeyen kaçakların tespiti gerçekleştirilmektedir. SCADA merkezinden sürekli takibi yapılan gece debi değerleri, fiziki kaçak tespit ekipleri ile paylaşılarak sorunlu bölgelerde fiziki kaçak tespit çalışmalarını yoğunlaştırmaktadır.

• Su kayıp kaçaklarını azalmak amacı ile su dağıtım şebekesini daha kolay kontrol edilebilir, bağımsız, izole, küçük su dağıtım şebekelerine bölme (DMA alt bölgelere ayırma) metodu ile alt bölgeler oluşturulmakta; alt bölgeye verilen toplam su miktarı, her alt bölge girişinde bulunan debimetrelerle, yasal tüketim ise tahakkuk edilen su faturalarının verileri ile hesaplanmakta ve böylece her DMA için toplam su kaybı hesaplanabilmektedir.

• DMA bölgesinde ikamet eden abonelerin hatlarındaki yüksek basınç, SCADA tarafından değişken tarifelerle online olarak optimum değerlere çekilebilir.

• Bu iyileştirmenin tüketim değerlerine yansıması sonucunda da abonelerin su faturalarında da düşüş sağlanabilir.

• Bu sistemlerle su arıza oranlarının düşmesi ile birlikte de vatandaşların içme suyu ihtiyacı kesintisiz bir şekilde yerine getirilebilir.

• Bunun sonucunda yatırımlar çok hızlı bir şekilde hem ekonomik, ekolojik hem de sosyolojik olarak geri dönüşüm sağlar.

Basınç ve Sızıntı Yönetimi 

T.I.S. çözümler, tanılayıcı ağların performansını artırmak için tasarlanmış gelişmiş bir uygulama sistemidir. Basınçların ve akış hızlarının dikkatli bir şekilde yönetilmesi sayesinde kayıplar tespit edilir ve azaltılır. Yöneticiler, matematiksel modelleri kullanarak gerçekleştirilmesi gereken gerekli eylemleri iyi belirleyebilir. T.I.S. çözüm avantajları: Yalıtım valflerinin saha testi ve ayrı alt bölgelerin hidrolik testi ile gece aşama aşama test ile sızıntı algılama düzenleyici kuruluşların eklenmesiyle kontrollü basınç yönetimi gerçekleştirilir.

Devamını Oku

Trendler