Tyco Türkiye ve Hazar Bölgesi Genel Müdürü Faik Tellioğlu ile bir görüşme gerçekleştirdik. Johnson Controls ile global çapta bir iş birliği yapan Tyco’nun faaliyetleri hakkında bilgiler aldığımız Faik Bey, ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Tyco Holding’in Johnson Controls ile globalde birleşmesinin özellikle Türkiye pazarında bir etkisi oldu mu?
Bildiğiniz gibi Tyco, otomatik yangın korunum sistemleri konusunda kendi alanında en fazla ürün yelpazesine sahip firmalardan biridir. Hedef pazarlarda %30 ile %70 arasında payı ile sektöründeki öncü firmalar arasındadır. Johnson Controls firması da yine hem globalde hem de Türkiye’de yıllardır faaliyet gösteriyor ve bina yönetim sistemleri konusunda gerçekten bir dünya devi. Birleşmenin ardından Johnson Controls / Tyco olarak bir binada olması gereken birçok sistemi tek elden sağlayabilecek konuma geldik. Bu, hem müşteri açısından fiyat avantajı yaratıyor hem de sorumluluk anlamında tek bir yapıya muhatap oldukları için süreci de hızlandırıyor.
Tabii böyle iki büyük firmanın birleşmesinin pratiğe yansıması çok hızlı olamıyor. Ancak bizler Tyco yönetimi ve JCI yönetimi olarak ekiplerimizin daha sık ve birlikte çalışmalarını teşvik etmek için gayret gösteriyoruz ve iki ekip arasında sinerji yaratmaya çalışıyoruz. Zamanla, Tyco/JCI birlikteliği, müşterilerimize olumlu anlamda artarak yansıyacaktır.
Sektörün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir daralma var mı ve bu sizi nasıl etkiliyor?
Bizler de inşaata bağlı tüm diğer üreticiler gibi durumdan etkilendik tabii. Ancak rakamlarımız halen memnun edici seviyede. Dolayısıyla bu yatırımı yapmamızın nedeni büyüme ihtiyacından çok, hizmet kalitemizi arttırmak ve bölgemize daha hızlı ve kaliteli hizmet sunmak. Bir başka önemli husus da şirketimizin bu bölgeye bakışı ile ilgili. Tyco 2012 yılında satın alma yoluyla, Türkiye’de direkt olarak çalışmaya başladı ve 2012’den beri sürekli büyüyen bir yapımız oldu. Dolayısıyla bölgeye bakışımız, son 2 yılın verilerine göre değil de çok daha uzun vadeli. Bu ülkeye güveniyoruz, insanımıza güveniyoruz ve bazı konularda öncü olmak gerektiğine inanıyoruz. Doğru zaman mı diye soranlar çok oluyor. Ben de ‘tam da doğru zaman’ diyorum. Amacımız Türkiye’yi bir merkez üs haline getirip, çevre ülkelere buradan hizmet vererek, daha çok değer yaratmak ve hem şirketimizin hem de ülkemizin gelişimine katkı sağlamak.
Yeni tesis yatırımlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bildiğiniz gibi Türkiye merkezimiz Ankara’da yıllardır. Lojistik olarak bunun çok avantajı olduğunu düşünüyoruz. Yeni merkezimiz, toplam 8000 metrekare arsa üzerine kurulu, 1000 metrekaresi ofis olmak üzere toplam 4000 metrekare kapalı alanı olan bir mühendislik ve dağıtım merkezi olarak yapıldı. Ofis bölümümüzde seminer salonlarımız ve eğitim alanlarımız mevcut. Ayrıca yine bazı canlı testler yapmak üzere ayrı alanlar oluşturduk. Bu anlamda da özellikli ve güzel bir yapı oldu. Çalışan sayımıza gelince, ağırlıklı mühendis kadrosu olmak üzere, 50 kişilik bir ekibimiz var. Bu ekibin bir kısmı İstanbul ofisimizde bulunuyor.
Tyco Türkiye’nin yangın korunum sistemleri alanında bayi organizasyonu bulunuyor mu?
Tyco Türkiye olarak her iki şekilde de çalışıyoruz yani hem bayi ağı ile hem de direkt olarak. Ancak bu çalışma şeklimizi belirlerken dikkate aldığımız bazı kriterler var. Mesela zayıf akım (yangın algılama) konusunda sadece bayilerimiz üzerinden çalışıyoruz ki piyasanın talebi malzemenin alnıp bir entegratör üzerinden montajının da anahtar teslim olarak yapılması. Bizler Tyco Türkiye olarak montaj yapmadığımız için doğal olarak bu kanal ile ilerliyoruz. Zayıf akım konusunda da alanında uzman çok başarılı bayilerimiz var. Keza aynı durum davlumbaz söndürme, araç söndürme sistemleri ve kısmen gazlı söndürme sistemleri için de geçerli. Bu alanlarda da Türkiye’nin birçok yerinde ve Hazar Bölgesi ülkelerinde çok başarılı bayilerimiz var. Ancak sulu söndürme sistemleri konusunda direkt olarak çalışıyoruz zira müşterilerimiz sadece mühendislik hizmeti ve sistemi satın almak istiyorlar ve montajı kendileri yapıyorlar.
Firmanızın tarihçesinden de bahsedebilir misiniz?
2004 yılında MCS Türkiye olarak yola çıktığımızda, bir elin parmaklarından daha az sayıdaydık. 2012 yılına gelene kadar, Tyco olmadan önce, Türkiye’de sektöründe saygı duyulan ve ciddi pazar payına sahip, 30 kişilik bir aile haline gelmiştik. 2012’den bu yana, aramıza katılan arkadaşlarımızla birlikte büyüdük. Şimdi 50 kişilik daha geniş bir kadro ile, binlerce çalışanı olan ve kendi alanında bir dünya devi olan JCI/ Tyco ailesinin bir parçasıyız.
Bizim şirket olarak çok inandığımız ve yaşatmaya özenle gayret ettiğimiz bir kurum kültürümüz var. Tabii her şirket gibi başarmaya çalıştığımız başka esaslı hedeflerimiz de var; rakamsal hedefler, stratejik hedefler, pazar payı hedefi vs. Ancak bizler nihai hedefimizin müşterilerimizi memnun etmek olduğunu hiç unutmadık. Önceliğimiz satış yapmak değil, müşterilerimizin kalbini kazanmak oldu hep. “Müşteri bilanço tablosunda yer almamasına karşın, şirketin sahip olduğu en önemli varlıktır” sözünü ilke edindik. Müşterilerimizin görüşlerine ve taleplerine hep çok önem verdik, anlamaya çalıştık, şartları zorladık. Yani odak noktamızda hep müşterilerimiz oldu ve bu kurum kültürünü sonradan aramıza katılanlara da iyi aktardığımızı düşünüyorum. Tabii bütün bunların yanında arkamızdaki dev yapı, Tyco/JCI yapısı, ürünlerimizin kalitesi, sürekli eğitimler de ayrı bir öneme sahip.
Bundan sonraki süreçte hem Türkiye hem Hazar Bölgesi ile ilgili hedefleriniz neler olacak?
Çalışmaya ve örnek olmaya devam edeceğiz. Hiçbir strateji sürekli kalıcı olmuyor. Zaman çok hızlı geçiyor ve bununla birlikte teknolojik gelişmeler de sektörün şekillenmesinde çok ciddi paya sahip. Tabii bizler Tyco/JCI gibi dev bir ailenin parçası olarak, yeni ürünlerin geliştirilmesi ve inovatif ürünlerin piyasaya sunulması konusunda çok şanslıyız. Globalde çok ciddi bir Ar-Ge departmanımız var ve birçok yeni sisteme öncü oluyoruz. Gerisi müşteri memnuniyeti ve piyasayı iyi okuyarak, doğru stratejileri doğru ekiplerle uygulamaya kalıyor. Umuyorum ki bundan sonra da hem sektörün gelişimine katkı sağlamaya hem şirketimizin bölgedeki pazar payını ekibimle birlikte arttırmaya devam edeceğiz.
Her ne kadar resmi olarak sorumlu olduğumuz bölge Türkiye ve Hazar Bölgesi ülkeleri olsa da, başarılı Türk müteahhitleri sayesinde birçok farklı ülkede onlarla birlikte çalışma şansına sahip oluyoruz. Bundan sonra da var gücümüzle ülkemiz ve şirketimiz için çok kıymetli ekibimle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.