Gürbüz Gürer Odak Endüstri Satış ve Pazarlama Koordinatörü
Hiçbir ürün, üretildiği ülkede tercih edilirlik seviyesinde belli bir aşamaya gelmeden, dünya markası olamıyor. Basit bir deyişle, siz ürettiğiniz ürünü kullanmıyorsunuz ama başkasına satmak istiyorsunuz. O zaman nasıl dünya markası olabilirsiniz?
Ülke dışında üretilen, kalitesinden emin olduğumuzu düşündüğümüz ürünleri tüketmeye devam edersek ki bu ürünlerin tüm katma değeri yurtdışındaki firmalara gider, yerli diye adlandırılan ve katma değeri tamamıyla yurt içinde kalan ürünlere yönelmez isek, yerli üretici kendisini geliştiremeyecek, dünya markası olma hedefini tutturamayacaktır.
Bir şey üretmeksizin, aldığınız ile sattığınız arasında para kazandıran işler ticaretin en güzelidir. Üstelik başkasının tasarladığı, yatırımlarını yapıp, araştırma ve geliştirmesine para ve emek harcayıp, bütün üretim zorluklarına göğüs gerip, sonrasında pazara sunduğu bir ürünü, alış ve satış fiyatı arasındaki fiyata odaklanarak, salt “para kazanıyorum, niye üreteyim” düşüncesiyle ekonomiyi sürdürmeye çalışırsanız hiçbir yere varamazsınız. Daima araştırma ve geliştirmeye para harcayan, bunun sonucunda da iyi ürün üreten ülkelerin ürünlerine özenerek bakar ve dövizimizi bu ürünlere harcarız. Ama hiç düşünmeyiz ki, aynısını biz niye yapamıyoruz… Destek gerekli. Önce kendi ülkemizden, kendi kullanıcımızdan destek.
2017 yılında toplam 157,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Buna karşın ithalat rakamımız 234,2 milyar dolar oldu. Yani ülke ticaretimiz 77.1 milyar dolar açık verdi. Bu açık ancak üretimi artırmak ile kapatılabilir.
Sonunda yöneticiler ticari açığın artışına dur diyebilecek bir karar aldılar: Yerli üreticinin ürettiği ürünlerin kullanılmasına ve teşvik edilmesine yönelik kanunda değişiklik yapıldı. Şimdi biraz resmi dil ile konuşalım:
1 Temmuz 2017 günü Resmi Gazete’de yayımlanan 7033 sayılı “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un “Yerli istekliler ile ilgili düzenlemeler” başlıklı 63. maddesinin (c) bendinde,
“Mal alımı ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilir. Ancak, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri arasından belirlenen ve her yıl ocak ayında Kurum tarafından ilan edilen listede yer alan malların ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine %15 fiyat avantajı sağlanması zorunludur” hükmü getirildi.
Mal alım ihalelerinin ardından yapım işi ihalelerinde de yerli malı kullanım zorunluluğunun getirilmesine yönelik ihale mevzuatında düzenleme yapıldı.
Söz konusu düzenlemelerle, yapım işlerinde kullanılacak makine, malzeme ve ekipman ile yazılımın tamamının veya belli bir kısmının yerli malı olması şartı getirilebilmesi sağlandı. İlgili bakanlıkça belirlenen, Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilen listede yer alan ve ihale konusu işte kullanılacak makine, malzeme ve ekipmanın yerli malı olması zorunlu hale getirildi.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ise ihale dokümanının, zorunlu teknik nedenler dışında malzemelere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, makinelere ve ekipmanlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenen ve Kamu İhale Kurumu’nca ilan edilen listede yer alan yerli makine, malzeme ve ekipman dikkate alınarak hazırlanması zorunlu tutuldu. Böylelikle, kamu kurumları ihale dokümanlarını, yerli ürün kullanımını sağlayacak şekilde hazırlamak durumundadırlar.
Kullanılacak yerli ürünler ve bunlara ilişkin şartların açıkça belirtilmesi, yapım sürecinde yerli ürünlerin kullanımına ilişkin kontrollerin ise yapı denetim görevlileri tarafından yapılması öngörülüyor. 2016 yılında 80 milyar lira büyüklüğe ulaşan yapım işi ihalelerinde, yerli ürün kullanım zorunluluğu getirilmesinin, yerli sanayinin gelişimine önemli katkılar sunması bekleniyor.
İşin özü şudur aslında: Yerlisi var ise, yabancısını kullanmaktan kaçınalım. Kaçınalım ki, yerli ürünlerimiz daha çok satılsın, kalitelerini artırabilmek için Ar-Ge yatırımlarına yönelsinler. Biz kullanalım ki, yabancıya da kullandırtabilelim ve ticari açığımızı kapatalım.
Yerliyi kullanalım ki, ülkemizi kalkındırabilelim.