Connect with us

YAĞ, GAZ, PETROKİMYASALLAR VE KİMYASAL ENDÜSTRİLER

Doğanın mavi enerjisi: Biyogaz

Yayın Tarihi:

on

Her geçen gün daha da artan metan gazı seviyesindeki artış ve global enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıt kullanımı geleceğimizi ciddi anlamda tehdit etmekte. Bu tehditle başa çıkmak için de alternatif enerji kaynakları arayışına girilmektedir. Bunlardan en popüler olanı ise Biyogaz.

Peki nedir bu biyogaz?

Biyogaz en basit tanımı ile organik atıkların ayrıştırılması sonucu doğal olarak üretilen bir biyo-yakıt çeşididir. Hayvan gübresi, yiyecek atıkları, atık su ve kanalizasyon suyu gibi organik atıklar anaerobik ortamda parçalanırken çoğunlukla metan ve karbondioksit barındıran gaz karışımlarını ortaya çıkarırlar. Bu ayrışma Arkea grubundaki Metanojen adı verilen mikroorganizmalar tarafından, anaerobik ortamda (oksijensiz ortam) gerçekleştiği için aynı zamanda anaerobik sindirim olarak da adlandırılmakta. Anaerobik sindirimi tanım olarak ele alacak olursak, organik maddelerin parçalanması için fermantasyon prosesini kullanan atıktan enerji üretiminin doğal formu olarak nitelendirebiliriz.

Mavi alevin sırrına gelince; biyogazın yanıcı özelliği aslında içindeki yüksek değerdeki metandan kaynaklı. Bu yüzden yoğun mavi renkte bir alev üretir ve enerji kaynağı olarak kullanılır.

Biyogaz; sanılanın aksine sadece doğal bir enerji kaynağı değildir. Örneğin atık su arıtma tesislerinde toksik kimyasalların kullanılmasını önler ve atıkları yerinde ayrıştırarak maliyet, enerji ve malzeme tasarrufu sağlar. Ayrıca biyogaz kullanımı, enerji üretmek için ekstra bir fosil yakıt ihtiyacını ortadan kaldırır. Metan gazının karbondioksite göre daha fazla ısıyı hapsetme kapasitesi olduğundan çürüyen bir somun ekmek biyogaza dönüştüğünde çevreye olan etkisi, bir çöplükte çürümeye bırakılmasına kıyasla yaklaşık 10 kat daha az etkili olacağı anlamına gelmektedir.

Biyogaz sistemleri

Biyogaz üretim sistemleri; metan gazının atmosfere salınmasına olanak vermeden, atıkları biyogaza dönüştüren ve ardından bu biyogazı kanalize ederek enerjinin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan sistemlerdir. Biyogazın verimli kullanılması için tasarlanmış birkaç tür biyogaz sistemi ve tesisi vardır. Her sistem; girdi, çıktı, boyut ve türe göre farklılık gösterse de organik atıkları biyogaza dönüştüren biyolojik süreç tek tiptir. Biyogaz çürütücüler, bir sindirim odasında ayrışan organik maddeyi alır. Sindirim odası tamamen su ile doludur, bu da ortamı anaerobik (oksijensiz) bir ortam haline getirir. Anaerobik ortam, mikroorganizmaların organik materyali parçalamasına ve onu biyogaza dönüştürmesini sağlar.

Anaerobik fermantasyon prosesi içerisinde Polat Makina santrifüj teknolojilerinin kullanılması; yüksek performans/fiyat oranı sunması sayesinde biyogaz üretiminde en iyi sonucu vermektedir.

Polat Makina Dekantörleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının geri kazanılması proseslerinde en verimli sonucu almak üzere özel olarak tasarlanmıştır. Üretmiş olduğu otomatik, güvenilir, kesintisiz çalışabilen, sorunsuz proses kontrolü sağlayan santrifüj ekipmanları; minimum enerji ve su tüketiminin yanı sıra yüksek performans/fiyat oranı ile en uygun seçenek haline gelmektedir.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

YAĞ, GAZ, PETROKİMYASALLAR VE KİMYASAL ENDÜSTRİLER

Petrol depolamada riskler, Senkox ile emniyet altında

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Petrol depolama haznelerinde her zaman var olan yangın riski, ısı takip ve algılama sistemlerinde benzersiz birçok gereksinimin karşılanmasını gerektirir. Hava koşullarının yarattığı kıvılcım, yüzer tavanın yarattığı sürtünme veya diğer koşullar, en küçük yangını bile felakete dönüştürme potansiyeline sahiptir.

Bu risklerin yer aldığı alanda faaliyet gösteren bir firmanın projesi için son kullanıcıya gerçek zamanlı ısı bilgisi sağlayabilen bir algılama sistemine ihtiyaç duyuluyordu. Bunun yanı sıra algılama sistemi, ayrıca güvenli olmasını gerektiren çok hassas bir ortamda yer alacaktı. Çok hızlı büyüyen küçük bir sıçrama riski nedeniyle güvenlik personelinin, ön alarm işlevinin olmasını gerektiren sıçrama meydana gelmeden önce, ısıda bir dalgalanma olduğunda uyarılması istendi. Sensörün yerleşim planı nedeniyle, çok dirençli ve UV hasarına dayanıklı bir sensöre ihtiyaçları vardı. Bu yakıt depolama tesisinde takip gerektiren birçok yakıt tankı da vardı, bu nedenle son kullanıcının gereksinimi; DAQ modüllerinden gelen tüm bilgileri tek DCS sistemine entegre etmenin bir yolunu bulmaktı.

Zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayan emniyetli çözüm

Tüm bunları göz önünde bulunduran ve onlarca yıllık saha deneyimini kullanan Senkox, bu uygulama alanının gereksinimlerini ele alarak ısı takibi ve sıcak nokta tespiti için ideal bir sistem geliştirdi. Senkox HSD Sistemi, son kullanıcının tüm yakıt depolarının ısısını gerçek zamanlı olarak izlemesine olanak tanıdı ve felaket öncesi uyarı verilmesini sağladı. Sistemin dayanıklılığı nedeniyle tasarruf edilen bakım maliyetinin yanı sıra, son kullanıcı da çok memnun kaldı. Senkox çözümü zamandan ve onarım maliyetlerinden tasarruf sağlıyor, en önemlisi de hayatları emniyet altına alıyor.

Vakadaki kullanım

Sensör, sürtünmenin en fazla meydana geldiği sekonder contanın yakınına monte edildi. DAQ, ek güvenlik amacıyla izolasyon bariyerleri olan patlamaya dayanıklı muhafaza içinde konumlandırıldı. Sensör ve DAQ modülü bağlantısı için uzatma kabloları kullanıldı. Birden fazla DAQ modülü (256’ya kadar) tek RS485 iletişim portu üzerinden birbiriyle bağlantı halinde ve bağlantılar DCS sisteminde toplanıyor. Bu, personelin tanklara takılı tüm DAQ modüllerini takip etmesine olanak tanıyor.

Sistemin özellikleri

• Kendinden güvenlikli: Sensör içinde kıvılcım veya kısa devre oluşmasını önlemek için Senkox LHS Sensörü, çalışma için enerji gerektirmemektedir ve herhangi bir enerji depolamaz, bu da kendiliğinden güvenliğini sağlar.

 

Ön alarm özelliği: DAQ modülü, alarmı istenen herhangi bir ısıda tetiklenecek şekilde ayarlanabilir, bu da bir ön alarm kurmanıza ve afet vurmadan önce uyarılmanıza olanak tanır.

Ağ yapısı: DAQ modülü, kuru kontak röleleri kullanılarak herhangi bir mevcut alarm sistemine bağlanabilir. RS495 bağlantı portu, sistemin DCS’ye veya kontrol odasına entegre edilmesini sağlar.

Sensör dayanıklılığı: Teflon kaplı dış kılıf, sensöre dayanıklılık ve aynı zamanda esneklik sağlar. Sensör EMI, UV ışınlarının yanı sıra yağmur ve neme karşı da dayanıklıdır.

Kaynak: senkox.com

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Plastik Endüstrisi

Plastik atıklara geri dönüşüm çözümü

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Sulzer Chemtech, Encina’nın karma plastik katalitik dönüştürme işlemlerinde yüksek değerli petrokimyasalları geri kazanmak için SuRe™ BTX teknolojisini tedarik edecek.

Sulzer Chemtech, Encina Development Group LLC ile bir anlaşma imzaladı. Sulzer Chemtech, Encina’nın karma plastikten aromatiklere katalitik dönüştürme platformundan elde edilen atık petrol ürünlerinden, yüksek saflıkta aromatiklerin geri kazanılması için teknoloji sunacak. Encina’nın günde 1000 ton atık plastiği geri dönüştürecek tesisi, Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeydoğusunda yer alacak ve 2024’te faaliyete geçecek.

Encina, yüksek seviyelerde aromatik ve diğer değerli yan ürünleri içeren ve atıkları kapsayan katalitik bir platform geliştirdi. Sulzer Chemtech, yüksek saflıktaki, geri dönüşebilen benzen ve tolueni geri kazanmak için hidro-işleme ve aromatik özütleme teknolojisi olan SuRe™ BTX’i tedarik edecek.

Sulzer Chemtech’in amiral gemisi aromatik ekstraksiyon teknolojisi GT-BTX, küresel ölçekte 70’ten fazla lisansla reformat ve nafta parçalı pirolizden aromatik geri kazanım için kullanılıyor. Bu, küresel bir çevre sorununun çözülmesine yardımcı olmak için atık plastiklerin geri dönüşümlü bir kimyasal çözüm içinde ham madde olarak kullanıldığı teknolojinin ilk ticari uygulamasını oluşturuyor.

Anlaşmayla ilgili açıklama yapan Encina Mühendislik ve Teknoloji Kıdemli Başkan Yardımcısı Carlo Badiola, “Firmanın aromatik ekstraksiyondaki uzmanlığına dayanarak Sulzer Chemtech ve SuRe™ BTX teknolojisini seçtik. Sulzer Chemtech’in teknolojisi, katalitik olarak yüksek kaliteli geri dönüşümlü aromatikler üretmemizi sağlayacak. Bu iş birliği, endüstrideki sürdürülebilir uygulamaların artmasına ivme kazandıracak” dedi.

İş birliğiyle ilgili konuşan bir diğer isim olan Sulzer Chemtech Küresel Teknoloji İş Birimi Yöneticisi Sander van Donk ise, “Encina’nın katalitik dönüşüm sürecinde SuRe™ BTX teknolojimiz ile plastikte döngüyü sağlama misyonunu desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Bu yeni değer zinciri, Sulzer Chemtech’in döngüselliğe bağlılık ile atık plastiklerden üretilen ultra saf benzen ve toluen için tamamen yeni bir pazar açıyor” açıklamasında bulundu.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Lpg Lng Sistemleri

TÜV Austria Turk LPG tank kontrolünde yeni bir dönemin kapısını araladı

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Gözetim, denetim, eğitim ve sertifikalandırma alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla sektöre liderlik eden TÜV Austria Turk, büyük bir başarının daha altına imzasını attı. LPG tankları artık yerinden demontaj edilerek, gaz firmalarının kendi tesislerinde hidrostatik test yaptıktan sonra tekrar geri montaj edilmesine gerek kalmadan ileri tahribatsız muayene yöntemiyle yerinde kontrol ediliyor. TÜV Austria Turk Ülke Müdürü Yankı Ünal, “Türkiye’ye getirdiğimiz akustik emisyon testlerinin yanında yetkili personel de yetiştirerek istihdama katkıda bulunuyoruz” dedi.

Ulusal ve uluslararası yetkilerini kullanarak, Türkiye’de gözetim, denetim, eğitim ve sertifikalandırma alanında faaliyet gösteren TÜV Austria Turk, akustik emisyon test alanındaki çalışmalarıyla dikkat çekiyor. 2008 yılında Türkiye’ye getirdiği akustik emisyon testleriyle yeni bir dönemin kapısını aralayan şirket, alanında uzman mühendis ve teknik ekiplerle çalışıyor. Akustik emisyon alanında dünyadaki üç şirketten biri olan TÜV Austria Turk, servisteki ya da servis dışı basınçlı tanklara ve depolama tanklarına; çatlak, kaçak, korozyon ve kaynak hatalarının belirlenmesine yönelik akustik emisyon testleriyle Avrupa standartlarında güvenli bir çalışma ortamının oluşmasına katkı sağlıyor.

LPG tankları için yüzde 98’lik pazar payı ile sektör lideriyiz

TÜV Austria Turk Ülke Müdürü Yankı Ünal, konu ile ilgili açıklamasında, “Akustik emisyon testinin temel amacı, malzeme içindeki hataları bulmak ve yerlerini tespit etmektir. Tecrübeli ekibimiz ile ülke çapında her noktada endüstriye destek oluyoruz. LPG tankları için yüzde 98’lik pazar payı ile sektör lideri pozisyonumuzu korumak ve yeni pazarlarda yer almak için çalışmalarımızı TÜV Austria ile eş zamanlı olarak yürütüyoruz. Müşteri portföyümüz içinde İpragaz, Petrol Ofisi Gaz, Aygaz, Güzel Enerji Akaryakıt, Erdemir, İsdemir, Petgaz, BP Gaz, Linde Gaz, TÜPRAŞ gibi sektördeki önemli firmalar yer alıyor” dedi.

LPG tankları yerinden çıkarmadan kontrol ediliyor

Türkiye’ye ilk akustik emisyon testlerini 2008 yılında TÜV Austria Turk’ün getirdiğini belirten Ünal, “Akustik emisyon testlerinde ultrasonik sinyal parametlerinin kaydedilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde kusurlu bölümlerin olup olmadığı tespit ediliyor. Akustik emisyon yöntemi diğer ultrasonik muayene yöntemlerinden farklı olarak kontrol edilecek malzemenin üzerine ultsasonik ses sinyalleri gönderiyor. Bu sinyaller gerilim altındaki malzemede oluşan ses sinyallerini kayıt edip değerlendirme yapıyor. LPG tanklarının Türkiye’deki yönetmeliklere uygun olarak yılda 1 kez test edilme zorunluluğu bulunuyor. Geçmiş yıllarda yapılan testlerde her sene mevcut LPG tankı yerinden sökülerek kontrol amacıyla ilgili gaz şirketinin merkezlerine hidrostatik test için gönderiliyordu. Mevcut tankın yerine yedek tank takılarak istasyonlarda işlemlerin devam edilmesi sağlanıyordu. Kontrol edilen tanklar onay alırsa tekrar yedek tank yerinden sökülüp ana tank yerine monte ediliyordu. Bu hem zaman açısından uzun hem de masraflı bir durumdu. 2008 yılında Türkiye’ye getirdiğimiz akustik emisyon testiyle bu külfetli durumu ortadan kaldırdık. İşletme sahipleri hem maddi hem de zor geçen bu sürecin ardından rahat bir nefes aldılar, ileri tahribatsız yöntemiyle güvene kavuştular” diye konuştu.

“Hem yerli hem yabancı akustik emisyon personeli yetiştiriyoruz”

Akustik emisyon test ve raporlama faaliyetlerini hem TÜV Austria GMBH hem de TÜRKAK Akreditasyon destekli TÜV Austria Turk olarak yurt içinde toplamda 3 ekip ile birlikte yürüttüklerini belirten Ünal, “Bölümümüz TÜV Austria GMBH firmasının Türkiye pazarına girişte kullandığı anahtar bölüm olup, yıllar içinde değişen yasal düzenlemelere uyum sağlayarak piyasada önemli bir konuma sahiptir. Türkiye’de akustik emisyon alanında AT Level 1, Level 2 ve Level 3 seviyelerinde personellerimizle, bu konuda akreditasyonu olan firma olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca, Türk Akreditasyon Kurumu’dan Akustik Emisyon Personeli Belgelendirme konusunda akreditasyon belgemiz bulunmaktadır. Bunun sonucunda hem Türk hem de yabancı personellere, akustik emisyon personel belgelendirme sertifikası veriyoruz. Böylece istihdama da katkılarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com