Avustralyalı bir maden işletmesi, atık yoğunlaştırıcılarından birinde aşınmış bir besleme kuyusunu değiştirmek için FLSmidth’e başvuruyor. Maden işletmesinin birebir değişim talebine karşı, bazı şeylerin geliştirilebileceğini analiz eden FLSmidth, önemli operasyonel ve çevresel faydalar sağlayan yenilikçi bir besleme kuyusu tasarımı sunuyor.
2023 yılında yaklaşık 65.000 oz altın ve 50.000 ton bakır üreten büyük ölçekli maden, orijinal besleme kuyusunun tedarik edildiği 1990’ların sonundan bu yana ticari olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bakır ve altın, bakır-altın sülfür flotasyon konsantresi üretmek için geleneksel tek hatlı öğütme ve flotasyon devresi kullanılarak geri kazanılıyor. Prosesten çıkan atıklar yoğunlaştırılıyor ve bir atık barajında biriktiriliyor.
Atık yoğunlaştırıcında 20 yılı aşkın bir süre hizmet aldıktan sonra tamir edilemeyecek kadar aşınmış olan çatallı bir besleme kuyusu tasarımına sahip olan maden başlangıçta birebir değişim talep ediyor. Daha iyisini sunabileceğini tespit eden FLSmidth, mevcut maden tasarımı ile E-DUC® otomatik seyreltme mekanizmalı E-Volute™ besleme kuyusunun karşılaştırma testini müşterisine gösteriyor. Testler, yeni tasarımla topaklaştırıcı tüketiminde önemli tasarruflar yapılabileceğini gösterirken, su geri kazanımını iyileştirmek için alt akış yoğunluğunu da artırılabiliyor.
Karşılaştırmanın sunduğu bilgiler ışında maden işletmesi E-Volute besleme kuyusu tasarımını uygulamaya karar veriyor. En iyi besleme kuyusu performansını sunmak üzere tasarlanan E-DUC oto-çözeltili E-Volute besleme kuyusu, hem kapalı hem de açık tabanlı besleme kuyularının avantajlarını, dezavantajları olmadan bir araya getiriyor:
- Daha az topaklaştırıcı tüketimi ile daha büyük agrega büyümesi.
- Artan bekleme süresi ve azalan kısa devre.
- Gelişmiş çökelme hızı ve berraklık için düşük kesme çıkışı.
Zorlu tasarım
Yeni besleme kuyusu tasarımını uygulamak kolay olmuyor. FLSmidth Proje Mühendisi Katie King, “Dört ayaklı ve zincir destekli tırmıklarıyla çekişli yoğunlaştırıcının benzersiz tasarımı, sürece kısıtlamalar getirdi. Bu durum, yeni besleme kuyusunu izin verilen alan içinde tutmak ve aynı zamanda optimum işlevsellik için yeterli bir yarıçap sağlamak söz konusu olduğunda bir zorluk oluşturdu. Alan özellikle karışım teknesi ve besleme borusunun konumlandırıldığı yerde sınırlıydı” diyor.
Ayrıca kesonda değişiklik yapmak istemeyen FLSmidth, bu nedenle yeni besleme kuyusu desteklerini mevcut braketlere takılacak şekilde tasarlıyor. E-Volute besleme kuyusunun performanstan ödün vermeden yeterince desteklenmesini sağlamak isteyen tasarım ekibi, burada başka bir zorlukla karşılaşıyor. King, “Mevcut yapının orijinal inşaat çizimlerinden 3D modellemesi, yeni besleme kuyusu tasarımının mevcut destek braketleri kullanılarak doğru bir şekilde görselleştirilmesini ve konumlandırılmasını sağladı. Bu aynı zamanda dönen köprünün çalışma sırasında, özellikle de karışım teknesinde, ayak izi orijinalinden oldukça büyük olduğu için besleme kuyusunu etkilemeyeceğinden emin olmamızı sağladı” açıklamasında bulunuyor.
Ekip son olarak, besleme borusunun konumu üzerinde çalışıyor. King, “Karıştırma teknesinin tasarımı ve topaklaştırıcı borusunun, besleme borusunun ve nozülün konumlarının her birinin, besleme kuyusunun verimli bir şekilde çalışması için gerekli koşulları oluşturmak üzere özel olarak tasarlanması gerekiyordu” diyor.
FLSmidth Küresel Ürün Müdürü Craig Gilbert, ortaya çıkan tasarımın “tamamen özel” olduğunu, besleme kuyusunun eğrisini takip eden kavisli bir karışım kanalının yanı sıra, besleme kuyusunun farklı seviyelerde iki besleme girişi içerdiğini söylüyor. Gilbert, “Ancak zorluklara rağmen standart E-Volute besleme kuyusu tasarımını saha koşullarına göre etkili bir şekilde yeniledik” diye ekliyor. FLSmidth, tüm bileşenlerin tasarımı ve tedarikine ek olarak, bu türünün tek örneği tasarıma yardımcı olmak için yerinde teknik kaynaklar da sağlıyor.
Basit bir yoğunlaştırıcı bakım talebi, verimlilik artırma projesine dönüşüyor
- Topaklaştırıcı tüketiminde %27 azalma.
- Alt akış yoğunluğunda %2 artış.
- Atıklara giden suyun %6 azaltılması.
Topaklaştırıcı kullanımındaki azalma sayesinde besleme kuyusu modernizasyonunun geri ödemesi 10 ayda sağlanıyor. Atıklara daha az su gönderildiği ve prosese geri döndürüldüğü için ham su çekimi de azalıyor. Madencilik faaliyetlerinin hem çevresel hem de sosyal etkilerini artıran bu sonuçlar, su güvenliğiyle ilgili iş sürekliliği risklerinin azaltılmasına yardımcı olduğu için madenin ESG stratejisinin önemli bir hedefini de gerçekleştiriyor.
Çözümü değerlendiren Gilbert, şu ifadeleri kullanıyor: “Yeni besleme kuyusu, tanktaki iyileştirilmiş katı madde dağılımı sayesinde yoğunluk açısından beklentileri fazlasıyla karşıladı ve daha fazla topaklaştırıcı tasarrufu sağlayacak. Bu, yenilikçi E-Volute besleme kuyusu teknolojimizin neler başarabileceğinin ve mühendislerimizin çözümleri özel uygulama gereksinimlerine göre uyarlama konusundaki tasarım uzmanlığının harika bir örneğidir. Madenin su sürdürülebilirliği hedeflerine ulaşma yolculuğunun bir parçası olmaktan da memnuniyet duyuyoruz. Bu, sürdürülebilir su ve atık yönetimi ile madencilik risklerini ve maliyetlerini azaltmaya yönelik kendi net sıfır hedeflerimizin temel bir unsurudur.”