Hidrojen enerji geçişinde hayati bir rol oynuyor. Bu bağlamda önemli bir noktayı, bileşenlerde bulunan metallerin hidrojen ile kullanıma uygun olup olmadığı oluşturuyor. Bu testler için metaller elektrokimyasal olarak ve gaz halindeki atmosferlerde hidrojen ile yükleniyor. Malzemelerin H2 uygulamaları ile uyumluluğunun test edilmesini ve sertifikalandırılmasını sağlayan TÜV SÜD, metallerin H2 uyumluluğunu yeni bir yöntemle test etti ve onayladı.
Hidrojen ekonomisine geçiş; sistemler, bileşenler ve malzemeler düzeyinde zorluklar içerir. Hidrojen, sabit ve hareketli sistemlerde kullanıldığında potansiyel olarak metallerde kırılganlığa neden olabilir ve dolayısıyla bu sistemlerin hizmet ömrünü önemli ölçüde etkiler. ABD standardı ANSI-CSA CHMC 1-2014’e göre testlerin genellikle sıkıştırılmış hidrojen uygulamalarında metal numunelerin denenmesini gerektirdiğini; ancak bu yaklaşımın nispeten maliyetli olduğunu söyleyen Frankfurt am Main’deki TÜV SÜD Chemie Service GmbH’de malzeme uzmanı olan Dr Engler, “Bunu aklımızda tutarak, Kalbach’taki ultra modern malzeme laboratuvarımızda başka bir yaklaşımı seçtik. Numuneleri elektrokimyasal reaksiyonlarla üretilen hidrojenle yüklüyoruz” diyor. Mekanik yük testlerinin ve elektron mikroskobu araştırmalarının sonuçları, malzemelerin hidrojen uygulamalarında nasıl tepki vereceğini gösterir. TÜV SÜD uzmanları, bu test yöntemini kullanarak sıkıştırılmış hidrojen ile geleneksel test yöntemine kıyasla önemli ölçüde daha düşük maliyetlerle yüksek kaliteli ve güvenilir sonuçlar üretir. TÜV SÜD müşterilerinin bir diğer avantajı da malzeme testi sonuçlarına ek olarak aynı kaynaktan, ürünlerinin H2 uyumluluğunu gösteren bir sertifika da almalarıdır.
Güvenle çalışan bileşen ve sistemler
Malzemelere ek olarak, hidrojen uygulamalarında kullanıma uygunlukları açısından bir dizi farklı bileşenin test edilmesini ve sertifikalandırılmasını da sağlayan TÜV SÜD; örneğin, Münih yakınlarındaki Garching’teki hidrojen test laboratuvarında basınç kontrolörleri, sensörler, valfler, hatlar veya manifold sistemleri ayrıntılı olarak inceler. TÜV SÜD Product Service GmbH Hidrojen İş Geliştirme Müdürü Martin Sekura, “Hidrojen uygulamalarıyla uyumlulukları ve güvenlikleri için bileşenlerin ve sistemlerin güvenilir ve uygun maliyetli testlerini sunmak için gerekli ekipmana ve bilgi birikimine sahibiz. Uyumluluklarının doğrulanmasından sonra ilgili sertifikaları verebiliriz” diyor. Uluslararası bir otomotiv endüstrisi tedarikçisi ve hidrojenle çalışan binek otomobiller ve kamyonlar için önde gelen gaz dağıtım sistemleri (hatlar ve valfler) üreticilerinden biri ile çalışan TÜV SÜD, bir araştırma iş birliği kapsamında çeşitli test yöntemlerinin kıyaslamasını gerçekleştirdi. TÜV SÜD uzmanları bu projede, düşük alaşımlı ve yüksek alaşımlı karbon çeliklerini, çeşitli ısıl işlem durumlarında hidrojen kırılganlığına karşı hassasiyetleri açısından inceledi. Konuyla ilgili konuşan Martin Sekura, “Bu proje, iş birliği ortaklarımıza sistemlerinde kullanılan malzemelerin davranışları hakkında kapsamlı bilgi sağlıyor ve ürünlerinin sıkıştırılmış hidrojenle uyumlu olduğunu doğruluyor. Bu da ürün güvenliği ve şeffaflık açısından önemli bir avantaj” ifadelerini kullanıyor.