Birleşmiş Milletler’in ‘50 Sürdürülebilirlik ve İklim Liderleri’nden biri olan Wilo, suyun dönüşümüne destek veren çözümleri hayata geçirmeye devam ediyor. Küresel iklim değişikliğinin ülkemizde etkisini artırdığı bugünlerde verimli su kullanımı konularında çözümler sunan Wilo, yağmur hasadı ile basit ve tekrarlanabilir yöntemlerle su tasarrufu sağlanabileceğini belirtiyor.
Dünyada 150, Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Wilo; kaynakların verimli kullanımına farkındalık yaratmaya devam ediyor. Ülkemizde son zamanlarda mevsim normallerinin çok altında seyreden yağış miktarı nedeniyle yaşanan su kıtlığı ve kuraklık ciddi boyuta ulaştı. Su tasarrufu sağlamaya yönelik ürünler ve projeler geliştirmeye devam eden Wilo, günümüzde yağmur hasadı uygulamasıyla, suyun etkin kullanımını sağlayan teknolojileri birleştirerek yağmur suyunun geri kullanılmasını sağlayan sistemler sunuyor. Su tasarrufuna yönelik çözümleri aktaran Wilo Türkiye Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Banu Kiper, “Suyun bilinçli kullanımı ve tasarrufu ile gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Olası su krizini engellemek, kuraklıkla mücadele etmek ve kaynakları verimli kullanmak etkisini fazlaca hissettiren küresel iklim kriziyle çok daha öncelikli bir konu haline geldi. Ülkemizde yaşanan su problemini yaşam alanlarımızda basit önlemler alarak, yağmur sularını verimli kullanarak ve filtreleyerek çözebiliriz” dedi.
Yağmur hasadının öneminden bahseden ve su tasarrufuna dikkat çeken Kiper, “Son zamanlarda etkisini fazlaca hissettiğimiz iklim değişikliği etkileriyle ülkemiz ciddi bir su problemiyle karşı karşıya. Küresel ısınmanın yarattığı etki ile sadece yağışların az olması değil, aynı zamanda yağışlardaki düzensizlik de kuraklığı ciddi boyutta tetikleyen bir unsur. Ülkemizde yaşanan su problemini yaşam alanlarımızda uygulayacağımız basit önlemler alarak, yağmur sularını verimli kullanarak ve filtreleyerek çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Geleneksel yöntemlerle, kalıcı tasarruf sağlıyoruz”
Yağmur suyu hasadının, su kıtlığının önüne geçen en önemli uygulama olduğunu vurgulayan Kiper, “Yağmur hasadı, yağmur suyunun yağdığı alanda tutulmasını sağlayan en etkili su yönetim modelidir. Tarihi çok eskilere dayanan bu su yönetimi yoğun yağış dönemlerinde tatlı suyun toprak tarafından muhafaza edilmesiyle veya depolarda biriktirilmesiyle yağışın azaldığı zamanlarda kullanılmasına imkân sağlıyor. Yağmur suyu hasadında günümüz teknolojisini, geleneksel yöntemlerle birleştirerek tasarruf sağlıyoruz.
Modern yöntemlerle yapılacak yağmur hasadı;
- Kuraklık ve toprak erozyonunu önleme,
- Tarım arazisi, mera ve orman ekosistemlerini güçlendirme,
- Mikro klimayı değiştirerek ortamı serinletme ve nemlendirme,
- Su döngüsünü onarma ve tatlı su kaynaklarımızı geliştirme,
- Toprak canlı hayatını ve bitki örtüsünü besleyerek toprağı iyileştirme konularında önemli faydalar sağlıyor.
Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için alacağımız önlemlerin yanı sıra, kaynakların verimli kullanımında toplumsal ölçekte farkındalığın da artırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Evlerimizde alacağımız basit önlemlerle su tasarrufu sağlayabiliriz”
Küresel iklim değişikliğinin ülkemizde yarattığı etkiler üzerine yaşam alanlarımızda uygulayabileceğimiz minik tedbirler sayesinde de su tasarrufu sağlayabileceğimizi vurgulayan Kiper, şunları söyledi: “Aslında su tasarrufu için alacağımız küçük önlemler sayesinde önemli farklar yaratabiliriz. Ülkemizde evsel kullanım için çeşitli kaynaklardan ciddi miktarda su çekiliyor. Evlerimizde dikkat edebileceğimiz bazı yöntemler sayesinde su tasarrufu sağlayabiliriz. Bu yöntemlerden bazıları;
- Evlerimizdeki muslukları tamir etme veya yenileme,
- Duş süresini kısaltma,
- Duş başlığı seçiminde eski klasik duş başlıkları yerine eko-duş başlıklarını tercih etme,
- Çamaşır ve bulaşık makinelerini tamamen doldurmadan çalıştırmama,
- Su tasarruflu sifon sistemleri kullanma
Ve en önemlisi ihtiyacımız olan kadar gıda ve tüketim ürünleri satınalma gibi atılacak küçük adımlarla su tasarrufu sağlayabilir, bu sayede su miktarının evsel kullanım oranında büyük farklılıklar yaratabiliriz.”