Connect with us

Etkinlikler

Nükleer endüstri İstanbul’da buluştu

Yayın Tarihi:

on

Nükleer enerjinin yerli sanayicilere sunduğu fırsatların tartışıldığı 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, yaklaşık 2 bin ziyaretçi, 120 stant açan firma ve 300 ticari eşleştirme görüşmesine ev sahipliği yaptı. Sürdürülebilir büyüme için ekolojik ekonominin de altı çizildi

Türkiye’nin nükleer enerjideki kararlığı, yerli firmaların bu alandaki yatırımlarını her geçen yıl artırıyor. Nükleer enerji sektöründe tedarikçi ve alt yüklenici olmak isteyen Türk firmalarını, dünyanın önemli nükleer oyuncularıyla buluşturan 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 300 ticari eşleştirme görüşmesinin yapılmasına aracılık etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun destekleriyle Nükleer Mühendisler Derneği (NMD) tarafından Ankara Sanayi Odası (ASO) ile birlikte düzenlenen NPPES, 120 stant ile katılan firmayı ve yaklaşık 2 bin ziyaretçiyi ağırladı.

Rusya, Almanya ve İspanya başta olmak üzere; ABD, Ukrayna, Slovenya, Letonya, İtalya, Belçika, Macaristan ve Fransa gibi birçok ülkeden firma ve temsilciler ticari eşleştirme görüşmeleri için İstanbul’da NPPES’te buluştu.

Sera gazı salınımında yüzde 17 tasarruf mümkün
Ekonominin ekolojik yönetilmesine tüm dünyanın ihtiyacının olduğunun altını çizen NPPES ve NMD Başkanı Erol Çubukçu, nükleer santrallerin elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımında yaklaşık yüzde 17 tasarruf sağlayarak ve 2 milyar tonun üzerinde karbondioksit emisyonunu engelleyerek sürdürülebilir ekonomiye destek olduğunu vurguladı. Üretim zinciri tümüyle ele alındığında, nükleer enerjinin sera gazı salınımı konusunda en temiz seçeneği bizlere sunduğunu ifade eden Çubukçu, NPPES’te küresel ısınmayla mücadelede kilit bir rol oynayan nükleer enerjiden ülkemizin nasıl pay alacağının tartışıldığını bildirdi.

NPPES’ten iş birlikleri çıkıyor
Türk sanayicisini, nükleer enerji alanında bekleyen fırsatlarla buluşturmak için çalıştıklarını açıklayan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, NPPES’te yapılan ticari eşleştirme görüşmelerinde ASO bünyesinde kurulan NÜKSAK – Nükleer Sanayi Kümelenmesi’nden birçok firmanın yer aldığını belirtti. Firmaların geçtiğimiz yıllarda yurt dışından önemli nükleer oyuncularla NPPES’te tanışıp ticari evlilikler ve anlaşmalar imzaladıklarını söyleyen Özdebir, bu yıl da başta Akkuyu NGS olmak üzere yurt dışında yapımı devam eden nükleer santral projeleri için de faydalı görüşmelerin yapıldığını sözlerine ekledi. Türk sanayicisinin nükleer endüstriye yönelik üretim yapabilecek yetkinlikte olduğunu bildiren Özdebir, ihtiyaç duydukları uluslararası iş ağı konusunda NPPES’in önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekti.

Zirve’de neler konuşuldu?
NPPES’in ilk gününde gerçekleşen oturumlar şunlar oldu; Küresel Ölçekte Nükleer Enerji: Mevcut Eğilimler ve Nükleer Santral Projelerinde İnşaat Deneyimi, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinin Kilometre Taşları ve Akkuyu NGS’de Rosatom ile İş Birliği Deneyimi.

NPPES’in ikinci günü ise yine şu önemli oturumlara ev sahipliği yaptı; İspanya Nükleer Deneyimi: Foro Nükleer Kümelenmesi, Akkuyu NGS Projesinde Tedarik Uygulamaları ve Nükleer Altyapı, TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) ve NDK (Nükleer Düzenleme Kurumu) tarafından işletilen düzenleyici, bilimsel ve teknik süreçler hakkında bilgilendirme ile Tedarik Süreci Oturumu: Belgelerin Hazırlanması ve Sunulması Eğitimi.

Mothers for Nuclear’in kurucusundan Türk annelerine destek çağrısı
Çocuklarını ve onlara miras kalacak gezegeni kirlilikten ve küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden koruma sorumluluğu hisseden anneler tarafından kurulan Mothers for Nuclear ilk kez Türkiye’de bir etkinliğe katıldı. Nükleerin güvenli bir enerji kaynağı olduğunun altını çizen Mothers for Nuclear’in Kurucularından Heather Hoff, iklim değişikliğiyle mücadelede nükleer enerjinin önemini katılımcılarla paylaştı ve Türk annelere destek çağrısında bulundu.

Etkinlikler

Türkiye, suyun yüzde 40’ını şebekelerde kaybediyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı kullanıcılara ulaşmadan şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke. Pompa sektörünün yarım asırlık lider firması Masdaf’ın Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması konusunda yapılması gerekenleri açıkladı:

Suyun yüzde 40’ı şebekelerde kaybediliyor

“Barajlarda bulunan ham su, iletim hattıyla arıtma tesislerine oradan haznelere ve şebekeler yardımıyla da evlerimize ulaşıyor. Ancak Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Su kaynaklarını doğru yönetmek ve suyun kullanıcılara ulaşmadan kaybolmasını önlemek konusunda yerel yönetimlere önemli roller düşüyor. Çünkü yerel yönetimler, suyu evlere taşıyan şehir şebekelerini doğru sistemler ile yöneterek bu kayıpların önüne geçebilir. Bu kapsamda şebeke suyunu basınçlandırmak için kullanılan pompalar ile suyu taşıyan boruları doğru seçmek ve bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor.

Eski pompalar yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor

İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış pompalar su israfının yanı sıra enerji israfına da neden oluyor. Çünkü aynı hacimde su pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle eski pompa sistemlerini, yüksek verimli ve elektronik olarak kontrol edilen yeni pompalarla değiştirmek gerekiyor. Yenilenen sistem hem iki yıl içinde kendini amorti ediyor hem de yüzde 40 daha az enerji tüketiyor.

Şehir şebekelerinde kullanılan borulara dikkat!

Şehir şebekelerindeki kayıpları önlemek için yalnızca akıllı pompa teknolojileri ile suyu basınçlandırmak da yeterli değil, bir diğer önemli parametrenin de şehir şebekelerinde kullanılan borular olduğunu söyleyebiliriz. Eğer sistemdeki borular eski ve yıpranmış ise patlama veya delinme gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Akıllı pompa teknolojileri ile doğru basınçlandırma yapılmalı

Borularda yaşanan patlama veya delinmenin nedenlerinden bir diğeri ise uzun boru hatlarındaki kayıpları karşılamak amacıyla şebekenin çıkış noktalarına yerleştirilen pompalardaki basınçların yüksek tutulması oluyor. Bu nedenle alt yapı sistemlerini bir bütün olarak değerlendirip, mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak gerekiyor.

Kullanım ömrü 10 yılı aşan pompaları, akıllı pompa teknolojileri ile yenileyerek doğru basınçlandırma yapmak, kaçakları tesit edip boruları yenilemek şebekelerden kaynaklı su israfını önleyecek bir çözüm olacaktır.” dedi.

Devamını Oku

Etkinlikler

Dünya, yaşamın temel kaynağını hızla tüketiyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihinde kutlanan; küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilikle, diğer yandan vahşi sulama ve bilinçsiz su tüketimiyle anlamı her yıl artan Dünya Su Günü, 2024 yılında “Barış için sudan faydalanmak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki hayati rolünü öne çıkaran tema, aynı zamanda su kıtlığı, kirliliği ve suya eşit olmayan erişim gibi sorunların toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimleri artırabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili küresel araştırmalar ise dünyada 785 milyon insanın suya erişemediğini ortaya koyarken, 2050′ye kadar her 4 kişiden en az birinin kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını öngörüyor. Farklı bir araştırmada ise, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su kıtlığı çektiği, bu durumun önümüzdeki yıllarda artarak 2050 yılında 4 milyar insanı etkileyeceğini bildiriyor. 2023 yılının Kasım ayında yayınlanan son UNICEF raporuna göre, her 3 çocuktan 1’i (739 milyon) şiddetli veya çok şiddetli su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor ve iklim değişikliği bu durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.

Küresel su tüketimi sektör bazında incelendiğinde temiz suyun;

  • %69’u gıda ve tarım,
  • %21’i enerji ve endüstriyel,
  • %12’si içme suyu ve evsel tüketimde kullanılıyor.

Türkiye’de durum ne?

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. World Rescue Institute’nin (WRI) 2040 yılına dair oluşturduğu Su Stresi Haritası’na bakıldığında ise, ülkemizin su stresi seviyesinin artarak, 2040 yılında büyük bir bölümünün Yüksek Su Stresi ve Su Kıtlığı kategorilerinde yer aldığı görülüyor. Haritaya göre, Türkiye dünyada su stresi yaşayan 50 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.

Yetkililer ise, son yıllarda bu duruma ilişkin önlemler almaya çalışıyor. 2023 yılının Kasım ayında su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımı amacıyla üst düzeyde koordinasyon ve iş birliği sağlaması için oluşturulan Ulusal Su Kurulu, 2024 yılının Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kullanımı ve iklim değişikliği etkilerinin bu şekilde artarak giderse; 6 yıl sonra nüfusun yüzde 49’unun, tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su yetersizliği riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, “Bu durumla yüzleşmemek için riski krize dönüşmeden yönetmemiz gerekiyor” açıklamasında bulunuyor.

Su Verimliliği Seferberliği başta olmak üzere, son yıllarda su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı için birçok yatırım ve önemli düzenlemeleri hayata geçiren Türkiye, Ulusal Su Kurulu ile sektörel su tahsislerinin de değerlendirileceği su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturmayı hedefliyor.

“Su vatandır” vizyonu ve sloganıyla yürütülen bilinçlendirme çalışmalarını destekliyor, geleceğimiz için bu denli önemli bir alanda faaliyet gösteren tüm sektör paydaşlarımızın Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.

Devamını Oku

Etkinlikler

REWA Anatolia 15 Şubat’ta başlıyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Sürdürülebilirlik hareketinin çekim merkezi REWA Anatolia, Doğu Akdeniz’in öncü şehri Adana’da 15 Şubat’ta kapılarını açıyor. Yeşil büyüme konseptini merkezine alan REWA Anatolia, sürdürülebilir bir kalkınma için sektör paydaşlarına eşsiz bir ticaret platformu sunuyor.

15-17 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek REWA Anatolia’nın açılış konuşmacıları arasında; REWA Anatolia İcra Komitesi Başkanı Ebru Can, Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Kosova Cumhuriyeti Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka yer alıyor. ‘Bir İleri Dönüşüm’ açılış defilesiyle devam edecek etkinliğin ilk günkü konu başlıklarını; ‘Sürdürülebilir Ekonomi, Sıfır Karbon Ayak İzi, Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi’, ‘OSB’de Yeşil Dönüşüm’, ‘Karbon ve Su Ayak İzi’ oluşturuyor.

REWA Anatolia etkinlik programına https://rewanatolia.com/event-program/linkten erişebilirsiniz.

Devamını Oku

Trendler

Pompa Vana ve Sistemleri Dergisi - Pump Valve and Systems Magazine sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et