Connect with us

Pompalar

İklim krizi ve pompalarda enerji verimliliği 

Yayın Tarihi:

on

Birkaç on yıldır çevre aktivisti hareketler, hükümetler, enerji verimliliği uzmanı mühendisler ve bilim insanları iklim krizini tartışıyor. İklim krizi ne yazık ki kentleri, üretimi, yaşam alanlarını etkisi altına aldığında konuşulmaya başlandı. Dünya Sağlık Örgütü, 2025-2050 yılları arasında yaşanacak yüzyılın ikinci çeyrek diliminde iklim krizinin sebep olacağı salgın hastalıklardan dolayı 250 bin insanın hayatını kaybedeceği öngörüsünde bulunuyordu. Bu yazının kaleme alındığı an itibariyle iklim krizinin sebep olduğu viral bir salgın hastalık olan Covid-19’un ne yazık ki 3 ay gibi kısa bir sürede 1,6 milyon insanda görüldüğünü ve 90 bin insanın ölümüne sebep olduğunu görüyoruz. 

İklim krizi nedir? 

İklim krizini kolay anlaşılması için bir benzetmeyle anlatmaya çalışalım. Yazın otomobilinize bindiğinizde otomobilin içinin dışarıdan çok daha sıcak olduğunu hissedersiniz. Çünkü otomobile giren güneş ışınları camlardan koltuklara, direksiyona, konsola yayılmış, absorbe olmuş ve otomobilinizin ısısını yükseltmiştir. Otomobilinizin camları ise giren güneş ışınlarının dışarıya çıkmasını engellemiş ve otomobilinizin içinde sera etkisi yaratmıştır. Yazın o otomobile binmek ne büyük eziyettir!* İşte 4,5 milyar yaşındaki dünyamızın sera gazları etkisi ile yaşadığı şey tam olarak budur. Fosil yakıtların yanması ile açığa çıkan sera gazları (CO2, CH4, N2O, O3, florlu gazlar, su buharı) dünyanın çevresinde bir sera etkisi yaratıyor. Sera etkisi ile küresel ısınma artıyor ve bölgeler arası sıcaklık farkları oluşuyor. Bu da atmosferdeki havanın dolaşım hızını artırarak şiddetli rüzgârlar ve kasırgalar yaratıyor. Yani hava akımları şiddetleniyor. Atmosferdeki ısı enerjisi, denizler, göller, okyanuslar vb. ile absorbe oluyor ve bu absorbsiyon buharlaşmayı artırarak şiddetli yağmurları yaratıyor. Yani iklim krizi sera gazları etkisiyle, sera gazları ise enerji verimliliği düşük endüstriyel tesisler ve onların lojistik ihtiyaçlarından oluşmaktadır.

Covid-19 salgınının etkisi gündemde yokken, iklim krizinin dünya ekonomisine verdiği zarar 1,2 trilyon dolar olarak hesaplanıyordu. Son 150 yılda dünyanın ortalama sıcaklığı 1 derece artmış ve maliyeti büyük olmuştur. Bu sıcaklık 2 derece artarsa bu maliyetin 10 kat artacağı düşünülmektedir. İstatistiki çalışmalara baktığımızda sera gazları içinde en fazla orana sahip olanın CO2 (%81) olduğu görülmektedir. CO2, %80 enerji sektöründe, %20 ise endüstriyel tesislerde oluşmaktadır. Enerji sektöründe üretilen enerjinin, önemli bölümünün endüstriyel tesislerde harcandığı düşünüldüğünde enerji verimliliği çalışmalarının hem santrallerde hem de endüstriyel tesislerde ne derece önemli olduğu görülmektedir.

İklim krizi ve Covid-19 

Yazının başında da ifade edildiği gibi Dünya Sağlık Örgütü, ikinci çeyrek yüzyılda 250 bin insanın iklim krizi sebebiyle yaşamını yitireceğini öngörüyordu. Bu ölümlerin temel sebebini ise salgın hastalıklar olarak belirlemişti. İnsan topluluklarından uzak bölgelerde görülen kimi hastalıklar artık dünyanın her noktasında öldürücü etkiye sahipler. Örneğin sıtma hastalığını yayan sinekler iklim krizinden dolayı artık kuzey bölgelerde de yaşam gösterebiliyorlar. Yine Corona ailesinden Covid-19 virüsü de vahşi hayvan kaynaklı bir virüs ve iklim krizinin oluşturduğu olumsuz koşullardan dolayı insanın vahşi doğaya yaklaşması sebebiyle mutasyon geçirerek bulaşıyor. İklim krizi ve salgın hastalıkların etkileri sera gazları salımlarının yüksek olduğu sanayi bölgelerinde ve sanayi kentlerinde daha şiddetli hissediliyor. Örneğin şimdiye kadar çıkan sonuçlar ile yapılan araştırmalarda sanayi bölgelerinde (İtalya’nın kuzeyi, Çin’in sanayi bölgeleri, Türkiye’de İstanbul, Kocaeli, Zonguldak havzaları…) Covid-19 virüs salgını sebebiyle ölümlü vakaların oranının çok daha yüksek olduğu gözlemleniyor. 

İklim krizine karşı mücadelede enerji verimliliği

İklim krizi senaryolarında küresel ısınma düzeyini 1,5°C ile sınırlandırmak hala mümkündür. Bunun için önümüzdeki 10 yılda CO2 gazı salımının %45 oranında düşürülmesi ve önümüzdeki 30 yılda da net sıfır emisyon değerinin yakalanması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı’nın hazırlamış olduğu bir önlem senaryosunda CO2 gazı salımı, karbon tutma teknolojisi kullanılması ile %19 oranında, tamamıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilmesi ile %17 oranında, tamamıyla nükleer enerji kaynaklarına geçilmesi ile %6 oranında, enerji verimliliği çalışmaları ve izleme sistemleri ile %58 oranında azaltılabilir. Nükleer enerji kaynakları özellikle yenilenebilir enerji statüsüne alınmamıştır. Çünkü nükleer enerjinin dünyanın ve toplumların geleceği için satın alınmaması gereken bir risk olduğu düşünülmektedir. Covid-19 salgını ile mücadele edilen şu günlerde iklim krizine karşı politika geliştirmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere iklim krizine karşı geliştirilecek politikalarda ise enerji verimliliği çalışmalarının payı oldukça yüksektir.

Enerji verimliliği ve pompa sistemleri

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı UNIDO’nun verilerine göre dünyadaki elektrikli motorların sarf ettiği enerjinin %22’sinin pompalar tarafından harcandığı bilinmektedir. Pompa sistemleri kullandıkları yüksek enerji sarfiyatı nedeniyle enerji verimliliği çalışmalarında başlıca aday haline gelmiştir. Pompa sistemlerinde harcanan enerjinin %75’inin santrifüj pompalar için harcandığı düşünüldüğünde sektör olarak nereye odaklanmamız gerektiği açıktır.

Dünyadaki elektrik motorlu ekipmanların sarf ettiği enerji oranları (Kaynak: UNIDO)

Binalarda enerji verimliliği çalışmaları yapılırken öncelikle mevcut pompa sistemleri ele alınır. Endüstriyel tesislerde ise enerji verimliliği çalışmaları yapılırken öncelikle basınçlı hava ekipmanlarından başlanılması önerilir. Basınçlı hava üretmek oldukça pahalıdır ve üretilen enerjinin %94’ü ısı enerjisine dönüşür. Bu sebeple bir basınçlı hava prosesinde kayıp ve kaçaklar oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Sonrasında en önemli enerji kullanıcısı olarak pompalar gelir. Dolayısıyla pompa sistemleri çok iyi dizayn edilmeli ve optimum çalışma noktası doğru tespit edilmelidir. Tesislerdeki pompa sistemleri performansının düşük olmasının ise genelde dört temel sebebi vardır.

  • Kurulu sistem bileşenleri mevcut işletim koşullarında verimsizleşmiş olabilir. (Sistem bakımlarının çok sık yapılmasından anlaşılır.)
  • Pompa bileşenlerinin verimleri azalmış olabilir. (Kavitasyon gürültüsü oluşması, pompa performansının düşmesi vb. ile anlaşılır.)
  • Pompa sistemlerinin debi ve basınç değerleri ihtiyacın üzerinde seçilmiş olabilir. (Sistemde vanaların kısık çalıştırılması ve bypass hattının sürekli açık tutulmasından anlaşılır.)
  • Pompalar tasarlandığı değerlerin dışında fazla çalıştırılıyor olabilir. (Zamanla talebin artması ile pompa çalışma noktasının değişmesinden anlaşılır.)

Pompa sistemlerinde enerji verimlilik çalışmaları 

Pompa sisteminde performans düşüklüğünün sebebinin doğru anlaşılmasından sonra proses incelemesine geçilir. Pompaya bağlı çalışan ve etkileşim halinde olan tüm bileşenlerin dikkatli incelenmesi ve iyi anlaşılması gerekmektedir. Akışkanın geçtiği tesisatın çapı, uzunluğu, malzemesi, üzerindeki ısı değiştiriciler, vanalar, oransal kontrol sistemleri vb. tüm sistem bileşenleri incelendikten sonra sistemin akış şeması oluşturulmalıdır. Sistemin incelenmesi ve doğru anlaşılması bize debi ve basıncın sistemde nasıl değişeceğini gösterir. Pompa sistemlerinin gerektiğinden daha büyük tasarlanması bilinen en büyük hatadır. Genellikle işletmenin değişebileceği düşünülen debi ihtiyaçları ya da işletmelerdeki teknik personellerin ihtiyatlı davranmak istemesi bu hataya sebebiyet vermektedir. Pompa sistemlerinin gereğinden büyük tasarlanması aşırı basınç kayıpları oluşturur ve fazladan güç tüketimine sebep olur. Her sistemin kendine özgü bir çalışma noktası vardır. Önemli olan sistemin nominal yük talebini doğru belirlemek ve pompaları bu talebe göre seçmektir. Özellikle ısıtma/soğutma, kullanım suyu, arıtma prosesleri değişken yüklere sahiptir. Değişken yüklerin olduğu sistemlerde çalışma noktasını pompa eğrisinin içinde tutmak oldukça önemlidir. Burada basınç kaybı hesabı doğru yapıldıktan sonra sistemin değişen talepleri de hesaba katılmalı ve gerekiyorsa sürücü kontrolü sağlanmalıdır. 

Debi, akım, basınç ölçümleri ve güç denklemleri 

Pompa sistemlerinde enerji verimliliği çalışmaları mutlaka ölçümlerle desteklenmelidir. Ultrasonik debimetreler, manometreler ve enerji analizörleri enerji verimliliği çalışmalarının önemli ekipmanlarıdır. Hatta takılan manometrelerden basınç değerleri okunur, aynı anda basma hattına takılmış olan transduserler yardımıyla debimetreden anlık debi alınır.  Enerji analizörü kullanılarak akım ve güç değerleri tespit edilir. Tüm bu değerler formüllere yerleştirilerek pompanın anlık hidrolik verimliliği hesaplanır. Burada transduserlerin koyulduğu noktalar önemlidir. Transduserler, tesisatın akış yukarı tarafında 10 çap uzunluğunda,  akış aşağı tarafında ise 5 çap uzunluğunda düz boru üzerinde yerleştirilmelidir. 

Tüm ölçümler tamamlanıp değerler ortaya çıkartıldığında pompaların tesisatta verimli noktalarda çalışıp çalışmadığı belirlenir. Pompalar mevcut durumlarında verimsiz bir noktada çalışıyorlarsa, pompa yenileme için tasarruf değerleri ve yatırımın geri ödeme süreleri hesaplanarak rapor halinde sunulur. 

Doğru noktalarda çalışacak verimli pompaların değişimi sonrasında enerji verimliliği durumu, sonuçları değerlendirmek için saha verilerinin kontrolü, sistem verimliliğine etkisi güç denklemleri kullanılarak yorumlanabilir. Ayrıca çalışmalar sırasında sistemde yeniden belirlenen debi ve basma yüksekliği değerlerinin enerji verimliliğine katkısı da analiz edilir. 

Pompa sistemlerinde enerji verimliliği çalışmalarını aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

  1. Tesisteki verimlilik çalışması yapılacak pompa grubu belirlenir. 
  2. Tesisteki pompa gruplarının kullanım sıklığı ve amacı belirlenir. 
  3. Pompaların yıllık çalışma süreleri çıkarılır, paralel ve seri çalışan pompalar belirlenir. 
  4. Pompalar çalışırken debi ve basınç değerlerinin gün içindeki değişimi incelenir. 
  5. Akış kontrolünün nasıl yapıldığı incelenir.
  6. Pompaların hangi sıklıkta bakıma alındığı tespit edilir.

Endüstriyel tesislerde yaptığımız enerji verimliliği çalışmalarının yönetim sürecini sizlerle paylaştık. Yaptığımız bu çalışmalardaki en büyük motivasyonumuz dünyamıza ve canlıların geleceğine ciddi bir yatırım yaptığımıza olan inancımızdır. Enerji yöneticileri ve sektörde çalışan mühendislerin çabalarının ise tek başına yeterli olamayacağı kesindir. Enerji yöneticisi ve mühendislerin çalışmaları sahiplenmesi kadar hükümetlerin ve sanayicilerin strateji geliştirmesi, planlama yapılması, potansiyellerin belirlenmesi, uygulama ve operasyon kontrolü, izleme/ölçme ve kontrol sürekliliği, enerji verimliliği çalışmalarındaki olmazsa olmazlardır. Dünyanın sera gazı salımındaki hedef rakamlarına ulaşmak için sektörümüze önemli bir görev düşüyor. Bu görevi yerine getirmek için sektörde çalışan teknik personelin enerji verimliliği çalışmalarına odaklanması ise hayati önemdedir.  

Faydalanılan kaynaklar

  1. www.iklimadaleti.org
  2. www.iklimin.org
  3. www.enverportal.yegm.gov.tr
  4. www.globalcarbonatlas.org
  5. www.worldometers.info 
  6. UNIDO ve YEGM Kaynakları 
  7. Dünya Enerji Konseyi 2019 Durum Raporu

        *Benzetmeyi ilk duyduğumuz enerji-etüt proje yöneticisi Sn. Ayhan Sarıdikmen’e saygılar sunarız.

Yazan:

Birtan Altan, Lowara Türkiye Distribütörü İlpa AŞ Enerji Birimi Yöneticisi

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Pompalar

Tapflo Santrifüj Manyetik Kaplinli Pompalar: Kimyasal olarak aşındırıcı ve toksik akışkanlar ile mükemmel çalışır

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

CTM, OEM kurulumlarında olduğu gibi küçük alanlarda servis için mükemmel olan kompakt kısa kaplinli pompadır. Tapflo CTM Manyetik Kaplinli Pompalar, motordan gelen gücün bir manyetik kaplin vasıtasıyla çarka iletildiği santrifüj pompalardır. CTM pompaları, yüzey işleme endüstrisinde kimyasalların transferi ve sirkülasyonu için tasarlanmış ve üretilmişlerdir.

Tüm Tapflo CTM pompaları BSP dişli, flanşlı veya hortum bağlantılı olarak mevcuttur. Pompalar, kimyasal olarak aşındırıcı ve toksik akışkanların yanı sıra saf kimyasallar, asitler ve alkaliler gibi temiz ve ince sıvılar için kullanılabilir çünkü ıslanan bileşenler mükemmel korozyon direnci sağlayan metalik olmayan enjeksiyon kalıplı termoplastiklerdir.

Özellikler: Sızıntı yok, manyetik güç aktarımı, sızdırmaz pompa, hermetik sistem, ekonomik çalışma.

CTM PP – polipropilen uygulama:

90 °C’ye kadar sıcaklık direnci

Üstün kimyasal direnç

 CTM PVDF – poliviniliden florür uygulaması

70 °C’ye kadar sıcaklık direnci

Mükemmel mekanik mukavemet sağlar

Çalışma prensibi: Motordan gelen güç, manyetik bir kaplin vasıtasıyla çarka iletilir. Tahrik mıknatısı ve çark mıknatısı arasındaki izolasyon kabuğu, sıvı tarafı tahrikten ayırır.

Tapflo CTM pompaları, zorlu koşullar altında da üstün güce sahip, benzersiz mıknatıs kafes sistemli NdFeB (neodimiyum-demir-bor) mıknatıslı kaplinleri ile donatılmıştır. Sürücüden gelen güç, yüksek sıcaklıklarda ve yüksek özgül ağırlıklı sıvılarda bile iletilir. Ayrıca, harici mıknatıs için sağlam çelik çerçeve, mıknatıs gücünü artırır ve pompanın yumuşak bir şekilde başlatılmasını sağlar.

Tapflo Ürün Mühendisi Jakub Zduńczyk’nin açıklamasına göre: “Mıknatıslar, reçine ve yapıştırıcı kullanımını önleyen benzersiz sistemle kafesleri içinde tamamen kapsüllenmiştir. Bu özelliği, yüksek sıcaklıklarda daha iyi performansa sahip güvenli bir sistem sağlar. Ayrıca çark enjeksiyonla kalıplanmıştır; bu da mükemmel performans sağlar ve hiçbir zayıf nokta yoktur.”

Tapflo Pazarlama Mikolaj Laguna-Horodniczy’nin açıklamasına göre: ’Manyetik pompalarımızı benzer çözümler sunan diğer tedarikçilerden ayıran şey, şaftsız güvenilir tasarımdır. Mıknatıslı çark tertibatı çok güçlü burçlar ile tasarlanmıştır. Bu özelliği sayesinde bunun sonucunda daha az parçaya sahip ve serviste çok güvenilir bir pompa ortaya çıkmıştır.”

Tapflo Group, bağımsız, İsveçli aile firması olup, havayla çalışan diyaframlı pompaların, santrifüj pompaların ve diğer endüstriyel proses ekipmanlarının üretici ve küresel tedarikçisidir. Tapflo ürünleri ve hizmetleri 6 kıtada 75 ülkede mevcuttur. Tapflo olarak, müşterilerimizin rahatlığı için en yüksek Tapflo hizmet kalitesini garanti eden Tapflo Grup Şirketlerimiz ve özenle seçilmiş distribütörler tarafından dünya çapında temsil edilmekteyiz.

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Pompalar

Vakum pompalarının yerli uzmanı, dünyanın tercihi oluyor: Gücüm Pompa 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Vakum pompaları üretiminde yarım asrı aşan tecrübesiyle kalite, dayanıklılık ve yüksek performansı bir araya getiren Gücüm Pompa, vakum pompalarındaki uzmanlığıyla dünyanın tercihi oluyor. Sulu ve yağlı tip vakum pompaları ve sistemlerinde 60’tan fazla çeşit sunan Gücüm markası, 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor.

1970 yılında bir atölye olarak kurulan ve geliştirdiği ürün çeşitliliğiyle Türkiye’de alanında öncü bir marka olan Gücüm Pompa, vakum pompalarındaki uzmanlığıyla küresel ölçekte büyümeye devam ediyor. Alanında 50 yılı aşan tecrübesiyle 15 ila 4200 m3/h kapasite aralığında 60’tan fazla çeşit vakum pompası üreten Gücüm Pompa, sulu ve yağlı tip vakum pompaları ve sistemlerinde sunduğu eksiksiz bir portföy ile dünyanın tercih ettiği bir marka oluyor. Teknoloji odağında dünya standartlarında gerçekleştirdiği üretimiyle kalite açısından ilgili Avrupa Normlarına uygunluğu Türk Standartları Enstitüsü tarafından belgelenen Gücüm Pompa, Gebze-Dilovası’ndaki en son teknolojiyle donatılan fabrikasında gerçekleştirdiği üretiminin %50’sini; başta Almanya, Avusturya, İtalya, İspanya, İngiltere, Polonya, Romanya, Ukrayna, Rusya, Azerbaycan, Irak, Mısır, Fas ve Hong Kong olmak üzere 40′ tan fazla ülkeye ihraç ediyor.

Kalite, güç, dayanıklılık ve yüksek performansı bir araya getirdiği vakum pompalarında 60’tan fazla çeşit ile eksiksiz bir portföy sunan markanın ürün yelpazesinde; kullanıcılarına birçok avantaj sunan monoblok vakum pompaları, iki kademeli vakum pompaları, tek kademeli vakum pompaları, paletli vakum pompaları ve vakum üniteleri yer alıyor. Vakum pompalarının kaliteli yapısı ve yüksek performanslı tasarımıyla, çeşitli endüstriyel uygulamalarda ve onlarca sektörde uzun yıllardır büyük verimler sağlayan Gücüm markası, üretimiyle başta gıda, kimya, plastik, tekstil, cam-seramik, sağlık, kağıt ve deri sektörleri olmak üzere endüstrinin birçok alanına eşsiz çözümler sunuyor. 

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Pompalar

Xylem’den doğaya sahip çıkan teknolojiler: Su gibi bir gelecek için sürdürülebilirliği esas alıyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

2025 yılına kadar 16,5 milyar metreküpten fazla su tasarrufu yapmayı hedefleyen Xylem, sürdürülebilir bir dünya için temiz suya ve güvenli sanitasyona erişimin önemine inanıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal, şirketin sürdürülebilirlik anlayışını ve yürüttükleri çalışmaları anlattı. 

Küresel ısınma ve iklim krizinin etkilerinin giderek arttığı dünyada gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakmak için ekolojik dengenin ve hayatın kaynağını oluşturan suyun korunması şart. Bu bilinçle suyu daha erişilebilir ve uygun fiyatlı, su sistemlerini ise daha esnek hale getiren teknolojiler ve çözümler hayata geçiren Xylem, çevre dostu kurumsal bir vatandaş olarak sorumluluklarını yerine getirme kararlığını her daim gösteriyor. Yeşil bir şirket olma felsefesinin ışığında çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal, binlerce yıldır tüm canlılara yuva olan dünyanın korunmasında çevreyi koruyan politikaların bir seçenek olmaktan çıkarak zorunluluğa dönüştüğünün altını çizdi. 

12 saha ile saha proses suyunun yüzde 100’ünü geri dönüştürüyor

Suyun doğada olduğu gibi en ideal şekilde taşınması fikrinden yola çıkan Xylem, odak noktasında su bulunan çalışmalarıyla doğayı ve enerji kaynaklarını koruyan önemli çıktılar elde ediyor. Bu kapsamda 2020 yılında, susuzlaştırma ve dijital teknolojileri aracılığıyla 1,4 milyar metreküp kirli suyun yerel su kaynaklarına ve yerleşim yerlerine girmesinin önlenmesine katkıda bulunan Xylem, kurduğu arıtma çözümleri ile müşterilerinin 4,3 milyar metreküp suyu yeniden kullanmalarına olanak tanıdı. Buna ek olarak gelir getirmeyen suyu 0,5 milyar metreküp azaltmayı başaran şirketin 22 büyük tesisinden 10 tanesi şu anda yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalışıyor ve iki tanesi projelerinin devam ettiği 12 saha ile saha proses suyunun yüzde 100’ünü geri dönüştürüyor. Bu tesislerdeki genel su yoğunluğunu 2014 yılına göre yaklaşık yüzde 30 oranında düşürmeyi başaran Xylem, 2020 yılında su kullanımını bir önceki yıla göre yüzde 19 oranında azalttı. Toplam GHG Net Emisyon yoğunluğunu 2019 yılına göre yüzde 7’den fazla azaltan Xylem, küresel filosunu elektrikli ve hibrit araçlara taşımaya odaklanan Sürdürülebilir Filo Stratejisini de uygulamaya başladı. Faaliyetlerini 2013 yılından bu yana CDP’ye (Carbon Disclosure Project-Karbon Saydamlık Projesi) raporlayan şirket hem iklim değişikliği hem de su kıtlığı alanlarında liderlik bandında bir puan olan A puanı alarak önemli bir başarıya daha imza attı.

2050 yılından önce değer zincirinde net sıfır karbon emisyonu elde etmeyi hedefliyor

Dünyanın en zorlu su ve atık su problemlerine odaklanarak yerel çözümler sunabilmeyi hedefleyen Xylem, sürdürülebilir bir dünya için iddialı hedefler ortaya koyuyor. Buna göre 2025 yılına kadar 16,5 milyar metreküpten fazla su tasarrufu yapmayı hedefleyen Xylem, yılda 55 milyonu aşkın kişinin evsel su kullanım ihtiyacına eş değer olan 3,5 milyar metreküpün üzerinde gelir getirmeyen suyu azaltmayı amaçlıyor. Yılda 197 milyondan fazla kişinin evsel su kullanım ihtiyacına eş değer olan 13 milyar metreküp suyu yeniden kullanım için arıtmayı da öngören şirket, 7 milyar metreküpten fazla kirli suyun yerel su kaynaklarına veya yerleşim yerlerine girmesini önlemeyi hedefliyor. Tesislerinde yüzde 100 yenilenebilir enerji ve yüzde 100 proses suyu geri dönüşümü kullanma hedefi olan Xylem, 2050 yılından önce değer zincirinde net sıfır karbon emisyonu elde etme taahhüdünde bulunuyor. En önemlisi de küresel ekonomik piramidin tabanında yaşayan en az 20 milyon insanın temiz su çözümlerine erişimini sağlamayı hedefliyor. 

Suya sahip çıkan teknolojileriyle doğayı ve geleceği koruyor

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Xylem Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü İbrahim Ünal herkes için su açısından daha güvenli, adil bir dünya oluşturma hedefinin özünde sürdürülebilirlik olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Dünyanın temiz su ihtiyacını sağlamada yaratıcı çözümler üreten lider bir küresel su teknolojisi şirketi olarak sürdürülebilirliği yaptığımız işin temel esası olarak kabul ediyoruz.  Özellikle de suyun güvenliğinin yaşam ve daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak için kritik öneme sahip olduğuna inanıyor, artan su sorunlarının çözülmesine yardımcı olmak için sorumluluklarımızı alıyoruz. Bize binlerce yıldır yuva olan gezegenimizi korumak, doğaya ve suya sahip çıkmayı kurumsal bir vatandaş olarak görev ediniyoruz. Bünyemizdeki yüksek verimli su teknolojileri, endüstriyel pompaları ve uygulama çözümleri ile yalnızca daha az enerji kullanmak ve yaşam döngüsü maliyetlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirliği de destekliyoruz.  Su yönetimini dönüştürmek, güçlü su, enerji ve maliyet tasarrufu sağlamak için veri analizinin gücünden yararlanıyoruz. Temiz suya erişimi optimize etmek, suyun daha verimli bir şekilde kullanılması, korunması ve yeniden kullanılması için yeni yollar geliştiriyoruz.  Farkındalığın bu yolculuktaki önemine inanıyor, eğitimler düzenleyip iş arkadaşlarımızın ve gönüllü paydaşlarımızın suyla ilgili sorunlara zaman ayırma tutkusundan yararlanarak sosyal değer yaratıyoruz. Kurumsal Sosyal Yatırım programımız olan Xylem Watermark, sürdürülebilirlik çabalarımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Xylem Watermark ile faaliyette bulunduğumuz toplulukları güçlendiriyoruz. 2021 yılında 113 bin saat gönüllü çalışmış dünyanın dört bir yanındaki Xylem çalışanları su sorunu yaşayan toplulukların karşılaştığı tehditleri gün yüzüne çıkarıyor.” 

Çevre konusunda en sorumlu 499 şirket listesinde 17. sırada yer aldı

Dünya çapında kişi başına günde 77 litre su kaybı oluştuğunu ve tüm kaçak suların atmosferde meydana getirdiği karbondioksit salımını bertaraf etmek için Brezilya’nın toplam dörtte biri kadar yeni ormanlara ihtiyacımız olduğunu söyleyen İbrahim Ünal, “Artık erteleyecek zamanımız olmadığı aşikâr. Biz bu sorunun ancak çalışanlarımız, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve tüm dünya ile hep birlikte bir ekosistem içinde çözebileceğimize inanıyoruz. Attığımız adımlarla da hassasiyetimizi ortaya koyuyoruz. Örneğin geçen yıl, Newsweek ve Statista ortaklığı ile oluşturulan, Amerika Birleşik Devletleri’nin çevre ve sosyal sorumluluk alanında en sorumlu 499 şirketi listesi içerisinde 17. sırada yer aldık. Bu noktada ‘Let’s solve water.’ misyonumuz ışığında daha güvenli bir dünya ve daha sağlıklı bir çevre yaratmaya kendimizi adamaya devam edeceğiz” dedi. 

 

Endüstri dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz? Şimdi kayıt olun.

  E-Bülten'e kayıt olun
E-Posta:
 
Devamını Oku

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com