Grundfos Türkiye, 20. yılına büyük hedeflerle giriyor
Bu sayıda, Danimarka’nın köklü pompa üreticisi Grundfos’un genel müdürü Burak Gürkan’ın konuğu olduk. Sizleri, Grundfos Türkiye’nin merkez binasında ekibimizi konukseverlikle ağırlayan ve sorularımıza kapsamlı cevaplar veren Burak Bey’in açıklamalarıyla baş başa bırakıyoruz.
Öncelikle sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Burak Gürkan, geçtiğimiz Haziran’dan beri Grundfos’ta çalışmaktayım. ODTÜ Fizik mezunuyum. Daha önce, 17 yıl otomasyon konusunda dünya devi olan bir firmada çalıştım. Yurt dışı bazlı değişik görevlerde de bulundum. Grundfos’a gelmeden önce, en geniş ürün grubunun Avrupa pazarlama direktörüydüm. Daha sonra da Türkiye ve Güney Hazar bölgesinin genel müdürlüğünü yaptım o firmada. Haziran’dan beri de Grundfos’tayım. Grundfos açıkçası benim için çok şey ifade eden bir firma, arkasında durduğu değerler ve markasının taşıdığı anlam itibariyle. Bu yüzden Grundfos’a gelmeye karar verdim.
Grundfos 1940’larda kurulmuş bir firma. Poul Due Jensen isminde bir Danimarkalı mucit tarafından kurulmuş ve yaşadığı bölgedeki bir çiftçinin su ihtiyacına çözüm üretmek amacıyla kendi başına ürettiği bir pompayla işe başlamış bir firma. 1940’lardan bugüne de dünyanın en büyük pompa üreticisi haline gelmiş, dünyanın en verimli ve en çok satılan pompalarını yapıyor. Pompa dendiğinde de dünyanın en bilinen markaları arasındadır Grundfos. Danimarka menşeli bir firma ve sahibi bir vakıf, Jensen ailesi firmada devamlılığı ve uzun süre sağlıklı çalışmayı temin etmek adına firmayı vakfa devretmiş. En büyük hisse sahibi de bu vakıftır.
Müşterilerinize sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetler nelerdir?
Müşterilerimize, herhangi bir sıvıyı, öncelikle su olmak üzere, bir noktadan bir noktaya taşımak üzere en verimli çözümü sunuyoruz. Pompa üretiyoruz temelde ama pompa pek çok alanda, pek çok sektörde, pek çok şey için kullanılıyor. Endüstriyel alanlarda, akla gelebilecek bütün endüstriyel firmalarda suyun ya da muhtelif sıvıların bir noktadan bir noktaya taşınması için gereken pompaları üretiyoruz. Tabii sadece endüstriyel alanda değil, aynı zamanda insanlara suyu ulaştırmak için yani şehir şebekelerinde kullanılan pompalar da var, bölgesel dağıtımlarda kullanılan pompalar. Bunlar şehir şebekelerinde suyu bir yerden bir yere basmakta ya da evlerde musluğu açtığımızda suyun akmasını sağlamak için kullanıldığı gibi aynı zamanda atık suyun toplanmasında da kullanılıyorlar. Bu tür, atık suyun toplanması veya bertaraf edilmek üzere ilgili alana gönderilmesi için kullanılan spesifik pompalarımız da var. Grundfos’un en iyi bilindiği ve tanındığı kısımsa binalardaki hizmetler. Binalar deyince, kombilerin içerisinde kullanılan küçük sirkülatörlerler yani devir daim pompaları da dâhil olmak üzere yaşadığımız evlerde kullanılan pompaları kastediyoruz. Bunlar ısıtma-soğutma amaçlı kullanılanlar olduğu gibi, binanın içinde suyun dağıtılması için de kullanılıyor, işte o dağıtımı yapan pompaları da Grundfos üretiyor. Özellikle hemen akla gelebilecek büyük ticari binalar, spor salonları ve stadyumlar, dev sergi salonları, oteller ve gökdelenler gibi büyük yapılarda kullanılan pompaları da üretiyoruz.
Son dönemde Grundfos pompalarının kullanıldığı, kamuoyunca da bilinen büyük projelerden örnekler verebilir misiniz?
Üçüncü havalimanı örneğini verebilirim. Türkiye’nin hatta dünyanın en büyük havalimanı olacak, Türkiye’nin en büyük yatırım projesidir bu. O projede kullanılan pompaların çok büyük bir kısmını, neredeyse tamamını Grundfos sağlayacak.
Türkiye’de ya da İstanbul’da yaşıyorsanız, büyük binalara, alışveriş merkezlerine girip çıkıyorsanız, Grundfos pompaları vasıtasıyla sizin elinize ulaşan suya dokunmamış olmanız mümkün değil.
Ağırlıklı olarak hangi sektörlere çözüm üretiyorsunuz?
3 tane ana sektörde çalışıyoruz, endüstriyel sektör, su ve atık su yönetimi sektörü ve üçüncü olarak da binalarda kullanılan pompaları üretiyoruz. Grundfos Türkiye, üretim ve satışın bir arada bulunduğu bir ofis. Şu an burada oldukça büyük bir satış ekibimiz var, Türkiye’nin her tarafına dağılmış olarak bulunan. Aynı zamanda Türkiye’de satışımızı direkt yapabildiğimiz gibi müşterilerimize, bayilerimiz aracılığıyla da ulaşabiliyoruz; çok yaygın bir bayi ağımız var. Onun dışında kendi servis ekibimiz de var Türkiye organizasyonu içerisinde ve yine ülkenin tamamına yayılmış, çok yaygın bir servis ağımız ve iş ortaklarımız var. Dolayısıyla herhangi bir Grundfos pompasını Türkiye’nin herhangi bir yerinden temin edebileceğiniz gibi, servis hizmetini de lokal olarak bütün şehirlerden alabilirsiniz. Onun dışında, burada üretimimiz de var. Genellikle hidrofor yangın gibi daha büyük ölçekli ürünleri, ihtiyaca özel olarak burada detaylandırıp, seçip, projelendirip üretimini de yapıyoruz. Pompalarımızı Avrupa’daki belli başlı fabrikalarımızdan Türkiye’ye getirip, montajını Türkiye’de yapıyoruz.
Piyasadaki rekabet ortamı hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce sektörde adil bir rekabet ortamı var mı?
Pompa piyasası rekabetçi bir pazar. Burada bütün global oyuncular olduğu gibi yerel üreticiler de var ve hepsi kendisine pazarda bir yer buluyor. Dolayısıyla Türkiye pazarının, dünyadaki bazı belli başlı pazarlara göre çok daha rekabetçi olduğunu söyleyebilirim. Büyük firmaların ya da büyük yerel üreticilerin piyasada olması aslına bakarsanız bizi mutlu ediyor. Bunu şu anlamda söylüyorum, elbette daha fazla rekabet var ama bu da bizi daha iyi olmamız için zorluyor ve daha verimli, daha iyi nasıl çalışabiliriz sorusunu sürekli kendimize sormamıza sebebiyet veriyor. Büyük yabancı oyuncular Türkiye’de hâlihazırda aktif; aynı şekilde yerli üreticiler de. Grundfos pazardaki konumu itibariyle kendisini daha üst segmente oturtan bir firma. Grundfos, bulunduğu yer itibariyle hem kalitesi hem verimliliği hem de gücü ve markasının arkasında durduğu değerler anlamında pazarda, sadece pazar payıyla değil adıyla da en büyük marka diyebilirim Türkiye’de.
Firma olarak en iddialı olduğunuz ürün dalı hangisidir? Hangi ürününüzle daha çok tercih ediliyorsunuz?
Bütün ürünlerimizde iddialıyız. Spesifik olarak şu ürün dalında iddialıyız demek diğerini küçültmek olur ki öyle bir durum yok. Fakat, Grundfos’un güçlü olduğu bir alandan ve benim de gurur duyduğum bir alandan bahsetmemiz gerekirse, Grundfos, dünyanın en verimli pompalarını yapıyor. Verimli pompa ne demek? Pompa, suyu bir yerden bir yere ulaştırmak için kullandığınız elektrikli bir ekipman. Siz bir miktar suyu bir yerden bir yere taşırken bunu 3 birim elektrikle de yapabilirsiniz 5 birim elektrikle de yapabilirsiniz. Grundfos’un dünyada hassas olduğu iki tane konu var. Bir tanesi, çevreyle ilgili olarak sürdürülebilirlik. İkincisi de su; zaten işimiz çoğunlukla su. Bunlar dünyadaki en önemli iki sorun ve bunlara çözüm arayan, temel çözümler getiren firma Grundfos; suya ulaşım anlamında da, enerji verimliliği anlamında da. Enerji verimliliği dendiğinde şunu düşünebiliriz, şu an yapılan araştırmalara göre, dünyada kullanılan bütün elektriğin yaklaşık yüzde 10’unu dünyadaki pompalar tüketiyor. Ne kadar büyük bir enerji miktarı ettiği tahmin edilebilir. Eğer şöyle ütopik bir durum olsaydı, bütün dünya bir gün bir araya gelse ve yarın dünyadaki bütün pompaları Grundfos’un en verimli pompalarıyla değiştireceğiz deseydi ve biz bir gecede dünyadaki bütün pompaları Grundfos’un verimli pompalarıyla değiştirebilseydik, dünyada pompaların kullandığı enerjiyi yarı yarıya azaltabilirdik. Yani dünya elektriğinin yüzde 5’ini tasarruf edebilir Grundfos. Verimlilik ve sürdürülebilirlik anlamında dünya üzerinde bu kadar büyük bir etki yaratabilecek başka bir firma düşünemiyorum ben. Bir gecede dünyadaki bütün pompaları değiştirmek ve yüzde 5 tasarruf etmek inanılmaz bir karbon tasarrufu sağlar. Çevreyle ilgili olarak biliyorsunuz, enerji üretiminin çok büyük bir kısmı hâlâ hidrokarbon bazlı yakıtlarla üretiliyor. Dolayısıyla yüzde 5 gibi bir tasarrufun çevreyle ilgili olarak dünya çapında kazandıracağı avantajı tahmin dahi edemiyorum. Biz pompa sattığımız da evet, Grundfos için iyi bir şey yapmış oluyoruz ama dünya için de iyi bir şey yapmış oluyoruz. Çünkü verimsiz bir pompanın yapacağı işi Grundfos çok daha verimli pompalarla ve çok daha az elektrik harcayarak yapabiliyor. Dolayısıyla hem suya ulaşmakla ilgili daha kaliteli ve daha güvenilir bir ürün alıyorsunuz hem de enerji tüketimini azaltıyorsunuz ve çevreyle ilgili iyi bir şey yapmış oluyorsunuz, karbon emisyonunu azaltarak sürdürülebilirlik anlamında.
Pompa sistemlerinin dijital dönüşümü ve akıllı pompaların yaygınlık kazanmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye sathında pek çok akıllı pompamız var ve bunlarla düzenli haberleşiyoruz. Akıllı pompanın açık ara lideridir Grundfos. Dijitalleşmeye ve akıllı pompalara yaptığımız yatırıma örnek vermek gerekirse, Grundfos, yaptığı kârın yarısını sadece araştırma ve geliştirmeye harcıyor. Dünya üzerinde kârının yarısını araştırmaya ve geliştirmeye harcayan başka bir firma var mıdır, bilmiyorum. Vakıf firması olmasının verdiği avantajla, kârının yarısını işini geliştirmek için harcıyor, diğer yarısını da araştırma ve geliştirmeye ayırıyor. Dolayısıyla, yarın bir gün suyu bir yerden başka bir yere taşımak için yeni bir teknoloji üretilecekse, pompa dışında herhangi bir şey üretilecekse, inanın bunu Grundfos yapacaktır. O yüzden en akıllı, en dijital dönüşüme uygun ve dijital dönüşümün göbeğinden gelen yatırımları Grundfos yapıyor. Bu sıra herkesin bildiği ve kullandığı akıllı evler var, uzaktan, telefonunuzla kontrol edebildiğiniz, eve geldiğinizde ışıkları yakan, ısıyı değiştiren vs. herkesin evine giren akıllı cihazlar, Google’ın ve Amazon’un kendi ara üniteleri vasıtasıyla, biz bugün akıllı pompalarımızı bu sistemlere entegre edebiliyoruz. Yani su basıncını şurada artır, ısıyı şu şekilde yükselt, bu şekilde artır çünkü biliyorsunuz sirkülatör pompaları ısıtma ve soğutma için kullanılıyor. Bugün bizim akıllı pompalarımız o sistemlerle konuşabilir durumda. Yani benim akıllı bir evim var ve pompalarım da akıllı olsun ve sisteme entegre olsun derseniz, bugün yapabildiğimiz teknoloji o. Hâlihazırda bununla ilgili örneklerimiz var. Pompalarımız dijital dönüşümde o kadar ileride ki ne kadar süre kullanılacak, ne zaman bozulacak, ne zaman yardıma ihtiyaç duyacak hatta şu üzerinde çalıştığımız teknolojilerle, pompanın bozulma olasılığı varsa ihtiyacı olan parçanın ne olduğunu kendisi biliyor olacak ve kendisi otomatik olarak yedek parçasını sipariş ediyor. Yani “pompam bozuldu, şunu bir servise baktırayımdan” çok daha öte bir noktaya biz hâlihazırda dijital dönüşümle geçmiş durumdayız. Bizim uzun vadeli stratejimizde en çok yatırım yaptığımız alan zaten dijitalleşme çünkü geleceğin orada olduğunu ve -pompa eninde sonunda suyu bir yerden bir yere basıyor ama- mekanik alandan çok dijital alanda gidilecek yer olduğunu bildiğimizden Grundfos bu alanda açık ara lider konumunda.
Sektörün, Endüstri 4.0 kapsamındaki gelişimini değerlendirir misiniz?
Endüstri 4.0 ya da endüstriyel nesnelerin interneti alanında da Grundfos çok aktif tabii ki. Biliyorsunuz data her yerde, her yerden data akıyor. O datanın anlamlandırılması, düzgün kullanılabilmesi yani hem data mining tarafında hem de o datanın doğru yani ihtiyaca uygun şekilde kullanılması anlamında, dijitalleşme mantığı çerçevesinde size doğru datayı sağlayacak, doğru bilgiyi verecek dijital ekipmanlara ihtiyacınız var. Grundfos da yaptığı yatırımla, hem Endüstri 4.0 hem endüstriyel nesnelerin interneti hem de evde kullandığınız akıllı cihazlar anlamında sonuna kadar destek sunuyor. Dediğim gibi, bu anlamda pazara baktığımızda açık ara öncü zaten.
Grundfos CEO’su Mads Nipper, 29 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirdiği sunumda “Sürdürülebilirlik departmanımız yok, 18 bin kişi sürdürülebilirlik için çalışıyoruz” ifadesini kullandı. Sürdürülebilirlik ve verimlilik şirketiniz için çok önemli iki kavram olmalı.
Sürdürülebilirlik benim bu şirkete geliş sebeplerimden bir tanesi. Grundfos’un sadece bir pazarlama konusu olarak değil tam aksine içten bir şekilde uygulamaya çalıştığı bir şey verimlilik. Öyle ki, CEO’muz konuşmasında bahsetmedi ama benim Grundfos’a gelişimin ikinci ayında bir rapor geldi önüme, geçen sene şu kadar su kullanmışsın, bu kadar elektrik kullanmışsın, önümüzdeki sene bu kadar su ve elektrik kullanabilirsin gibi hedefler koydular benim önüme. Ben sadece Türkiye’deki 80 kişilik organizasyonun genel müdürüyüm, Grundfos’un 18 bin kişilik bütün ekibinin, sürdürülebilirlik anlamında kendi içinde hedefleri var. Dünya için zaten iyi bir şey yapmaya çalışıyoruz ama bunu içten bir şekilde yapıyoruz. O yüzden sürdürülebilirlik departmanımız yok. Benim görevim olduğu gibi burada çalışan herkesin görevi sürdürülebilirlik. Nasıl daha az su kullanabiliriz, daha az enerjiyle daha etkili sonucu nasıl alabiliriz diye düşünmeye devam ediyoruz. Grundfos Türkiye merkez binası Leed Sertifikalı bir binadır. Daha az su sarfiyatı için hangi bitkilerin kullanılması gerektiğinden tutun da buradaki sulama sistemlerine, suyu en verimli nasıl kullanabiliriz, en verimli nasıl çalışabiliriz, bütün bunların nasıl daha verimli yapılabileceğini biz her gün araştırmakla yükümlüyüz. O yüzden CEO’muzun söylediği doğru, sürdürülebilirlik departmanımız yok, bu bizim günlük işimiz. Ben bu su ve elektrik hedeflerini tutturmaya çalışırken, bu sadece maliyetle alakalı değildir. Tabii ki olumlu bir tasarruf tarafı da var ama burada büyüyoruz, hızlı büyüyoruz, daha da hızlı büyüyeceğiz, bir yandan büyürken bir yandan da elektrik ve su tüketimini düşürmeye çalışıyoruz. Normal koşullar altında onların da büyümesi beklenir ama bizim global hedeflerimiz içerisinde Grundfos, toplamda bütün dünyadaki tesislerden ve ofislerden toplanan bilgiler ışığında bu yıl şu kadar büyüdük ama enerji tüketimimizi şu kadar azalttık, eskisinden daha fazla pompa üretiyoruz ve satıyoruz ve fakat bunu daha az enerjiyle ya da daha az su kullanarak yapıyoruz bilgilendirmesini yapar. Bunlar bizim için çok değerli. Dolayısıyla Grundfos sadece var oluşuyla ve yaptığı işle çevre için iyi bir şey yapmış olmuyor, aynı zamanda kendi içinde de bu sürdürülebilirliği yaşıyor. Bizim altı tane değerimiz var ve bunlardan biri, en önem verdiklerimizden biri sürdürülebilirlik. Bu bizim değerlerimizin içerisinde, bizim DNA’mızda. Grundfos’un genlerinde var sürdürülebilir bir çevre için çalışmak. Hatta CEO’muz Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlikle ilgili çalışan komitesindeki 25 üyeden bir tanesidir. Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik paketinin içerisinde 17 tane madde var, biz Grundfos olarak altıncı ve on üçüncüsüyle ilgili olarak çalışıyoruz. Bu maddeler bizim spesifik olarak üzerine çalıştığımız ve dünya çapında liderliğini yaptığımız konulardandır.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi planladığınız projelerinizi bizlerle paylaşır mısınız?
Grundfos Global’den bahsedecek olursak, daha kârlı ve daha güçlü büyüme hedefleri mevcut. Hâlihazırda finansal olarak bağımsız ki değerlerimizden bir tanesi de bu, finansal yapısı oldukça güçlü olan bir firma Grundfos. Ama daha da ötesine geçen bir büyümeyi ve içinde bulunduğu alanda daha da iyisini yapmayı hedefleyen bir firma anı zamanda.
Türkiye özelinde bakacak olursak, pazar burada çok rekabetçi dedim ama hâlâ büyüyen bir pazarımız var. Dolayısıyla biz Türkiye’de büyük büyüme beklentileriyle gidiyoruz. 2017 büyüdüğümüz bir yıldı. Ama 2018 ve sonrasında daha güçlü ve daha hızlı büyümeyi planlıyoruz. Fırsat gördüğümüz bir sürü alan var Grundfos’un daha aktif olabileceği, gelişebileceği ve daha çok büyüyebileceği. Bu alanlar için Grundfos Türkiye çok belirgin bir şekilde çalışıyor. Umudumuz, mevcut binamıza sığamayacak kadar çok insanla birlikte çalışıyor olmak ve burayı bölge merkezlerinden biri haline getirmek. Türkiye’nin içinden geçtiği sıkıntıları söylemeye bile gerek yok tabii ama öte yandan potansiyelin ve değişimin çabuk adapte olabildiği bir pazar. Hâlihazırda Kıbrıs, Gürcistan ve Azerbaycan bize bağlı olarak çalışıyor ve potansiyeli gerçekleştirebilirsek daha fazlasını da yapmamız mümkün.
2017 yılını firmanız açısından değerlendirir misiniz?
2017, Grundfos açısından iyi bir yıldı. Elbette içinden geçtiğimiz bazı sıkıntılar vardı, tıpkı Türkiye’nin geçtikleri gibi. Ama daha önceki yıllarla karşılaştırıldığı zaman Grundfos için parlak bir yıl olduğunu söyleyebilirim.
Firma olarak gelecek yıldan beklentileriniz nelerdir?
2018’in bizim için çok büyük bir önemi var. 2018, Grundfos Türkiye’nin kuruluşunun 20. yılı. 20. yılda Grundfos, büyüklüğünün ve pazarda lider oluşunun altını çizecek. Çok büyük hedeflerle giriyoruz 20. yıla. 20 yılda Grundfos çok büyük bir yere geldi, hem ciro anlamında hem insan sayısı anlamında ve burası gerçekten bizim için sıçrama noktalarından bir tanesi. Buradan çok daha ileriye gidebileceğimizi görüyoruz. 20. yıl kutlamaları çerçevesinde 2018 geçtiğimiz yıllara benzemeyecek, çok daha büyük bir Grundfos duyacak ve göreceksiniz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Teşekkür ederim. Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik anlamında Grundfos’un Türkiye’ye katkısı aslından oldukça büyük. Buna şu anlamda bakabiliriz, Grundfos’un sattığı her yüksek verimlilikli pompa, verimli olmayan herhangi bir pompanın verimli bir pompayla değiştirilmesi, Türkiye’nin enerji tasarrufu anlamına geliyor. Türkiye gibi enerji açısından dışarıdan gelen karbon yakıtlara bağlı olan bir ülkeyiz. Biz kullandığımız her kilovat için yurtdışına para ödüyoruz, çünkü Türkiye’nin bu enerjiyi üretecek yerli kaynakları yetersiz. Ne yazık ki yenilenebilir enerji kaynaklarımızın oranı henüz beklediğimizin ya da istediğimizin çok çok altında, dolayısıyla müşterilerimizin satın aldığı her Grundfos pompa, hem Türkiye ekonomisi için iyi, çünkü daha az enerji sarf ediyor, dolayısıyla yurt dışı bağımlılığımız ve ticari açığımız azalıyor hem de çevre için iyi bir şey yapmış oluyoruz, çünkü karbon yakıtlardan elde ettiğimiz enerjiden tasarruf etmiş oluyoruz. Böylece Türkiye’nin ve dünyanın uzun vadeli sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz. Bu yüzden Grundfos’un başarısı hepimizin başarısı ve beni de en çok heyecanlandıran konulardan bir tanesi de bu.