AEM Elektrik Motorları Genel Müdürü Sami Akdoğan’la bir röportaj gerçekleştirdik. AEM’in üretim süreçleri ile pompa ve kompresör sektörlerine özel çözümleri hakkında bilgiler veren Sami Bey, Covid-19 sürecinde firma olarak aldıkları tedbirler ve “yeni normal” dönemine ilişkin öngörülerini de paylaştı bizlerle.
AEM Elektrik Motorları’nı yakından tanıyabilir miyiz? Ürün çeşitliliğiniz nedir ve hangi sektörlere hitap ediyorsunuz?
AEM Elektrik Motorları, Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen elektrik motor üreticilerinden bir tanesidir. Vizyonunda Türkiye’nin verimli motor açığını kapatmanın yanı sıra yüksek güçte motor üretimi vardır. Bu bağlamda 2015 yılında yaptığımız yatırımla geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Şu an alçak gerilimde 0,12 kW-500 kW arasında üretimimiz bulunmaktadır. Bütün prosesleri kendi bünyemizde üretiyoruz. Bir elektrik motor üreticisi olarak sanayinin bütün dallarında varız.
Yüksek verimli motor seçenekleriyle iddialısınız. Ürünlerinizin teknik özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi alabilir miyiz?
Yüksek verimli motor konusunda iddialıyız. Kuruluşumuzdan beri amacımız yüksek ve doğru verimlilikte motor üretmek. 2 yılda 180 yeni kalıp ürettik IE3-IE4 motorlar için. Bu çok büyük bir hız ve kabiliyet. Motorlarımızın verimlerini ölçmek için ve diğer global üreticilerle benchmark için 2016’daki ilk yatırımımız 475 kW’lik test laboratuvarımızdı. Test laboratuvarımızın özelliği sürücü verimini, motor verimini ve sürücü artı motor verimini ölçebilen bir sistem olmasıydı. Bildiğiniz gibi artık sürücü verimleri de regülasyona girecek. Bu yüzden bu çok önemli. AEM Motor olarak müşterilerimize özellikle motor kabullerini fabrikadaki test laboratuvarında, ekiplerinizle gelerek sistem verimini görünüz, bu şekilde kabul yapınız diyoruz. Son iki yıldır hem kamu hem özel sektörde birçok projemiz oldu ve kabuller fabrikamızda yapıldı. Bu, müşteri açısından da bir eğitim süreci gibi geçiyor. Diğer yandan AEM olarak yeni tip senkron relüktans motorlarımız var. Bazı gruplarda IE5 seviyelerine kadar ulaştık. Burada tamamen sürücü ve motor veriminden bahsetmek doğru olur. Bu tip motorlar sürücüsüz çalışmaz. Yine su soğutmalı motor serimizi çıkaracağız. Su soğutmalı motorlarda ısıyı düşük seviyede tutabildiğimiz için motorları daha fazla yükleyebiliyoruz. Bu bize küçük gövdede yüksek güç olanağı sunuyor. Aynı zamanda motorlar fan olmadığı için çok sessiz.
Pompa vana ve kompresör sektörlerine yönelik özel çözümleriniz nelerdir?
Şu an için pompa ve kompresör için ürettiğimiz ve yurtdışında global bir pompa üreticisinin kullandığı senkron relüktans motorumuz var. IE5 motor seviyesini test edip onaylattık. Motorların rotorlarında induction motordaki gibi alüminyum yok. Sadece özel tasarlanmış hava boşlukları ile rotoru hızlı soğutabiliyoruz. Rotordaki kayıpları minimuma çekiyoruz ve verimi yükseltiyoruz. Şu an için alınan sonuçlar mükemmel diyebilirim. Enerji tasarrufunu maksimuma çıkardık. Şu an için bu üretim Türkiye’de tek. Artık bu motorlarla birlikte sürücü artı motor veriminden bahsedeceğiz. Kullanılan sürücünün niteliği de çok önem kazanmış olacak. Yukarıda bahsettiğim gibi su soğutmalı motorlarımız da hidroforlar için mükemmel. Çünkü binalarda fan sesinden dolayı rahatsızlık meydana geliyor. Bu noktada motorda su soğutma olduğundan fan kullanılmıyor ve çok sessiz olması da başka bir tercih sebebi. AEM olarak yaptığımız her yatırımın meyvesini alıyoruz. Yaptığımız işlerde farklılık yatıyor ki bu da AEM motorun tercih edilme sebebini doğuruyor.
Satış sonrası hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
AEM olarak ilk öncelikli hedefimiz ürünlerimizde hiçbir sorunun yaşanmaması. Bunun için üretim esnasında en çok üzerinde durduğumuz konu kalite ve test prosesleri. Satış sonrasında da ayrı bir ekibimiz var. Bu ekibin işi sadece satış sonrası süreci yönetmek. Bunun için çeşitli tool’lar kullanıyoruz. Sahada müşteri tarafında hizmet vermek için en teknolojik makine ekipmanına sahibiz. Kestirimci bakıma önem veriyoruz ve birçok firmada periyodik bakımlarımız var. Bu bize arızalanmaları önceden tespit edip makinelerin duruş kalkış sürelerini minimuma indirtebiliyor. Diğer yandan yine bu cihazlarımızla gereksiz güçte motor seçimlerini engelleyip müşterilerimize raporlar sunuyoruz ve enerji verimliliğine katkıda bulunuyoruz. Aynı zamanda Aksaray’daki fabrikamızda AEM Servis Merkezi’ni kurduk. Servis merkezimizin amacı özellikle büyük güçteki verimsiz ya da arızalanan motorların fabrika üretiminden çıkmış gibi yenilemesinin yapılması. Bu konuda şu anda birçok kurumsal firmaya hizmet verdik. Yurtdışında da belirli noktalarda partnerlerimiz var. Herhangi bir sıkıntı durumunda yurtdışındaki servis merkezlerimiz ile hizmet veriyoruz. Ama dediğim gibi önceliğimiz hiçbir problemin yaşanmaması.
Elektrik motoru seçiminde nelere dikkat edilmelidir sizce?
Elektrik motoru çok geniş bir konu. Bir o kadar da önemli. Çünkü elektrik motorları sanayinin kalbi. Motorların yanlış seçimi maddi açıdan birçok kayba neden olabilir. Öncelikle Türkiye’deki elektriğin yüzde 36’sını elektrik motorları tüketiyor. Dünyada bu oran yüzde 30. O yüzden verimlilik çok önemli. Kullanıcıların yüksek verimli motor tercih etmelerini öneririz. Diğer bir önemli konu da motorların kullanılacağı uygulama alanları. Kompresör mü, pompa mı, redüktör mü? Örneğin dik bir pompada motorun pozisyonu da dik olacağından rotorlu milin öne doğru çekilmemesi için rotorlu mili kapakta segmanlarla sabitliyoruz. Bu, uygulamalardan sadece bir tanesi. Yine voltaj konusu çok önemli. Örneğin, bir makine üreticisi Suudi Arabistan’a iş yapıyor. Orada kullanılan gerilim 380 volt 60 hz, eğer standart bir motor kullanılır ise problem olabilir. Yine dikkat edilmesi gereken konular arasında motorun çalışacağı bölgenin sıcaklık koşulları, yine çalışacak uygulamaya göre alüminyum gövde mi yoksa pik gövde mi seçileceği önemli. Sanayicilerimiz sıkıntı yaşamamak için genelde uygulamanın üzerinde motor gücü seçerler. Ama bu da verim kaybına ve gereksiz maliyete yol açar. Eğer üreticiden bir data-sheet isterlerse motorun ne kadar güce çıkabileceğini görebilirler. Kısacası standartların dışında, farklı bir uygulama var ise motor tedarikçileriyle ya da üreticilerle temasa geçilebilirse daha güvenli sonuçlar doğurabilirler.
Pandemi süreci yaşamın her alanında olduğu gibi üretim alanında da etkilerini gösteriyor. Bu süreçte faaliyetlerinizi aksatmamak adına ne tür tedbirler aldınız?
Pandemi tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemizde de normal hayatı değiştirdi. Biz de fabrikamızda önlemlerimizi aldık. Üretimi ikiye böldük. Çalışanlarımızın çalışma mesafelerini tekrar düzenledik. Maske kullanımı öncelikli konumuz. Servis ve yemekhane düzenlerini değiştirdik. 65 yaş üstü personelimize ve kronik rahatsızlığı olan arkadaşlarımıza idari izin verdik. Pandeminin ilk günlerinde yurtdışı ziyaret planlarımızı iptal ettik, yurtiçinde de bütün randevularımızı öteledik. Açıkçası bütün önlemleri üretimi aksatmadan almaya çalıştık. Tabii ki verimlerimiz düştü ama vaka yaşamadan bu süreci geçirmeye çalıştık, çalışıyoruz.
Pandemi sonrası “yeni bir normalleşme” süreci bekleniyor. Firmanız ve sektör açısından geleceği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle bu süreç bize birçok şeyi gösterdi. Çoğu bildiğimizin eksik olduğunun, birçok şeyin daha önemli olduğunun kanıtı bu pandemiydi. Türkiye ekonomisinin çoğu hizmet sektörüne bağlı ve bir anda hizmet sektöründeki firmalar kapanmak zorunda kaldı. Ama üreticiler vaka çıkmadığı sürece üretimlerine devam etti ve üretimin ne kadar önemli olduğunu anladık. Bizim sektörümüzü ele alırsak benim düşüncem Avrupa’daki Çin pazarından şu geçtiğimiz aylarda bile pay aldık. Pandemi şunu gösterdi: Avrupa firmaları tek tedarikçi ile bu işin gitmeyeceğini anladı. Bir de biz butik üretimi önemsiyoruz. Örneğin Avrupa’daki bir tedarikçimiz Çin’e geçtiği siparişlerini alamadı ve müşterisine sözü vardı. Çok kısa sürede biz ürünü üretip gönderimini sağladık. Müşteri açısından durum şu oluyor: Birincisi kısa sürede teslimat; bu finans açısından tedarikçi için önemli çünkü Çin’den ürün getirirken yılı 3 partiye böldüğü için parasını bağlıyordu. Diğer yandan kısa sürede ürününü son kullanıcıya teslim edebiliyor. İkinci konu, kaliteli ürün kullanıyor. Üçüncüsü ise tüm bunları kabul edilebilir fiyatlarla alıyor. Amerika’nın en büyük şirketlerinden Walmart birçok tedarikini Türkiye’ye kaydırdı bile. Ben önümüzdeki süreci iyi görüyorum. Birçok firma üretimi Türkiye’ye kaydıracak. Çin’in şu an ihracatı 2.3 trilyon dolar. Amerika ve Avrupa beraber Çin’e karşı bir yaptırımda bulunmaya çalışacak. Bizim buradan pay almamız kaçınılamaz. Şöyle bir alternatiflere bakalım: Hindistan, Pakistan, Endonezya, Avrupa’da da Sırbistan. Türkiye konum açısından, genç işgücü ve verimlilik açısından bir numara diyebilirim.
Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?
Bizim 2017’de karar aldığımız “orta gerilim” motor yatırımımız var. Bunun için gerçekten çok uğraştık. Dünyadaki bütün global üreticileri gezdikten sonra çok teknolijik bir fabrika kuruyoruz. Kendi alçak gerilim motor fabrikamızın yanında 10.000 metrekarelik ek binamızı tamamladık. Burada hedefimiz 5 MW’a kadar üretimimizi tamamlamak. Türkiye’nin her yıl bu konuda 70 milyon dolar ithalatı var. Avrupa pazarı ise 1 milyar avro. Yaptığımız işi Türkiye’de yapmanın yanı sıra yapılanların üzerine çıkaracağımız bir teknoloji sunacağız. Yine bu yatırımın içinde orta gerilim motor ve generator test sistemi yatırımımız var. Türkiye’de ilk defa motor ve generatorlerinin yükte testini gerçekleştireceğiz. Bu gerçekten ülkemiz için çok önemli. Eskiden bu tip motorların testi için devlet kurumları, özel sektör temsilcileri yurtdışına gidiyordu. Artık bu test ülkemizde yapılacak.
İhracat hedefleriniz ne düzeydedir? Bu alanda yeni atılımlar planlıyor musunuz?
AEM Motor olarak ihracat payımız her geçen sene artıyor. Zaten şu an 4 büyük global motor üreticisine motor üretiyoruz. Aynı zamanda Avrupa’da OEM müşterilerimiz var. 2019’a kadar distribütörlere çok ağırlık vermemiştik ama 2019’la birlikte bu konuda ilerleme kaydettik. Çok önemli noktalarda distribütörlerimizle AEM markası ile hizmet veriyoruz. Önümüzdeki süreçte yeni ürünlerimizle birlikte oranımızı %50’nin üzerine çıkaracağız.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
İlk olarak elektrik motor konusu çok geniş bir konu. Biz Türkiye’deki üreticiler sadece belirli bir kısmındayız. Demek istediğim, yatırım yapılacak, iş birliği yapılacak birçok konu var. Bu bizi heyecanlandırdığı gibi zinde tutuyor. Çünkü yukarıda bahsettiğim gibi Türkiye’nin önü çok açık ama sadece standart ürünler ile gidersek sürdürülebilir olacağı kanaatinde değilim. Bu yüzden durmadan kendimizi yenilememiz lazım. Mevcut ürünü geliştirmenin yanında yeni ürünleri çıkarmak gerekiyor. Bu, içe kapanarak değil globalleşerek ve etkileşimle mümkün. Yurtdışında satın almalar bile gündemde olabilir ki know-how’ı buralara çekelim. AEM olarak her sene yatırımlarımız bir önceki seneden daha fazla. Üniversite-sanayi iş birliğine önem veriyoruz. Çünkü her şeyin çıkış noktası eğitim. Projelerin hayata geçmesi için bu beyinlerin sanayide fiilen olması lazım. Şu an örneğin ODTÜ ile bazı projelerimiz var. Bunu, başka üniversitelerde de artıracağız. Biz bilime ve insana önem veren bir firmayız. Çok şanslıyım ki böyle bir kurum da çalışıyorum ve arkadaşlarıma aynı şeyi söylüyorum: Bilgi çok pahalı bir şey. Buna ulaşmak için yatırıma ve insana önem veren firmalarla çalışmak gerekir. AEM bunlardan bir tanesi.