6 Şubat 2023 tarihindeki 11 ili etkileyen deprem felaketinde bir kez daha benzer bir felaketin İstanbul’da da beklendiğini hatırladık ve sanırım çok azımız kendimizi buna hazır hissetti. Deprem öldürmez, binalar öldürür sloganıyla büyüyen bir jenerasyona mensup olarak kentsel dönüşümün önemini çok iyi anlamamız ve her yerde anlatmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bugün İstanbul’da 1.2 milyon bina, 5.9 milyon konut bulunmaktadır. Sadece İstanbul’da 230 bin konutun acil olarak dönüştürülmesi gerekmektedir. Son 8 yılda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 60,5 Milyar TL kentsel dönüşüme bütçe ayrılmıştır.
Kiptaş A.Ş’de kentsel dönüşümün çok önemli bir parçası olarak bireysel dönüşümlere başlamıştır. Kat malikleri 1999 yılı öncesi yapılmış ve özel mülkiyet kategorisinde olan riskli binaları için “İstanbul Yenileniyor” projesi kapsamında Kiptaş’a başvurup binalarının kentsel dönüşümünü sağlayabiliyorlar artık.
Tam bu noktada ya dönüştürülen her binayı “sıfır enerjili” bina olarak dönüştürmeyi başarsaydık ne olurdu sorusunu sormak istiyorum; ama önce “sıfır enerjili bina” nedir buna bir bakalım.
2010/31/EU sayılı Binalarda Enerji Performansı Direktifi’nin 9. Maddesi’ne göre Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, 31 Aralık 2018’den sonra kamu kurumlarınca kullanılan tüm yeni binaların, 31 Aralık 2020 tarihinden önce de tüm yeni binaların Yaklaşık Sıfır Enerjili Binalar (YSEB) olmasını sağlayacaklardır. Peki neden böyle bir direktife ihtiyaç duyuldu derseniz; sebebi binalar birincil
enerji tüketiminin yaklaşık %40’ından sorumludur ve bu değer de elektrik tüketiminin yaklaşık %74’ünü oluşturmaktadır. Ayrıca sera gazı emisyonlarının da %36’sından binalar sorumludur. Günümüzde binalarda ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, su ısıtma gibi ihtiyaçlarda kullanılan enerjilerin çok büyük bir kısmı fosil yakıt kaynaklardan elde edilmektedir. Bu ihtiyaçlara harcanan enerjinin sadece güneş enerjisi ile sağlanabilmesi mümkün değildir. Bu duruma çözüm olarak enerji tüketimini dengeleyen sıfır enerjili binalar fikri ortaya çıkmıştır.
Sıfır enerjili binalar, ihtiyaç duydukları enerjiyi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediyorlar. Bu binaların çatılarında güneş panelleri, çevrelerinde rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kullanım sistemleri bulunur. Hava şartları elverişli olduğu müddetçe ihtiyaç duydukları enerjiyi bu temiz kaynaklardan karşılarlar. Hava şartları elvermediğinde ise standart elektrik şebekesini kullanırlar. Fakat şebekeye hala bağlı olan bu yapılar hava şartları mümkün kıldığında ürettikleri enerjinin fazlasını şebekeye geri verirler. Yani kendi enerjisini üreten fabrikalar gibi bu yapılarda kendi enerjisini üreten ve şebekeden aldığı borç enerjiyi yine şebekeye geri veren yapılardır.
Sıfır enerjili binaların tasarımında enerji verimliliği yüksek, düşük karbon ayak izine sahip, çevreye ve insan sağlığına duyarlı malzemeler ve cihazlar kullanılması temeldir. Sadece enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasının dışında, bu binalarda ısıtma, soğutma, aydınlatma, havalandırma gibi ihtiyaçları sağlayacak cihazların da minimum enerji tüketmesi önemlidir.
Sıfır enerjili bina tasarlarken, TS-825 standardına göre ısı yalıtımının sağlanması, ısıtma ve soğutma ihtiyacının toprak kaynaklı ısı pompası ile sağlanması, evsel tüketimde kullanılan sıcak suyun güneş kollektörü ile sağlanması, hibrid aydınlatma kullanılması, güney cephe tasarımında FDM trombe duvar kullanılması gibi tasarım unsurlarına dikkat edilir. Bununla beraber bu binaların, gün ışığını etkin şekilde kullanabilecek konumda olması, CFC (Chlorofluorocarbon)10, HCFC (Hydrochlorofluorocarbon) ve ozon aşınımına neden olabilecek malzemelerin tercih edilmemesi, bina kabuğunun, izolasyonunun, çatıların, kapıların optimum kalınlıkta; sürekli ısı yalıtımı sağlayan, yüksek performanslı ve çevreye duyarlı ürünlerle yapılması gerekir. Ayrıca uygun termal ve güneş kontrolü kaplamalı camlar kullanılarak yazın soğutma yükünün azaltılması, bina ısısının içte tutulması sağlanır.
Sadece enerji tüketimi değil, karbon ayak izi de binaların çevreye olan etkisini ölçümlemek için bir parametredir. Dünya Yeşil Bina Konseyi (WorldGBC), Net Sıfır Karbon Binalar Taahhüdü ile işletmeleri, kuruluşları, şehirleri, 2050 yılına kadar tüm binaların Net Sıfır Karbon’a ulaşması hedefi doğrultusunda aksiyonlar almaya çağırmıştır.
Genel olarak standart konutlardaki enerji tüketiminin %30’u sıcak su üretimi, %46’sı ısıtma ihtiyaçları için %17 elektrikli ev aletleri, %6 aydınlatma ve %1‘i soğutma ihtiyaçları için harcanmaktadır. Sıfır enerjili binalar ise standart binalara göre %50 ile %70 arasında daha az enerji tüketirler.
20 yıl içinde tüm Türkiye’de kentsel dönüşümü tamamlanması planlanan 6.7 milyon konutun sıfır enerjili bina konseptiyle yeniden yapıldığını farz edersek, enerji maliyetleri aynı kalsa dahi (ki tabi ki kalamaz) standart bina konseptine göre %8 daha az enerji tüketeceğiz; kaldı ki kentsel dönüşüm dışında ihtiyaca bağlı yapılan yeni binaları da bu konsepte göre tasarlar ve üretirsek tasarruf rakamları oldukça artacaktır.
Wilo ürün gamında özellikle HVAC uygulamaları için yüksek enerji verimli ve kullanıcı dostu ürünler bulmak oldukça kolay. Örneğin; EEI değer 0,19’dan küçük, 5 m3/h debi 8 mSS basınç sağlayan akıllı sirkülatörümüz Stratos MAXO25/0,5-10 190 watt elektrik tüketmektedir. Yani 3 odalı bir evde tüm odalardaki ışıklar yanarken harcanan elektrik kadar diyebiliriz. Eğer ki pompayı dynamic adapt plusta çalıştırırsak %20 daha da az enerji tüketiriz.
HVAC dışında, basınçlı su temininde de IE5 motorlu, MEI>0,7 hidrolik verimlilikli Helix 2.0 VE ile basınçlı suya minimum enerji harcayarak ulaşabilirsiniz. Örneğin, 6 katlı 29 daireli
bir apartmanda Helix VE 2.0 sadece 1,2 kw enerjiye ihtiyaç duyar. (P1)
Sadece konut olarak değil, havaalanlarından alışveriş merkezlerine, hastanelere topyekun bir bakış açısı değişimiyle sıfır enerjili binalar tasarlama konusunda ciddi bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. Bununla ilgili olarak bu yıl Şubat ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te toplam yapı inşaat alanı 2.000 m2 ve üzeri olan binaların neredeyse sıfır enerjili bina olarak inşa edilmesi zorunludur maddesi bulunmaktadır. Ayrıca aynı yönetmelikte 1/1/2023 tarihinden 1/1/2025 tarihine kadar 2.000 m2 olarak belirlenen toplam yapı inşaat alanının 5000 m2 olarak uygulanacağı belirtilmiştir.
Sıfır enerjili binalar, kentsel dönüşüm ve kamu binalarında enerji verimliliği süreçlerini eğer birbirine entegre edersek hem depreme karşı hazır olmuş hem de sürdürülebilir bir dünyanın parçası olmak adına kendimize düşen görevi gerçekleştirmiş oluruz. Bizler önce vatandaş olarak bunu talep etmeli, mühendis olarak tasarımda ve teknolojide katkıda bulunmalı ve sektörümüzün ürün sağlayıcısı olarak doğru ürün ve uygulamayı buluşturmayı kendimize görev edinmeliyiz.