Connect with us

Sektör Haberleri

Çevre teknolojileri fuarı IFAT Eurasia 2023’e talep artıyor

Yayın Tarihi:

on

Çevre teknolojileri ve atık yönetiminde en güçlü buluşma noktaları arasında yer alan IFAT Eurasia 2023’e, bir yıldan az bir zaman kaldı. Fuara katılım konusunda hem yurt içi hem de yurt dışından ciddi talep artışı yaşanırken, pandemi koşullarının ortadan kalkmasıyla uluslararası teknoloji üreticilerinin fuarda yer alma isteği artıyor.

Her geçen gün hem yurt içi hem de yurt dışından talebin arttığı IFAT Eurasia, 27-29 Nisan 2023 tarihleri arasında TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Etkinlikle ilgili konuşan EKO Fuarcılık Fuarlar Müdürü Namık Sarıgöl, IFAT Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri Fuarı’nın çevre sorunlarına çözüm önerileri sunmaya devam edeceğini söyledi. İlk defa 1966 yılında Almanya’da organize edilen ve günümüzde her yıl Çin’de 3, Hindistan’da 2 ayrı şehirde ve Güney Afrika’da temsil edilen, Almanya ve Türkiye’de ise dönüşümlü olarak iki yılda bir düzenlenen IFAT fuarlar grubu, bu alanda dünyanın en önemli fuarları olma özelliğini taşıyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın çevre teknolojilerini giderek daha önemli hale getirdiğine dikkat çeken Namık Sarıgöl “Türkiye çevre teknolojileri konusunda birçok ekipmanın da üretici ülkesi olma konumunda. Aynı zamanda, Türkiye’nin bu tip ürünlerin ihracatında da ciddi bir potansiyeli var. Endüstriyel atıklar başta olmak üzere AB Yeşil Mutabakatı günümüzden 2025 ve 2030’a kadar olan dönemi kapsayacak şekilde atık yönetiminde önemli kriterler getiriyor. Yerleşim birimlerinde oluşan atıkların yönetimi ve kaynağında toplanması ve en aza indirilmesi amaçlanıyor. İçilebilir su kaynaklarının korunmasının yanı sıra, atık suların yönetimi de ayrı bir başlık olarak öne çıkıyor. IFAT Eurasia bu teknolojilerin tanıtımı açısından önemli bir sergileme alanı olacak” dedi. Sektöre yönelik üretimde Avrupa ülkelerinin büyük bir ağırlığı olduğunu belirten Sarıgöl, “Türkiye’deki sanayi kuruluşları ve tedarikçilerin yanı sıra doğrudan Avrupa’dan da katılım olması önemli. 2021 yılında pandemiye rağmen gerek yurt içi gerekse uluslararası üreticilerden iyi bir katılım sağladık. Ziyaretçi konusunda ise Balkanlar, Ortadoğu, İran, Körfez ülkeleri başta olmak üzere yakın coğrafyalar önem taşıyor. Hem katılımcı hem de ziyaretçi konusunda IFAT Eurasia’nın en doğru adres olduğunu her fırsatta hatırlatıyoruz. Çevre teknolojileri ve atık yönetimi konusunda faaliyet gösteren tüm kuruluşların IFAT Eurasia’ya katılımı çok önemli. Coğrafi olarak da IFAT Eurasia ideal bir konumunda bulunuyor. Mesafeleri kısaltarak, teknolojileri ziyaretçilerimizin ayağına getiriyoruz” açıklamasında bulundu.

Çevre konusunda Türkiye’nin karnesini iyileştirmek

Çevre koruma konusunda Türkiye’de endüstrinin karnesini iyileştirmesi açısından da IFAT Türkiye’nin önemli bir platform ve buluşma noktası olduğunu vurgulayan Namık Sarıgöl, “IFAT Fuarları, teknoloji ve sanayisi gelişmiş ülkelerde önemli bir çekim merkezi. Almanya bu alanda sanayiye öncülük etmekle birlikte, Çin ve Hindistan’dan sonra Türkiye’yi Eurasia bölgesinde çevre teknolojilerinin önemli bir merkezi olarak görüyoruz. Türkiye çevre teknolojilerini ve atık yönetimi sistemlerini hem üreten hem de talep eden ülkeler için lojistik birtakım avantajlar da sunuyor. Özellikle, bulunduğumuz bölgede çevre teknolojileri alanında yatırım ihtiyacı yüksek olan ülkeler var. Türkiye, bu coğrafyada tedarik sağlayan ülke konumunda. Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Balkan ülkeleri Türkiye’nin radarında. IFAT Eurasia ve İstanbul, bu anlamda en doğru buluşma noktası” diye konuştu.  

Network oluşturmak için ideal platform

IFAT Eurasia’da hem inovatif bilgilerin hem de ürünlerin paylaşılırken, aynı zaman da network oluşturulduğuna dikkat çeken Namık Sarıgöl, şu ifadeleri kullandı: “Fuar tüm katılımcılar ve ziyaretçiler için aynı zamanda ortak bir bilgi havuzu. Üreticiler tedarikçileriyle buluşma şansı elde ediyor. Aynı zamanda karşılıklı fayda ve sinerji üretimi için de ideal bir fırsat oluyor. Atık yönetimi birçok alt başlık taşıyor. Bu alt başlıkları önem sırasına göre sınıflandırmak mümkün değil. Bu nedenle atık yönetimi planlamasını bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirmek gerekiyor. Fuar Türkiye’deki üretici kuruluşları da yeni teknolojiler ve yeni buluşlar konusunda teşvik ediyor. Diğer ülkelerden gelen ziyaretçiler makine ve ekipman üreticileriyle buluşarak kendi ihtiyaçlarını dile getiriyorlar. Her yeni ihtiyaç inovasyonlar için de teşvik edici oluyor. Fuar, yüksek teknolojinin somutlaşmış halini görme fırsatı yaratıyor.”

Kamu sektörünün ve yerel yönetimlerin katılımı

Kamunun Yeşil Mutabakat veya Paris İklim Anlaşması gibi ortak normları gözeterek yapacağı her yeni düzenlemenin, ister istemez yeni teknolojilerin önünü açtığına dikkat çeken Namık Sarıgöl, gerek özel sektörün gerekse kamu kurumlarının fuara katılımının, çevre teknolojilerine uyum ve düzenlemeler açısından da önemli olduğunu belirtti. Sarıgöl, “Çevre politikalarını oluşturma ve denetleme açısından kamu önemli bir konumda. Çevre teknolojilerinde yerel yönetimler de en önemli paydaş durumunda. Atıkların toplanması, taşınması, biriktirilmesi, ayrılması ve yeniden değerlendirilmesi adımlarının her biri ayrı teknolojiler ve ekipmanlar gerektiriyor. Atık suların kimyasal ve biyolojik olarak arıtımı çok gelişmiş teknolojileri zorunlu kılıyor. Zararlı kimyasalların toprağa veya denize karışmasının orta ve uzun vadede dünyamıza vereceği zararı düşünmek bile istemiyoruz. Ama teknoloji kullanmadan bu zararları önlemek de mümkün değil” dedi. EKO Fuarcılık Fuarlar Müdürü Namık Sarıgöl, şöyle devam etti: “Hayat devam ediyor ve bir karar alırken, bu kararın uygulanmasını kolaylaştıracak ve mümkün kılacak teknolojilerin de geliştirilmesi gerekiyor. Aksi halde kararlar kağıt üzerinde kalacaktır. Bir diğer taraftan genel üretim süreci içinde kullanılan teknolojilerin çevresel etkilerinin de göz önüne alınması gerekiyor. Çevre bilinci geliştikçe kamu ihalelerinden ticari satışlara kadar her işlemde önerilen fiyat ve kalite kadar, ürünlerin ve üretim süreçlerinin çevreyle uyumlu olmaları da belirleyici bir faktör olacaktır. IFAT Eurasia’nın sonuçta bu kararların verilmesini kolaylaştıracak bir misyonu var.”

Pandemi süreci nedeniyle 4 yıl aradan sonra 30 Mayıs – 3 Haziran tarihlerinde Münih’te yapılan IFAT; 59 ülkeden 2.984 katılımcı firmayı, 155 ülkeden 119.000 ziyaretçi ile buluşturdu. 98 Türk şirketinin katıldığı IFAT’ta, İTO tarafından düzenlenen milli katılım büyük ilgi çekti.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

Türkiye, suyun yüzde 40’ını şebekelerde kaybediyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı kullanıcılara ulaşmadan şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke. Pompa sektörünün yarım asırlık lider firması Masdaf’ın Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması konusunda yapılması gerekenleri açıkladı:

Suyun yüzde 40’ı şebekelerde kaybediliyor

“Barajlarda bulunan ham su, iletim hattıyla arıtma tesislerine oradan haznelere ve şebekeler yardımıyla da evlerimize ulaşıyor. Ancak Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Su kaynaklarını doğru yönetmek ve suyun kullanıcılara ulaşmadan kaybolmasını önlemek konusunda yerel yönetimlere önemli roller düşüyor. Çünkü yerel yönetimler, suyu evlere taşıyan şehir şebekelerini doğru sistemler ile yöneterek bu kayıpların önüne geçebilir. Bu kapsamda şebeke suyunu basınçlandırmak için kullanılan pompalar ile suyu taşıyan boruları doğru seçmek ve bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor.

Eski pompalar yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor

İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış pompalar su israfının yanı sıra enerji israfına da neden oluyor. Çünkü aynı hacimde su pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle eski pompa sistemlerini, yüksek verimli ve elektronik olarak kontrol edilen yeni pompalarla değiştirmek gerekiyor. Yenilenen sistem hem iki yıl içinde kendini amorti ediyor hem de yüzde 40 daha az enerji tüketiyor.

Şehir şebekelerinde kullanılan borulara dikkat!

Şehir şebekelerindeki kayıpları önlemek için yalnızca akıllı pompa teknolojileri ile suyu basınçlandırmak da yeterli değil, bir diğer önemli parametrenin de şehir şebekelerinde kullanılan borular olduğunu söyleyebiliriz. Eğer sistemdeki borular eski ve yıpranmış ise patlama veya delinme gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Akıllı pompa teknolojileri ile doğru basınçlandırma yapılmalı

Borularda yaşanan patlama veya delinmenin nedenlerinden bir diğeri ise uzun boru hatlarındaki kayıpları karşılamak amacıyla şebekenin çıkış noktalarına yerleştirilen pompalardaki basınçların yüksek tutulması oluyor. Bu nedenle alt yapı sistemlerini bir bütün olarak değerlendirip, mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak gerekiyor.

Kullanım ömrü 10 yılı aşan pompaları, akıllı pompa teknolojileri ile yenileyerek doğru basınçlandırma yapmak, kaçakları tesit edip boruları yenilemek şebekelerden kaynaklı su israfını önleyecek bir çözüm olacaktır.” dedi.

Devamını Oku

Etkinlikler

Dünya, yaşamın temel kaynağını hızla tüketiyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihinde kutlanan; küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilikle, diğer yandan vahşi sulama ve bilinçsiz su tüketimiyle anlamı her yıl artan Dünya Su Günü, 2024 yılında “Barış için sudan faydalanmak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki hayati rolünü öne çıkaran tema, aynı zamanda su kıtlığı, kirliliği ve suya eşit olmayan erişim gibi sorunların toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimleri artırabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili küresel araştırmalar ise dünyada 785 milyon insanın suya erişemediğini ortaya koyarken, 2050′ye kadar her 4 kişiden en az birinin kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını öngörüyor. Farklı bir araştırmada ise, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su kıtlığı çektiği, bu durumun önümüzdeki yıllarda artarak 2050 yılında 4 milyar insanı etkileyeceğini bildiriyor. 2023 yılının Kasım ayında yayınlanan son UNICEF raporuna göre, her 3 çocuktan 1’i (739 milyon) şiddetli veya çok şiddetli su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor ve iklim değişikliği bu durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.

Küresel su tüketimi sektör bazında incelendiğinde temiz suyun;

  • %69’u gıda ve tarım,
  • %21’i enerji ve endüstriyel,
  • %12’si içme suyu ve evsel tüketimde kullanılıyor.

Türkiye’de durum ne?

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. World Rescue Institute’nin (WRI) 2040 yılına dair oluşturduğu Su Stresi Haritası’na bakıldığında ise, ülkemizin su stresi seviyesinin artarak, 2040 yılında büyük bir bölümünün Yüksek Su Stresi ve Su Kıtlığı kategorilerinde yer aldığı görülüyor. Haritaya göre, Türkiye dünyada su stresi yaşayan 50 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.

Yetkililer ise, son yıllarda bu duruma ilişkin önlemler almaya çalışıyor. 2023 yılının Kasım ayında su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımı amacıyla üst düzeyde koordinasyon ve iş birliği sağlaması için oluşturulan Ulusal Su Kurulu, 2024 yılının Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kullanımı ve iklim değişikliği etkilerinin bu şekilde artarak giderse; 6 yıl sonra nüfusun yüzde 49’unun, tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su yetersizliği riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, “Bu durumla yüzleşmemek için riski krize dönüşmeden yönetmemiz gerekiyor” açıklamasında bulunuyor.

Su Verimliliği Seferberliği başta olmak üzere, son yıllarda su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı için birçok yatırım ve önemli düzenlemeleri hayata geçiren Türkiye, Ulusal Su Kurulu ile sektörel su tahsislerinin de değerlendirileceği su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturmayı hedefliyor.

“Su vatandır” vizyonu ve sloganıyla yürütülen bilinçlendirme çalışmalarını destekliyor, geleceğimiz için bu denli önemli bir alanda faaliyet gösteren tüm sektör paydaşlarımızın Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.

Devamını Oku

Sektör Haberleri

IIoT ve endüstri 4.0 ile büyüyen endüstriyel vana pazarı, 2028’de 99 milyar doları aşacak

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Küresel ölçekte endüstrileri takip eden ve raporlar yayınlayan araştırma şirketi Research And Markets, sektörü derinlemesine ele aldığı ‘Küresel Endüstriyel Vanalar Pazar Raporu 2023’te, büyümeyi sürdüren endüstriyel vana pazarı için IIoT ve endüstri 4.0 ile entegrasyonun fırsatlar sunduğunu açıklıyor. Endüstriyel vana pazarının 2023 yılında 80,4 milyar dolara ulaşacağını öngören Research And Markets, 2023’ten 2028’e kadar %4,4’lük bir yıllık bileşik büyüme oranıyla pazarın 99,8 milyar dolara yükselmesini bekliyor.

Uluslararası pazar araştırma raporları ve pazar verileri için dünyanın önde gelen bilgi kaynakları arasında gösterilen Research And Markets, yayınladığı ‘Küresel Endüstriyel Vanalar Pazar Raporu 2023 ile vana sektörün geleceğine odaklanıyor. Raporda endüstriyel vanaların IIoT ve endüstri 4.0 ile entegrasyonunun fırsatlar sunduğunu açıklayan Research And Markets, endüstriyel vana pazarının büyümesini sağlayan temel faktörleri; IIoT entegreli vanaların giderek daha fazla benimsenmesi, proses endüstrilerinin otomasyon çözümlerinin benimsenmesine doğru hızla odak değiştirmesi, yeni enerji santrallerinin kurulması ve mevcut olanların yenilenmesi için küresel ihtiyaç, vana üreticilerinin daha iyi bakım ve satış sonrası hizmetlere odaklanması ile eski vanaların yerine akıllı vanaların giderek daha fazla benimsenmesi olarak açıklıyor. Raporda, endüstriyel vanalar pazar büyüklüğünü 2023 yılında 80,4 milyar dolar olarak öngören Research And Markets, pazarın 2023’ten 2028’e kadar %4,4’lük bir Yıllık Bileşik Büyüme Oranı (YBBO) ile 99,8 milyar dolara yükselmesini bekliyor.

En yüksek büyümenin emniyet vanalarında olması bekleniyor

Petrol ve gaz, enerji ve güç, kimya ve petrokimya, ilaç, metal ve madencilik, su ve atık su arıtma gibi endüstriler son derece güvenilir emniyet vanaları gerektiriyor. Sıcak temizlikten sonra soğuk durulamanın neden olduğu vakum nedeniyle boru hattını patlamaya karşı koruyan veya boşaltma sırasında gaz beslemesini engelleyen emniyet vanalarının; petrol ve gaz, kimya, enerji ve enerji endüstrilerindeki kritik süreçlerde aşırı basıncı tahliye etmek, ekipman ve insanları zarar görmekten korumak için kullanımları artıyor. Bu özellikleri nedeniyle endüstriyel emniyet valf pazarının büyüyeceğini tahmin eden Research And Markets, tahmin dönemi boyunca aktüatörlerin en yüksek büyüme oranını kaydetmesini ve vana gövdesinin ikinci en yüksek büyümeyi kaydetmesini bekliyor.

Güvenilirlikleri ve basit tasarımları nedeniyle en yaygın kullanılan aktüatörlerden biri olan pnömatik aktüatörler, tipik olarak aşırı sıcaklıkların söz konusu olduğu uygulamalarda kullanılıyor. Pnömatik olarak çalıştırılan pistonlu aktüatörler, elektrikli ve hidrolik aktüatörlerden daha hızlı çalışıyor. Bu aktüatörler, hava besleme kaynağının bulunmadığı ve düşük ortam sıcaklıklarının pnömatik besleme hatlarındaki yoğunlaşmış suyu dondurabileceği durumlarda avantaj sağlıyor. Raporda, ağır hizmet uygulamalarında hidrolik aktüatörlerin pnömatik ve elektrikli aktüatörlere tercih edildiği belirtiliyor.

Kontrol segmentinde daha yüksek büyüme bekleniyor

Sıcaklık, seviye, yön, basınç ve gaz, buhar, su ve kimyasal bileşiklerin akış hızı gibi önemli proses değişkenlerini gerekli bir çalışma aralığında otomatik olarak düzenlediği için proses endüstrilerinde önemli bir unsur olan kontrol vanaları, zorlu koşullara dayanacak ve bir endüstriyel tesisteki birden fazla üretim sürecinin güvenliğini ve verimliliğini sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Avantajlarından dolayı bu vanalar, petrol ve gaz, enerji ve güç, petrokimya ve kimya endüstrilerinde kullanılıyor.

Plastik ve kriyojenik vanalar

‘Küresel Endüstriyel Vanalar Pazar Raporu 2023’te, yüksek dayanıklılık ve korozyon direnci özelliklerinden dolayı plastik vanaların korozif sıvıların akışının düzenlenmesi ve izlenmesi gereken uygulamalarda tercih edildiğini belirten Research And Markets, bu ürünlerin yüksek sızdırmazlık özellikleri sayesinde uzun servis ömrü sunduğunu belirtiyor. Çok düşük basınç düşüşleri sunan plastik vanalar, yiyecek ve içecek, kimya ve kağıt gibi çeşitli endüstriler için ideal bir seçenek sağlıyor.

Kriyojenik vanalar, petrol ve gaz endüstrisinde -238oF’den başlayan kriyojenik sıcaklıklarda kullanılıyor. Oksijen, nitrojen, argon, doğal gaz, hidrojen veya helyum (-425F/-253,9oC’ye kadar) gibi sıvılaştırılmış gazların üretimi, taşınması ve depolanması, servis koşulları gibi çeşitli malzeme, basınç, sıcaklık değerleri ve diğer teknik veya çevresel gereklilikleri beraberinde getiriyor. Bu tür gereksinimler, kriyojenik sıcaklıkları güvenli bir şekilde idare etmek için kriyojenik malzemelere olan ihtiyacı doğururken; bunlar en yaygın olarak sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) veya sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) ile çalışan şirketler tarafından kullanılıyor.

Research And Markets ‘Küresel Endüstriyel Vanalar Pazar Raporu 2023’te; plastik vanaların tahmin dönemi boyunca en yüksek büyümeyi kaydedeceğini, ikinci en yüksek büyümeye ise kriyojenik vanaların ulaşacağını açıklıyor.

>50″ vanalar pazar büyümesine ivme kazandıracak

>50″ boyut aralığındaki vanalarla ilgili de ayrıntılı bilgilerin aktarıldığı raporda, kimya, enerji, petrol ve gaz endüstrilerindeki yüksek basınç ve yüksek sıcaklık uygulamalarında >50″ vanalara yönelik artan talebin pazar büyümesini destekleyeceği belirtiliyor. Research And Markets, >50″ vanalarla ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Bu vanalar, özel tasarım sınıf 1.500 mm ve 2.500 mm alın kaynak uçlu vanalara sahip oldukları için daha uzun teslim sürelerine sahiptir. L&T (Hindistan), bu boyut aralıklarında yüksek basınçlı hizmetler için basınç sızdırmaz kaput tasarımına sahip sürgülü, Y-glob ve salınımlı çek valfler sunmaktadır.”

Sektör olarak en yüksek büyüme beklentisi kağıt ve kağıt hamuru endüstrisinde

Kağıt ve kağıt hamuru endüstrisinde tapalı vanalar, V-port küresel vanalar, bıçaklı sürgülü vanalar, yüksek performanslı kelebek vanalar ve döner kontrol vanaları; temel ağırlık kontrolü, temizleyici ve pompa izolasyonu, akış seviyesi kontrolü, vakum kontrolü ve buhar ve kondensat akış kontrolü gibi uygulamalarda kullanılıyor. Kağıt hamuru prosesi için V-port küresel vanalar ve eksantrik tapalı vanalar, diğerlerinin yanı sıra buhar emdirme, buhar havalandırma, akış ve basınç kontrolü gibi buhar ve kimyasal işleme uygulamaları için tercih ediliyor. Sertleştirilmiş trimli vanaların buhar ve kimyasal işleme uygulamaları için uygunluğuna vurgu yapılan raporda, endüstriyel vanaların kağıt ve kağıt hamuru endüstrisindeki çeşitli uygulamalarda hayati bir rol oynadığına ve sektörde giderek daha fazla benimsendiklerine dikkat çekiliyor.

Pazar olarak en yüksek büyüme ise Kuzey Amerika için öngörülüyor

Sektörü derinlemesine ele aldığı ‘Küresel Endüstriyel Vanalar Pazar Raporu 2023’te, Kuzey Amerika’nın tahmin dönemi boyunca en yüksek CAGR’yi kaydedeceğini öngören Research And Markets, şu bilgilere yer veriyor: “ABD’de endüstriyel vanalar pazarının büyümesi, başta petrol & gaz ve enerji & güç sektörleri olmak üzere geniş endüstriyel tabandan kaynaklanmaktadır. Ülkedeki kaya petrolünün keşfi ve petrol & gaz endüstrisindeki son yükseliş trendleri, ABD petrol & gaz endüstrisindeki artan yatırımların başlıca nedenleridir. ABD’deki sondaj kulesi sayısının önümüzdeki 3 yıl içinde artması ve bunun da petrol ve gaz endüstrisinde endüstriyel vanalara olan talebi artırması beklenmektedir. ABD’de su ve atık su arıtma endüstrisi eskiyen altyapı sorunuyla karşı karşıyadır. Bununla birlikte, mevcut tesislerin ve hizmetlerin modernizasyonu için sektöre yapılan yeni yatırımların ABD’de endüstriyel vanalara olan talebin artmasına katkıda bulunması beklenmektedir. Kanada’da doğal gaz projelerine yapılan yatırımlar, gaz taşımacılığı için boru hattı ağının genişlemesiyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, Kanada’daki petrol ve gaz endüstrisinin endüstriyel vanalara yönelik büyük bir talebe tanık olması muhtemeldir.”

Raporda öne çıkan fırsatlar

Endüstriyel vanaların IIoT ve endüstri 4.0 ile entegrasyonu

Akıllı su temini için yapay zeka ile entegre vanalara artan talep

Endüstriyel vanaların üretiminde 3D baskı tekniğinin kullanımı

Artan yakıt talebi ile gelişen petrokimya endüstrisi

Valf üreticilerinin odağına aldığı daha iyi bakım ve satış sonrası hizmetler

Eski vanaların yerine akıllı vanaların benimsenmesi 

Raporda öne çıkan zorluklar

Vana üreticilerinin kar marjlarını ve nakit akışını etkileyen satın almalara odaklanması

Azalan ürün farklılaştırması nedeniyle şiddetli rekabet

Vanaların hatalı çalışması ve arızalanması nedeniyle planlanmamış duruşlar

Vana imalatının yüksek maliyeti

Rapor detayları

Tahmin dönemi: 2023 – 2028

2023’te öngörülen pazar değeri: 80,4 milyar dolar

2028 itibarıyla tahmin edilen pazar değeri: 99,8 milyar dolar

Yıllık bileşik büyüme oranı: %4,4

Kapsanan bölgeler: Küresel

Kaynak: https://www.globenewswire.com

Devamını Oku

Trendler

Pompa Vana ve Sistemleri Dergisi - Pump Valve and Systems Magazine sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et