Bölüm tercihinden tutun da iş bulma yolundaki tüm adımlarda cinsiyet ayrımcılığı yaşayan öncelikle kadın sonrasında tüm meslektaşlarıma umut olması için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Kimimizin ailesinin “Mühendislik kız çocuğu için uygun değil, öğretmenlik yaz” görüşünü; çoğumuzun ise staj için firmalardan “erkek stajyer arıyoruz” gibi tepkileri aldığı çok aşikâr. Peki neden? Türkiye gibi cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olduğu bir ülkede, kadın mühendisler de maalesef eşitsizlikten payını alıyor.
Teknoloji ile ilgili sektörler ne yazık ki kadın ve erkeklere eşit haklar tanımıyor. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından 2016-2017 yılında hazırlanan istatistiksel verilere göre; mühendislik ve mühendislik işleri sınıflaması altında yer alan alanlardaki toplam erkek öğrenci sayısı 219.590 iken kız öğrenci sayısı 61.861’dir. Kadın mühendislerin öğretim hayatındaki azınlık durumu çalışma hayatında da değişmiyor. Yapılan bir hata “kadın işte” ön yargısını getiriyor. Ya da başarılan bir işte “vay be, kadına bak” şaşkınlığını. Ve bundan dolayıdır ki profesyonel kimlik, bu cinsiyet algısı içerisinde yok olup gidiyor.
Herkes size “Mühendislik mezunu her yüz çalışanın sadece on beş tanesinin kadın olduğunu biliyor muydunuz?” sorusunu sorar ama ben “dünyanın ilk bilgisayar programcısı Ada Lovelace’i, elektrik enerjisi sistemi analizinde uzmanlaşmış ilk kadın elektrik mühendisi Edith Clarke’i veya Houston Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğrenciyken üye olduğu Amerikan Kadın Mühendisler Birliği Başkanlığı’na seçilen ilk Türk Sıddıka Demir Velipaşaoğlu’nu tanıyor musunuz?” diye sormak istiyorum. Peki ya “Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü doktora öğrencisi Binnur Görer’in yaptığı insansı robot NAO’yu biliyor musunuz?” Tüm zorluklara rağmen kadınlar, hayatın her alanında olduğu gibi mühendislik alanında da kendilerini var ediyorlar.
Dünyada, 1900’lü gibi 100 seneyi aşkın bir süredir büyük başarılara imza atmış gurur duyacağımız onlarca kadın mühendis örneği var. Demek ki neymiş; kadın mühendis olurmuş! Eğer fırsat verilirse kadınlar her alanda çok başarılı işlere imza atabilirmiş.
Peki, neden biz de başaramayalım?
Bizlere ofis işini layık görenlere inat; giyelim tulumları, alalım tornavidaları, üstümüz başımız kirlensin ve inelim sahaya. Türk kadını yükseldikçe, Türkiye güçlenecektir. Ülkemizde; çağdaş, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir kadın politikasının yaşama geçirilmesinde Kadın Mühendislerin tarihsel bir rol üstleneceğine inanıyoruz.
Bu doğrultuda ilk hedefi toplumsal kadın algısını yıkmak ve yaşanan mesleki baskıları azaltmak olan bunun yanında da öğrencilere mühendislik alanında bilgiler vererek onların erken yaşta yaşadıkları toplum baskısını azaltmak için kurulan Kadın Komisyonu “sektörde cinsiyet eşitliği” adına çalışmalarını sürdürmektedir.
Peki, şu an neler yapıyoruz? Kadın üyelerimizin mesleki gelişimine katkı sağlayarak hukuki alanda da kadın mühendislerin yanında durmaya, aynı zamanda yaşanan problemleri gündeme getirerek onlara maddi ve manevi destek olmaya çalışıyoruz.
Sesimizi duyurana kadar bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
“Vazgeçmeyeceğiz. Varız ve hep olacağız.”
Yazan: Simge Ayşe Akan, Mekatronik Mühendisleri Derneği Kadın Komisyonu Başkanı