Pompalar

Enerji Tasarrufu Haftası’nda kuraklıkla yüzleşmek

Yayın Tarihi:

on

Türkiye’de her yıl Ocak ayının ikinci haftası düzenlenen Enerji Tasarrufu Haftası’yla bu alanda farkındalık yaratılmaya çalışıyor. 2021 yılında 11-17 Ocak tarihleri arasında Enerji Tasarrufu Haftası etkinlikleri düzenlenirken, özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde azalan yağış oranları ve kuraklık tehlikesi bu yılın öne çıkan konusu oldu.

Küresel iklim krizi ve buna bağlı etkilere 2020 yılında Covid-19’un yıkıcı tesirleri de eklendi. Şehirlerin kontrolsüz büyümesi ve doğal kaynakların hoyratça tahrip edilmesi gibi etkenlere bağlı etkilerin önümüzdeki 30 yıllık süreçte 250 bine yakın insanın ölümüyle sonuçlanması muhtemel salgınlara yol açması Dünya Sağlık Örgütü’nün öngörüleri arasında yer alıyordu. Ancak 2020 yılında ortaya çıkan pandemi bu tehditle çok daha erken bir yüzleşmeye sebebiyet verdi.

Bununla birlikte, özellikle büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde baş gösteren kuraklık tehdidi, verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramlarının yeninden gündem olmasına sebep oldu.

Pompa sistemlerinde enerji verimliliğinin önemi

Enerjinin etkin ve verimli kullanılması tüm sektörler için son derece büyük önem taşıyor. Pompa ve vana sektörleri de bu alanda çok büyük öneme sahip çünkü Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı’nın verilerine göre dünyadaki elektrik motorlarının sarf ettiği enerjinin %22’si pompalar tarafından tüketiliyor. Bu sebeple pompa sistemlerinin verimli hale gelmesi enerji tasarrufu açısından son derece büyük bir önem taşıyor.

Mühendisler ve sektör profesyonelleri pompa ve vana sistemlerindeki yeni teknolojilerin gelişmesine yaptıkları katkıyla verimlilik değerlerinin artırılmasına ve doğal kaynakların daha doğru şekilde kullanılmasına öncülük etmeyi sürdürüyor. Bununla birlikte, özellikle şehirlerdeki altyapının kayıp ve kaçağın önüne geçmek üzere geliştirilmesi de büyük önem taşıyor. Enerji tasarrufu kavramı imalat sektöründen ve sanayi kuruluşlarından bireylerin günlük yaşamdaki davranışlarına kadar geniş bir alanda uygulanması gereken bir olgu olarak öne çıkıyor. Sektörün ve karar vericilerin bu alandaki tutumu ise son derece büyük bir öneme sahip. Akıllı teknolojilerle donatılmış sistemlerle doğa dostu şehirler yaratmak, üretim tarzları benimsemek ve bunu bir yaşam felsefesi hâline getirmek yakıcı bir gereklilik hâlini almış duruda. Doğanın muhteşem dengesi gereği gezegenin insan kaynaklı bu tahribat nedeniyle yok olması söz konusu değil. Çünkü doğa kendi dengesini mutlaka bulacaktır. Ancak bu denge ortaya çıktığında insan ırkının hâlâ varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğini yine insanlığın doğaya dönük tutumu belirleyecek.

Trendler

Exit mobile version