Connect with us

Etkinlikler

Demir-çelik sektörünün buluşma noktası Metal Expo’da, doluluk şimdiden %75’lere ulaştı

Yayın Tarihi:

on

Yeni nesil fuarcılık mottosuyla SKY Fuarcılık tarafından düzenlenen; içeriğindeki etkinliklerle demir-çelik sektörü ve Türk sanayisinin gündemini belirleyen, düzenlenen konferans ve seminer ile sektörün geleceğine ışık tutan ve piyasa oluşturan Metal Expo Fuarı, küresel ölçekte demir-çelik sektörünün üssü olma yolunda ilerliyor. 28 Eylül – 1 Ekim 2022 tarihleri arasında dördünce kez düzenlenecek olan fuar, şimdiden %75 doluluk oranına ulaştı. 

170’ten fazla katılımcı, 25 binden fazla ziyaretçi ve 66’dan fazla ülkeden sektör temsilcisini bir araya getiren Metal Expo Fuarı hakkında değerlendirmelerde bulunan Sky Fuarcılık Genel Müdürü Murat İçer, “Çeşitli zorluklara rağmen Metal Expo ilk yılında 5 ayrı ülkeden 16 yabancı katılımcıya, 62 ayrı ülkeden 600’e yakın yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. İkinci ve üçüncü yılında da günün koşullarına göre iyi bir performans gösterdi. Şimdi kış geçti, artık fuarın baharını yaşamaya hazırlanıyoruz” diyor.

Demir çelik sektörünü METAL EXPO Fuarı’na benzetmek gerekirse, ‘ısındığını’ gözlemliyoruz. Bunun hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Sayfalarınızda görüşlerimize yer verdiğiniz için size teşekkür ederek söze başlamak istiyorum. Benzetmeniz gerçekten çok doğru bir tespit olmuş. Metal Expo’yu düzenleyen ekibin bir parçası olduğum için yorumlarım yanlı algılanabilir fakat sektör Metal Expo’yu gerçekten benimsedi. 2021 sonu itibarıyla %60’lara varan doluluk, şubat ayının ikinci yarısında %75’e ulaştı. Bu çok memnuniyet verici bir ivme, bu şekilde sürerse fuarın tanıtımı için bize gerekli olan zamanın bu yıl kalacağının belirtileri bunlar. Sektör fuarı öylesine benimsedi ki bu konuda zaman zaman katılımcılarla çok çarpıcı diyaloglar yaşıyoruz: Bir keresinde bir müşterimiz bu fuarı gezmeyi çok sevdiğini, 8-9 yıldır bu fuarı ziyaret ettiklerini ve artık katılma zamanlarının geldiğini düşündüklerini söylemişti. Oysa bildiğiniz gibi, Metal Expo sadece üç kez düzenlendi ve yaptığımız görüşmelerden sektörden buna benzer görüşleri sıkça alıyoruz. Yani Metal Expo sektöre öylesine nüfuz etmiş ki, deneyimledikleri her iyi etkinliğin ancak bu fuarda yaşanmış olabileceğini düşünüyorlar.

Yerli üretici için özellikle uluslararası pazarlar çok değerli. METAL EXPO’nun global pazarlardaki katılımcı ve ziyaretçi gruplarıyla nasıl bir ilişkisi var?

Marka bilinirliği bir fuar için çok önemli, henüz yolun başındaki fuara yabancı katılımcı ve ziyaretçi getirmekte zorlanırsınız. Devlet nezdinde bile en az 3 kez düzenlenmemiş fuar, rüştünü ispatlamış sayılmaz. İçerde de durum çok farklı değildir, izleyip karar vermek isteyenlerden bir fuar kadar daha katılımcı listesi oluşturabilirsiniz. Bu saydığım zorluklara rağmen Metal Expo, ilk yılında beş ayrı ülkeden 16 yabancı katılımcıya, 62 ayrı ülkeden 600’e yakın yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. İkinci ve üçüncü yılında da günün koşullarına göre iyi bir performans gösterdi diyebiliriz. Şimdi kış geçti, artık fuarın baharını yaşamaya hazırlanıyoruz. Devlet nezdinde uluslararası fuar sayılmak için gerekli ön koşullara sahibiz, UFI gibi tüm prestijli uluslararası fuarların sahip olduğu bir üyeliğe başvurumuzu tamamladık. Sektördeki tüm dernek ve birlikler bu yıl yabancı alım heyetleri için bize destek vereceklerini açıkladılar, İMMİB ve ÇİB bu konuda görüşme halinde olduğumuz diğer önemli desteklerimiz arasında. Sorunuza dönecek olursak; ihracatçı birlikleri, İTO, sektörel dernekler, hayatını fuarlara yabancı ziyaretçi ve katılımcı getirerek sürdüren profesyonel şirketler olarak hepimiz el birliğiyle doğru ve nitelikli yabancı ziyaretçiyi bu fuarda ağırlayarak, ülkemizin ihracat hedeflerine katkı vermek için kenetlenmiş bir şekilde çalışıyoruz. 

Sektörel medya temsilcileri olarak METAL EXPO’yu konferans ve eğitim gibi birçok etkinliğin aynı anda gerçekleştiği bir eventler bütünlüğü olarak algılıyoruz. 2022’de de bu çok yönlü eventler devam edecek mi?

Fuarda ana katılımcı gruplarının hiç ürün sergilemediği dikkatinizi çekmiş olmalı çünkü Metal Expo bir networking platformu olarak tasarlandı ve tanıtıldı. Sektör de bunu çok doğru bir şekilde algıladı ve desteğini verdi. Bu fuarda ticaret tabi ki öncelikli konumuz ama ticaretin sürdürülebilirliği, sektörün ortak akılla birlikte alacağı kararların isabet oranına bağlı. Bu nedenle, Metal Expo sektörü düşündüren, konuşturan ve ortak bir sektör hafızası oluşmasına ortam sağlayan etkinliklere devam edecek. Fuarda bu yıl; UKUB ülkemizde kalıpçılık endüstrisinin geldiği yeri anlatan bir oturum gerçekleştirecek, Sanayi Bakanlığı ‘Yeşil Mutabakat’ konusunda çalışmaları gözlemek, yönlendirmek için yine işin içinde olan etkinlikler yapacak. 85. yılını kutlayacak olan demir-çelik sektörünü, önümüzdeki 15 -20 yılda nelerin beklediğinin yanıtlarını bu fuardaki etkinliklerde bulacağız.

2022 yılında birçok yeni katılımcının METAL EXPO’ya olan ilgisini gözlemliyoruz. Bunu hangi sebeplere bağlıyorsunuz?

Bu soruyu bir fizik kanunu ile yanıtlayabiliriz: Kütle Çekim Kanunu’na göre bir kütle ne kadar büyükse, etrafındaki cisimleri kendi merkezine doğru o denli büyük bir güçle çeker. Metal Expo da büyüyor ve çekim gücü artıyor. Fuarın bilinirliği, katılımcı ve ziyaretçi sayısının nicelik ve niteliği büyüdükçe, daha çok yeni katılımcı gözlemleyeceğiz. Bunun sonucu olarak 2023 yılında Metal Expo, dört salonda gerçekleşerek büyümesine devam edecek.

Geçen yıl METAL EXPO organizasyonlarının önemli bir parçası olarak düzenlenen Yeşil Mutabakat Çalıştayı, oldukça büyük ses getirmişti. Bu yıl da sektörün önemli sivil toplum kuruluşları ve devletin ilgili bakanlıklarıyla iş birlikleriniz olacak mı?

Bu soruya sayfalar dolusu yanıt verebiliriz ama kısaca şöyle ifade edelim: Demir-çelik sektörü, ihracatçı birlikleri, ilgili bakanlık ve otoriteler büyük bir uyum içinde Metal Expo’nun ülkemizin demir-çelik dünyasına açılan bir kapısı olabilmesi için hareket ediyor.

Pandemi ve online etkileşimin trend haline gelmesi, fiziksel fuarlara olan ilginin azalacağı düşüncesini getirdi. Bu konudaki düşünceleriniz nedir?

Uluslararası Fuarcılar Birliği olan UFİ’nin, ‘Beyin Fırtınası’ ekibinde bulunma şansım oldu. Orada da bu konu yanıt aranan soruların başında geliyordu. Evden çıkamazsak, sosyal birer varlık olduğumuzu göz ardı edebilirsek, ticaretin aslında güven esaslı bir aktivite olduğunu görmezden gelebilirsek fuarları online olarak da yapabiliriz, neden olmasın! Bunun gerçekleşebilmesi için önce sorularıma olumlu yanıt verebilmeniz lazım. Bazı ürün gruplarında belirli bir bütçenin altında kalan standart ürünlerin alışverişinde online ilaçtır ama fuarlara alternatif olmak yerine ancak destekleyici unsur olarak varlıklarını sürdürebilir.

Son dönemlerin en popüler konularından birini Metaverse oluşturuyor. METAL EXPO’yu Metaverse platformunda da deneyimleyebilecek miyiz?

52 yaşındayım, 20’li yaşlarımda bilim kurgu bir kavramın hayatımızda somut bir yer edineceğini, buna Metaverse diyeceklerini söyleselerdi inanmazdım. Bugün bu kavramdan nasıl faydalanabileceğimizi bize anlatan bir sürü uzman görüşüne rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Şimdilik ‘Meta Evreni’nde yer almaktansa, bu evrende neler yapabileceğimize yoğunlaşıp, günü geldiğinde sanal evrenlerde var olmanın planlarını da yapıyoruz ama bu işin kanunlarının yazılıp kabul görmesini beklemek gerekir diye düşünüyorum.

Sorularımıza eklemek istediğiniz bir husus var mı?

Dört yıl önce yazmaya başladığımız bu hikayeye dahil olan ve her koşulda bizi destekleyen katılımcılarımızı burada anarak, onlara teşekkür etmek istiyorum. Tosyalı, Kardemir Karabük, Kardemir Haddecilik, Işık Çelik, Taşkazan, Alp Steel, Yükselen Çelik, Göktürkler Çelik, Çelik Metal, Kar Metal, Tecer Metal, Dempaş her yıl Metal Expo’da katılımcı olarak yer aldılar. Onlar olmasaydı, Metal Expo uluslararası kimliğe bürünemezdi.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Etkinlikler

Türkiye, suyun yüzde 40’ını şebekelerde kaybediyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı kullanıcılara ulaşmadan şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke. Pompa sektörünün yarım asırlık lider firması Masdaf’ın Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması konusunda yapılması gerekenleri açıkladı:

Suyun yüzde 40’ı şebekelerde kaybediliyor

“Barajlarda bulunan ham su, iletim hattıyla arıtma tesislerine oradan haznelere ve şebekeler yardımıyla da evlerimize ulaşıyor. Ancak Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Su kaynaklarını doğru yönetmek ve suyun kullanıcılara ulaşmadan kaybolmasını önlemek konusunda yerel yönetimlere önemli roller düşüyor. Çünkü yerel yönetimler, suyu evlere taşıyan şehir şebekelerini doğru sistemler ile yöneterek bu kayıpların önüne geçebilir. Bu kapsamda şebeke suyunu basınçlandırmak için kullanılan pompalar ile suyu taşıyan boruları doğru seçmek ve bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor.

Eski pompalar yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor

İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış pompalar su israfının yanı sıra enerji israfına da neden oluyor. Çünkü aynı hacimde su pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle eski pompa sistemlerini, yüksek verimli ve elektronik olarak kontrol edilen yeni pompalarla değiştirmek gerekiyor. Yenilenen sistem hem iki yıl içinde kendini amorti ediyor hem de yüzde 40 daha az enerji tüketiyor.

Şehir şebekelerinde kullanılan borulara dikkat!

Şehir şebekelerindeki kayıpları önlemek için yalnızca akıllı pompa teknolojileri ile suyu basınçlandırmak da yeterli değil, bir diğer önemli parametrenin de şehir şebekelerinde kullanılan borular olduğunu söyleyebiliriz. Eğer sistemdeki borular eski ve yıpranmış ise patlama veya delinme gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Akıllı pompa teknolojileri ile doğru basınçlandırma yapılmalı

Borularda yaşanan patlama veya delinmenin nedenlerinden bir diğeri ise uzun boru hatlarındaki kayıpları karşılamak amacıyla şebekenin çıkış noktalarına yerleştirilen pompalardaki basınçların yüksek tutulması oluyor. Bu nedenle alt yapı sistemlerini bir bütün olarak değerlendirip, mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak gerekiyor.

Kullanım ömrü 10 yılı aşan pompaları, akıllı pompa teknolojileri ile yenileyerek doğru basınçlandırma yapmak, kaçakları tesit edip boruları yenilemek şebekelerden kaynaklı su israfını önleyecek bir çözüm olacaktır.” dedi.

Devamını Oku

Etkinlikler

Dünya, yaşamın temel kaynağını hızla tüketiyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihinde kutlanan; küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilikle, diğer yandan vahşi sulama ve bilinçsiz su tüketimiyle anlamı her yıl artan Dünya Su Günü, 2024 yılında “Barış için sudan faydalanmak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki hayati rolünü öne çıkaran tema, aynı zamanda su kıtlığı, kirliliği ve suya eşit olmayan erişim gibi sorunların toplumlar ve ülkeler arasındaki gerilimleri artırabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili küresel araştırmalar ise dünyada 785 milyon insanın suya erişemediğini ortaya koyarken, 2050′ye kadar her 4 kişiden en az birinin kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını öngörüyor. Farklı bir araştırmada ise, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının su kıtlığı çektiği, bu durumun önümüzdeki yıllarda artarak 2050 yılında 4 milyar insanı etkileyeceğini bildiriyor. 2023 yılının Kasım ayında yayınlanan son UNICEF raporuna göre, her 3 çocuktan 1’i (739 milyon) şiddetli veya çok şiddetli su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor ve iklim değişikliği bu durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.

Küresel su tüketimi sektör bazında incelendiğinde temiz suyun;

  • %69’u gıda ve tarım,
  • %21’i enerji ve endüstriyel,
  • %12’si içme suyu ve evsel tüketimde kullanılıyor.

Türkiye’de durum ne?

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. World Rescue Institute’nin (WRI) 2040 yılına dair oluşturduğu Su Stresi Haritası’na bakıldığında ise, ülkemizin su stresi seviyesinin artarak, 2040 yılında büyük bir bölümünün Yüksek Su Stresi ve Su Kıtlığı kategorilerinde yer aldığı görülüyor. Haritaya göre, Türkiye dünyada su stresi yaşayan 50 ülke arasında 32. sırada yer alıyor.

Yetkililer ise, son yıllarda bu duruma ilişkin önlemler almaya çalışıyor. 2023 yılının Kasım ayında su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımı amacıyla üst düzeyde koordinasyon ve iş birliği sağlaması için oluşturulan Ulusal Su Kurulu, 2024 yılının Ocak ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kullanımı ve iklim değişikliği etkilerinin bu şekilde artarak giderse; 6 yıl sonra nüfusun yüzde 49’unun, tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su yetersizliği riskiyle karşı karşıya kalacağını söyleyerek, “Bu durumla yüzleşmemek için riski krize dönüşmeden yönetmemiz gerekiyor” açıklamasında bulunuyor.

Su Verimliliği Seferberliği başta olmak üzere, son yıllarda su kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı için birçok yatırım ve önemli düzenlemeleri hayata geçiren Türkiye, Ulusal Su Kurulu ile sektörel su tahsislerinin de değerlendirileceği su arzına ilişkin kısa ve uzun vadeli plan, politika ve stratejiler oluşturmayı hedefliyor.

“Su vatandır” vizyonu ve sloganıyla yürütülen bilinçlendirme çalışmalarını destekliyor, geleceğimiz için bu denli önemli bir alanda faaliyet gösteren tüm sektör paydaşlarımızın Dünya Su Günü’nü kutluyoruz.

Devamını Oku

Etkinlikler

REWA Anatolia 15 Şubat’ta başlıyor

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Sürdürülebilirlik hareketinin çekim merkezi REWA Anatolia, Doğu Akdeniz’in öncü şehri Adana’da 15 Şubat’ta kapılarını açıyor. Yeşil büyüme konseptini merkezine alan REWA Anatolia, sürdürülebilir bir kalkınma için sektör paydaşlarına eşsiz bir ticaret platformu sunuyor.

15-17 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek REWA Anatolia’nın açılış konuşmacıları arasında; REWA Anatolia İcra Komitesi Başkanı Ebru Can, Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Kosova Cumhuriyeti Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka yer alıyor. ‘Bir İleri Dönüşüm’ açılış defilesiyle devam edecek etkinliğin ilk günkü konu başlıklarını; ‘Sürdürülebilir Ekonomi, Sıfır Karbon Ayak İzi, Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi’, ‘OSB’de Yeşil Dönüşüm’, ‘Karbon ve Su Ayak İzi’ oluşturuyor.

REWA Anatolia etkinlik programına https://rewanatolia.com/event-program/linkten erişebilirsiniz.

Devamını Oku

Trendler

Pompa Vana ve Sistemleri Dergisi - Pump Valve and Systems Magazine sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et