Connect with us

Soğutma Mühendisliği İçin Fitingsler

Havalandırma cihazlarında EcoDesign direktifi

Yayın Tarihi:

on

Arkun Andıç – Systemair HSK, Proje ve İş Geliştirme Şefi

ErP Direktifi sayesinde enerji tüketen birçok ürünün enerji tasarruf potansiyeli araştırılmakta ve enerji verimliliklerine ilişkin asgari gereksinimler belirlenmektedir. Bunun sonucunda, Haziran 2010’da fanlar için zorunlu sınır değerleri Havalandırma Cihazlarında Ecodesign Direktifi belirlenmiştir. Direktif, fanları nozul, kanatlar ve motorun yanında eğer varsa kumanda devresinden oluşan bir cihaz olarak tanımlamaktadır. Buradaki amaç, Avrupa pazarındaki fan şartnamelerine genel bir asgari verim sınırlaması getirmekti ve ilk etap 2013 yılında yürürlüğe girmiştir. Neden fanlara odaklanıldığı ise aşağıdaki grafikten açıkça ortaya çıkmaktadır. Grafikte, dünyada tüketilen elektrik enerjisinin elektrik motorlarına göre dağılımı görülmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere özellikle havalandırma cihazlarında kullanılan 0,75-30kW aralığındaki fanlar enerjinin %68’ini tüketmektedirler. 327/2011 sayılı regülasyonun ikinci aşaması ise 2015’de yürürlüğe girmiş olup fanlarla ilgili asgari verim gereklilikleri zorlaştırılmıştır. Bunun sonucunda da birçok ürün piyasadan çekilmiş ve yerlerine yeni ve daha verimli modeller sürülmüştür.

1253/2014 ve 1254/2014 Sayılı Regülasyonlar

1 Ocak 2016’da ise ErP direktifinin son aşaması devreye girmiştir. Buna göre bir binada veya binanın bir kısmında, havayı dış hava ile değiştiren tüm havalandırma cihazları regülasyon kapsamında tanımlanmıştır. Kanal, çatı tipi veya hücreli fanlar, konut tipi klima santralleri ve modüler klima santralleri bu regülasyon kapsamına dahildir. Direktif kapsamında bu cihazlar mekanik uygulamacı kapsamında da olabilmek kaydıyla kesinlikle minimum 3 hızlı bir kumanda devresine de sahip olmalıdır. Daha önce devreye girmiş olan 327/2011 sayılı regülasyon ise sadece komponent üreticilerini etkiler durumda kalmıştır.

Motorlar için de ayrı bir regülasyon var. “Motor Direktifi”nin farkı nedir?

640/2011/AT sayılı ErP uygulama regülasyonu daha önceden 2011 girmiştir. Bu regülasyon elektrik motorlarının IEC standartlarına göre minimum verimliliklerini belirlemektedir. Regülasyon sadece motorlar ile ilgili olup 2011 yılından itibaren ülkemizde de geçerlidir. Buna göre 2015 yılı itibariyle 7,5-375kW arası motorlar direkt sürülecek ise minimum IE3 verim sınıfı aranmakta, hız kontrolü olması durumunda ise IE2 verim sınıfında motor kullanımına izin verilmektedir. Konut dışı ve konut tipi havalandırma cihazları için 1253/2014 sayılı AB Ecodesign Direktifi 1 Ocak 2016 itibariyle yürürlüğe giren direktif havalandırma ünitelerini konut tipi ve konut dışı (residential, non-residential) olmak üzere ikiye ayırmıştır. 250m3/h debinin altındaki tüm cihazlar bu sınıflandırmada konut tipi olarak geçmekte olup, aynı beyaz eşyalarda olduğu gibi üzerlerinde enerji etiketi bulunması zorunludur. Bu enerji etiketinde cihazın nominal debisi ve ses güç seviyesi de belirtilmek zorundadır. 250-1000m3/h debi aralığındaki cihazların sınıflandırması ise üreticiye bırakılmıştır. Eğer üretici ürettiği ürünü “Konut Tipi Havalandırma Cihazı” olarak piyasaya sürerse enerji etiketi vurmak zorundadır. Aksi halde böyle bir gereklilik yoktur. 1000m3/h üzeri cihazlar ise kesinlikle konut dışı havalandırma cihazı olarak tanımlanmış olup, kendi içlerinde tek yönlü(Unidirectional) PV29 – Haziran-Temmuz-Ağustos’17 – pompa-vana.com 66 ve çift yönlü(bidirectional) olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Literatürde be sınıflandırma UVU ve BVU olarak geçmektedir.

Ecodesign Direktifi klima santrallerinde neyi değiştiriyor?

İklimlendirme sektöründe klima santrali şartnameleri fan kanat tipi, motor verimi, fan verimi, ısı geri kazanım tipi, ısı geri kazanım verimi, kesit hızı, by-pass damperleri gibi santral total verimine etki edebilecek birçok parametreyi barındırmaktadır. Aslında tüm bunlar elektrik enerjisi ve ısıtma-soğutma enerjisi ihtiyacında tasarruf sağlamaya yöneliktir. Ecodesign direktifi, tüm bu parametrelerin etkisi içeren bir hesap tekniği getirmiş ve minimum gereksinimleri karşılamayan klima santrallerinin pazara sunulmasını engellemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, Eurovent 6/12’ye göre yapılan enerji sınıflandırmasından farklı olarakEcodesign direktifinin cihaz dışı basınç kayıplarını dikkate almayıp, cihazları referans dizaynlar üzerinden karşılaştırmasıdır. Ecodesign Direktifi’nin klima santrallerine getirdiği birkaç temel değişiklik ise aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Taze hava oranı %10 üzerinde olan tüm santraller bir “havalandırma cihazı”dır ve ısı geri kazanım sistemine sahip olmak zorundadır. • 2016 itibariyle run-around ısı geri kazanım sistemleri minimum %63, plakalı veya döner tamburlu ısı gerikazanım sistemleri minimum %67 verime sahip olmalıdırlar. 2018 yılında ise bu değerler %67 ve %73 olarak yükseltilecektir. • Isı geri kazanım sistemleri kesinlikle termal by-pass’a sahip olmalıdır. Bu, plakalı sistemler için üfleme tarafında by-pass damperi, döner tamburlu sistemde ise rotoru durdurabilme anlamına gelmektedir. • 2018 yılı itibariyle tüm filtrelerde analog manometre bulunmalıdır. • Kullanılan fanlar minimum 3 hızlı veya değişken devirli olmalıdır. • Üretici, klima santralinin veya fanın teknik çıktısı üzerinde Ecodesign hesabını kesinlikle göstermeli ve limit SFPint değerine karşılık cihazın uyumluluğunu belgelendirmelidir.

Kapsam dışı uygulamalar:

• Hava akımı başına çekilen gücün 30W’ın altında olduğu cihazlar
• Sadece gövdeden oluşan aksiyel veya santrifüj fanlar
• Ex-Proof uygulamalar
• Günlük havalandırma için kullanılmayan tek kademeli duman egzoz fanları
• Sürekli 100°C üzerinde havanın taşındığı fanlar
• 65°C üzerinde ortam sıcaklıkları içinolan fanlar
• -40°C altı ortam sıcaklıklarında çalışacak fanlar
• 1000V AC veya 1500V DC üzerindeki besleme gerilimi
• Zararlı, korozif gazların tahliyesi için kullanılan fanlar
• Dahili ısı pompası bulunan klima santralleri
• Endüstriyel mutfak egzoz uygulamaları

Direktifin Türkiye’ye etkisi nedir?

Direktif AB üyesi olmadığımız için Türkiye’yi direkt olarak etkilememektedir, yani iç piyasada satılacak olan havalandırma cihazlarında Ecodesign uyumluluğu şartı aranmaz. Ancak Türkiye için en büyük kafa karışıklığı cihaz üzerine CE etiketi basımı ile ilgili konudur. 2016 yılı itibariyle fanlar, ısı geri kazanım cihazları ve klima santrallerine CE etiketi basabilmek için aşağıdaki alt direktiflere uyumluluk gerekmektedir:

• Makine Direktifi 2006/42/EC
• Alçak Gerilim Direktifi 2006/95/ EC
• EMC Direktifi 2004/108/EC
• Ecodesign Direktifi 2009/125/EC – EU 1253/2014 Bu şartlar altında, Ecodesign’a uygun olmayan cihazlara CE etiketi basılması Türkiye için de mümkün değildir.

Sonuç:

Yapılan istatiksel çalışmalar Ecodesign direktifine uygun klima santrallerinin direktif öncesinde satılan santrallerle kıyaslandığında yaklaşık %20 daha büyük hacimde olduğunu göstermektedir. Bu, daha büyük mekanik alanlar ve daha yüksek yatırım maliyetleri anlamına gelmektedir. Yatırım sahiplerine Ecodesign’ın faydalarını ve düşük enerji tüketimini anlatarak buna uygun projeler üretmekte büyük bir sorumluluk da vizyon sahibi mekanik proje müelliflerine düşmektedir. Öte yandan, en büyük ticaret ortağımız olan AB’ye ihracat yapmakta olan üreticilerimiz için de Ecodesign hayati önem taşımaktadır Üreticiler kısa sürede gerekliliklere hakim olmalı ve seçim programı, teknik ve kalite dökümanların uyumlu hale getirmelidirler. Tüm bu çabalar neticesinde, ilerleyen birkaç yıl içerisinde Türkiye’de de havalandırma cihazları için Ecodesign Direktifi’nin olmazsa olmaz bir gereklilik olarak karşımıza çıkacağından hiç şüphe yoktur.

Türkiye endüstrisine, alana özel, spesifik yayınlar üreten MONETA Tanıtım’ın sektörel dergilerinin ve web portallarının editörlüğünü yapmaktayım. Yeni nesil, dinamik yayıncılık anlayışıyla, dijital ve basılı mecralarda içerik geliştirmek için çalışmaktayız.

Sektör Haberleri

Carrier AquaSnap Hava Soğutmalı Scroll Chiller Serisi, R-32 versiyonunda

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

Carrier AquaSnap® soğutma grubu serisi, önceki R-410A soğutucu akışkan kullanılan seriye kıyasla, performansı artıran ve sera gazı emisyonlarını %80’e varan oranda doğrudan azaltan R-32 soğutucu akışkan ile sunuluyor. Yenilikçi hava soğutmalı ürün grubu, HFC soğutucu akışkanlarının Avrupa F-gazının kullanımdan kaldırılması gereksinimlerini ve 2021 eko-tasarım gerekliliklerini karşılıyor. Yüksek teknolojili ısıtma, iklimlendirme ve soğutma çözümlerinde dünya lideri markalardan biri olan Carrier; yenilikçi ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC), soğutma, yangın, güvenlik ve bina otomasyonu teknolojilerinin önde gelen küresel sağlayıcısı konumunda yer alıyor. Carrier, ticari soğutma grubu serilerinde kullanım için 675 düşük küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip R-32 soğutucu akışkanı seçti. R-32, mevcut R-410A versiyonunun küresel ısınma potansiyelinden üçte iki daha az bir GWP’ye sahip. Bu özellik, sistem soğutucu şarjı azalması gibi önemli bir nitelikle beraber %30’a kadar, sera gazında ise doğrudan %80’e varan olağanüstü bir azalma sağlıyor. 5.33’e kadar olağanüstü bir Mevsimsel Enerji Verimliliği Oranı’na (SEER12/7) ve 3.77’ye kadar Mevsimsel Performans Katsayısı’na (SCOP) ulaşan AquaSnap Serisi, 40 kW ile 940 kW arasındaki kapasiteleri içeriyor.

R-32 soğutucu akışkanlı AquaSnap, geniş bir uygulama yelpazesinin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Ürün yelpazesi, 48 santigrat derece dış hava sıcaklığına kadar genişletilmiş bir çalışma haritasını kapsıyor ve her koşulda maksimum verimlilik için Carrier’in sınıfının en iyi teknolojilerini içeriyor.

Konuyla ilgili konuşan Carrier HVAC-Commercial Avrupa Başkan Yardımcısı Didier Genois, “Carrier’in R-32 soğutucu akışkanlı AquaSnap Serisi, müşterilerimizin 2021 Eko-tasarım gereksinimlerine uyumu tahmin edebilmelerine olanak tanırken, HFC için Avrupa F-gaz düzenlemesinin sonraki adımlarını da destekliyor. Seri ayrıca müşterilere ısıtma ve soğutma koşullarında sınıfının en iyisi performansı sağlar” açıklamasında bulunuyor.

R-32 soğutucu akışkanlı AquaSnap’ın özellikleri:

  • Yük gereksinimlerini karşılayabilen çoklu kaydırmalı kompresörler.
  • Tam ve kısmi yük koşullarında yüksek performans için gerçek çift devreli tasarıma sahip lehimli asimetrik plakalı ısı eşanjörleri.
  • Gerçek zamanlı kapasite için akıllı enerji izleme fonksiyonu ve enerji tüketimi ölçümü.
  • Premium versiyonlarda Greenspeed® zekası: Değişken hızlı fanlar ve değişken hızlı pompalar.

Devamını Oku

Soğutma Mühendisliği İçin Fitingsler

Danfoss Mobil CO₂ Konteyner’ı, 2018’in ilk eğitimi için Türkiye’de

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

CO₂’nin perakende gıda sektöründe giderek tercih edilen doğal soğutkanlardan biri olmasıyla birlikte, kullanımı konusunda eğitim ihtiyacı hızla artmaktadır. Danfoss, bu ihtiyaca yönelik bir çözüm olarak 2016 yılı Eylül ayında Mobil CO₂ Eğitim Birimini hayata geçirdi. Son derece başarılı olan ilk eğitimlerin ve sunumların ardından Danfoss, bu hizmeti tüm dünyaya sunmaya karar verdi.

Geleneksel HFC kullanımı, Florlu Gazlar Düzenlemesine bağlı olarak kademeli olarak azalırken ve çevre kirliliğine karşı karbon salınımını azaltmanın yeni yolları aranırken, perakende gıda soğutmasında CO₂ hızla öne çıkmaktadır. Mevcut CO₂ soğutma çözümleriyle müşterilerinin rekabet avantajı kazanmasına yardımcı olan Danfoss Mobil CO₂ Eğitim Birimi, tüm bunların uygulamada nasıl bir araya geldiğini gösteriyor.

Danfoss Türkiye Gıda ve Perakende Satış Mühendisi Engin Sökmen bir açıklama yaparak “CO₂ teknolojisi, günümüzde kullanılabilir olmakla beraber gelişmeye devam etmektedir” dedi ve şöyle devam etti: “Bu doğal soğutkanın tüm potansiyelinden yararlanmaları için perakendecilerin yanı sıra soğutma sistemleri üretimi, kurulumu ve servis hizmeti veren firma çalışanlarına CO₂ hakkında gerekli bilgiyi sağlamak mobil CO₂ Eğitim Birimi misyonumuzun bir parçasıdır.”

Dünya turuna 2017 yılında Amerika’da başlayan konteyner, sonrasında Avustralya ve Malezya’nın ardından 2018 Ocak sonu itibariyle Türkiye’de olacak. 29 Ocak-2 Şubat tarihlerinde Cantaş Gebze Tesisleri, 7-10 Şubat Sodex Fuarı, 12-16 Şubat ISKAV eğitimlerinin ardından İstanbul’dan İzmir’e geçerek, 19-23 Şubat tarihlerinde Frigoduman’nın İzmir yerleşkesinde olacak. Ardından, dünya turuna Güney Avrupa ülkeleriyle devam edecek.

Mobil Eğitim Konteynerında sunulan CO₂ çözümleri, basit gaz baypas sistemlerinden, ısı geri kazanımlı paralel sıkıştırma çözümlerine kadar değişmektedir. Ünitenin Türkiye turu süresince eğitmenler, Danfoss’un AHR Expo İnovasyon Ödülünü alan Multi Ejector teknolojisini tanıtacak ve demosunu yapacak olup, yılın en sıcak gününde bile sistem verimliliğini %20’ye kadar artırma potansiyeli sayesinde transkritik CO₂ sistemlerinin kullanım alanını sadece soğuk ve ılıman iklimlerle sınırlı olmaktan çıkacağını gösterecekler.

Danfoss, on yılı aşkın bir süredir altı kıtada kurulu binlerce tesiste, transkritik ve subkritik sistemler için CO₂ teknolojilerine öncülük ederek çok değerli tecrübeler kazanmıştır. Bu sistemler ve saha testleriyle birlikte, CO₂ doğal akışkanın süpermarketlerdeki soğutma sistemlerinde de uygulanabileceğini kanıtlamış ve çevre dostu olmasının yanında enerji tasarruflu sistemlerin kullanılmasına olanak vermiştir. Mobil eğitim birimine aktarılan bilgi ve deneyim, bu imkânları dünyanın her yerindeki kullanıcılar için ulaşılabilir hale getirmektedir.

Devamını Oku

Soğutma Mühendisliği İçin Fitingsler

Avrupa’nın yüksek enerji verimli soğutma kompresörü ihtiyacını Embraco karşılayacak

Yayın Tarihi:

on

Yazar:

 

Yüksek verimli çevre dostu ürünleriyle küresel ölçekte bir üretici olan Embraco, kapasite genişletme stratejisi kapsamında yaptığı yatırımla İtalya ve Çin’deki üretimini artırıyor. Embraco, tasarruflu ve sessiz çalışan ürünlerini Türkiye de dâhil olmak üzere Avrupa piyasalarına sunarak buzdolabı üreticilerinin daha yüksek verimliliğe sahip ve daha çevre dostu ekipmanlara artan talebini karşılayacak.

 embraco_logo

Soğutucular için hermetik kompresör üretiminde dünya lideri olan Embraco, Avrupa’ya yönelik üretim projesi kapsamında, Embraco Fullmotion teknolojisi ile gerçekleştirdiği küresel ölçekte üretimini 2015’e kadar yaklaşık yüzde 140 oranında artıracağını açıkladı. Bu hedefe yönelik olarak İtalya ve Çin’deki üretim tesislerine önemli ölçüde yatırım yapacak olan Embraco, bu adımıyla global müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı karşılık verebilmenin yanı sıra Avrupa ve Asya Pasifik bölgesindeki varlığını güçlendirmeyi ve global rekabet gücünü pekiştirmeyi hedefliyor.

İtalya fabrikasına yapılacak olan yatırımlar, şirketin Embraco Fullmotion teknolojisini içeren kompresörleri tüm dünyaya yayma planının ilk adımını oluşturuyor. Embraco İtalya’da Avrupa pazarına yönelik üreteceği kompresörler ile Avrupalı buzdolabı üreticilerinin daha yüksek verimliliğe sahip ve daha çevre dostu ekipmanlara olan talebini karşılayacak. İtalya fabrikasının yanı sıra, Çin’deki Embraco fabrikasının da üretim kapasitesi artırılacak.

Embraco İtalya Genel Müdürü Giuseppe Daresta, şirketin yeni atılımı hakkında yaptığı açıklamada “İtalya’daki hermetik kompresör üretimimizi artırıyoruz. Kapasite artırımıyla, pazarda büyük rağbet gören Embraco Fullmotion teknolojisinin arzını daha geniş ölçekli olarak sağlamanın yanı sıra, müşterilerimize daha yüksek enerji verimi sağlayan ürünlere artan talebi karşılayabileceğiz” dedi.

Giuseppe Daresta şunları vurguladı: “Embraco üretim yaptığı ülkelerde istihdamı artırmanın yanı sıra ekonominin güçlenmesine de katkıda bulunuyor. Ayrıca, enerji verimliliğini sürekli artırdığımız ürünlerimizle yaşam kalitesini artıran çözümleri sunmak, misyonumuzun önemli bir parçasıdır.”

Embraco Fullmotion – tutumlu ve konforlu

 

Değişken hızlı kompresör üretiminde öncü olan Embraco, bu teknolojiyi mükemmelleştirerek buzdolaplarının ve dondurucuların enerji tüketimini Avrupa’da en çok satılan klasik aç-kapa teknolojisine kıyasla %25’e varan oranlarda azaltabilen Embraco Fullmotion kompresörünü yarattı.

Embraco Ev Aletleri Kurumsal Direktörü Pierluigi Zampese bu konuda şu bilgileri verdi: “Dünyanın pek çok bölgesinde buzdolaplarında 10 yıldır yaygın olarak kullanılan eski teknolojilerle karşılaştıracak olursak, Embraco Fullmotion teknolojisi enerji veriminde toplam yüzde 40’a varan kazanç sağlıyor. Bunu, bu teknoloji sayesinde –ister ticari olsun ister ev tipi olsun– buzdolabının sistemin gereksinimlerini otomatik olarak ’bilmesi‘ ve tüketicinin ihtiyaçlarına uygun bir düzende çalışmasını sağlayarak başarıyoruz.”

Tüm dünyaya yönelik Embraco Fullmotion teknolojisi üretimini artıran şirket, buzdolabı üreticilerinin gittikçe daha yüksek standartlar gerektiren enerji verimliliği mevzuatına uyum sağlamasına da katkıda bulunuyor. Halen ABD’de yeni çevre yasa ve yönetmelikleri, 2014 yılına kadar yüzde 30 dolayında verimlilik artışı sağlanmasını zorunlu tutuyor. Avrupa Birliği ülkelerindeyse, sektör firmaları 2020 yılına kadar şu andaki enerji tüketiminin yüzde 20 azaltılmasını zorunlu kılan yeni standartlara uygun ürünler geliştiriyor. Çin’deyse çevre mevzuatı mevcut enerji verimliliği standardında iki basamaklı bir gelişim öngörüyor. İlk aşamada ev tipi soğutucu cihazlar 2015 yılına kadar mevcut cihazlardan yüzde 20 daha iyi bir enerji verimliliği performansı sergilemek zorunda. İkinci aşama ise 2020 yılına kadar gerçekleştirilecek enerji verimliliği düzeyinden %15 artış öngörüyor.

Pierluigi Zampese’ye göre daha verimli çözümlerin benimsenmesi sadece soğutma cihazları sektörüne değil, son tüketiciye de büyük yararlar sağlıyor: “Embraco Fullmotion teknolojisi enerji tüketimini önemli oranda düşürüyor, kullanıcıların elektrik faturasında tasarruf sağlıyor, gıdaların daha iyi muhafaza edilmesini sağlayarak çöp oluşumunu azaltıyor, buzdolaplarının gürültü seviyelerini düşürüyor. Dolayısıyla kullanıcıların günlük yaşamlarına daha fazla sağlık ve kalite getiriyor.” Buzdolaplarının gürültüsünün azaltılması, alışkanlıklarda ve tüketicilerin gereksinimlerinde meydana gelen değişimlere paralel olarak giderek önem kazanan bir öncelik. Yaşam alanlarının gittikçe küçülüyor olması bakımından sessiz çözümler önem taşıyor. Nüfusun giderek arttığı dünyamızda, buzdolabıyla televizyonun ortak bir alanı paylaştığı evler gittikçe yaygınlaşıyor. Embraco Fullmotion sayesinde, buzdolabından yayılan gürültüde 2 desibele varan bir azalma sağlanabiliyor, bu da duyarlı kulaklar için büyük bir fark oluşturuyor. Teknolojinin diğer bir avantajıysa, buzdolabı içerisinde daha hızlı soğutma ve daha iyi sıcaklık denetimi gerçekleşmesi. Böylece gıda güvenliğinin artması ve gıdaların daha etkin bir şekilde korunması sağlanıyor.

Embraco, 1998’de piyasaya sürdüğü Embraco Fullmotion kompresörlerinden şimdiye kadar 11 milyon üniteden fazla sattı. Embraco Fullmotion teknolojisinin kullanılmaya başlanması, o sıradaki teknolojiye kıyasla 5.000 GWh enerji tasarrufu sağladı, bu yaklaşık 3 milyonluk nüfusa sahip bir metropolün 6 aylık elektrik tüketimine karşılık geliyor.

Devamını Oku

Trendler

Pompa Vana ve Sistemleri Dergisi - Pump Valve and Systems Magazine sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et